Karain Mağarası’na dair Bunları Biliyor musunuz?
Deniz seviyesinden 430-450 metre arasında yüksekliği olan, Karain Mağarası’nın, Antalya’nın 30 kilometre kuzeybatısında eski Antalya-Burdur karayoluna 5-6 kilometre uzaklıkta bulunan Yağca köyü sınırları içinde bulunduğunu, Türkiye’nin Yarımburgaz Mağarası ile birlikte en büyük doğal oluşumlu mağaralarından biri olduğunu biliyor musunuz?
Karain Mağrası'nın içinden bir görsel |
İnsanlık tarihinin Anadolu ayağı için büyük önem taşıyan Karain Mağarası’nın, 1946 yılından beri mağara bünyesinde yapılan kazı çalışmaları ile araştırıldığını, kazılardan elde edilen verilerle, bölgenin günümüzden 500.000 yıl kadar önce de yerleşim merkezi olarak kullanıldığı sonucuna varıldığını,
Karain Mağarası’nın Türkiye toprakları üzerinde içinde insan yaşamış en büyük mağara olarak tanımlandığını,
Karain Mağarası’nın, tek başına bile, Anadolu ve Yakın Doğu tarihi açısından önemli bir Paleolitik merkez olarak kabul gördüğünü, Mağara bünyesinde Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tunç Çağı gibi tarih öncesi dönemlerde ve Klasik Çağda Anadolu’da yaşayan insanlar tarafından kesintisiz bir iskan yeri olarak kullanıldığını, bunun doğal sonucu olarak da Mağaranın, bölgede yapılan kazılar sonucunda elde edilen arkeolojik buluntuların alt Paleolitikten başlayarak Geç Roma dönemine kadar görülen yerleşim izleri ile Anadolu arkeolojik çalışmalarında önemli bir boşluğu doldurduğunu biliyor musunuz?
Karain Mağarası’nın Klasik dönemdeki kullanımına gelince, daha çok bir Adak Mağara, bir tapınak mağara niteliği taşıdığını, bununla ilgili olarak da mağaranın alnında ve dış duvarları üzerinde eski Grekçe yazılı kitabe ve nişler bulunduğunu biliyor musunuz?
Yeryüzünde tanımlanabilen ve Paleolitik döneme tarihlenen mağaraların birçoğu, yalnızca kullanılmış olduğu tek bir dönemin özelliklerini taşırken, Karain Mağarası’nın, alt, orta ve üst olarak kesintisiz bir katmanlaşma gösterdiğini, bu katmanlardan elde edilen verilerin, özellikle Avrupa ve Yakın Doğu arasındaki bağlantılar ve göç yolları hakkında fikir vermesi açısından önem taşıdığını, Anadolu’nun doğu ve batı arasında gerçek bir kültür köprüsü oluşturduğuna çok güzel bir örnek teşkil ettiğini biliyor musunuz?
Karain Mağarasında yapılan kazılar sırasında ele geçirilen ve Anadolu’da bugüne kadar bilinen en eski insan kalıntıları, ayrıca, mağarada ortaya çıkartılan taşınabilir sanat ürünlerinin, Anadolu insanının atalarının gerçekleştirdiği sanata dair ilk ürünler olduğunu ve bu nedenle büyük önem arzettiğini biliyor musunuz? Kazılar sırasında mağaranın uzmanlara sunduğu çeşitli bitki ve hayvan kalıntılarının Batı Akdeniz’in eski çevresinin nasıl şekillendirildiğini ortaya koyma konusunda büyük bir rol üstlendiğini, Antik dönemde dünyanın en büyük okyanusu olarak ortaya çıkan Thetis Denizi ile ilgili ipuçları sunduğunu,
Antalya Kepez üstünde Döşemealtı diye adlandırılan Bölgede yer alan Yağca Köyü sınırları içinde yer alan Karain Mağarası kazılarının, 1946 yılında Prof. Dr. Kılıç Kökten tarafından başlatıldığını ve kazıların 1973 yılına kadar onun tarafından sürdürüldüğünü biliyor musunuz?
Karain Mağarası’nın, Anadolu yarımadası üzerinde Paleolitik dönemin en önemli temsilcisi olduğunu, Mağaranın Bey Dağları arasında yer alan Şam (Katran) Dağı’nın Akdeniz’e bakan yamaçları üzerinde yer alan ve Mezozoik yani İkinci zamana ait olduğunu ve günümüzden yaklaşık 225-65 milyon yıl öncesinde oluşan kalkerler içinde yer alan ve dar giriş ve geçitlerle birbirine bağlı üç ana boşluktan oluştuğunu ve mağara derinliğinin 50 metreyi geçtiğini, en üstte yer alan birinci boşluğun beş gözlü olduğunu, mağaranın içeriye doğru kademeli olarak derinleşerek ilerlediğini, daha içerlerde birbirini izleyen daha küçük ikinci ve üçüncü boşluklarla karşılaşıldığını ve bu boşluklarda ince, kalın sarkıt ve dikitlere sahip olduğunu biliyor musunuz?
1985 yılında yeniden başlatılan kazılar sırasında ele geçirilen hayvan kalıntıları arasında fil, suaygırı, aslan, zürafa gibi günümüzde Anadolu yarımadasında soyları tükenmiş hayvanların yanı sıra, sırtlan, ayı, öküz, at, geyik, yaban koyunu ve dağ keçisi gibi memelilerin, çeşitli kemiricilerin ve yumuşakçaların tespit edildiğini, biliyor musunuz?
Mağara içinde ele geçirilen ve Alt Paleolitik Döneme ait (MÖ 140 000 yıl öncesi dönem) oldukları saptanan “el baltası” gibi çift yüzeyli aletlerle birlikte ele geçen taş aletlerin, Orta Paleolitik’ten (yaklaşık 140 bin-40 bin yıl önce) Üst Paleolitik’e (yaklaşık 40 bin - 10 bin yıl önce) doğru gelindikçe, sayıca arttığını ve çeşitlilik arzettiğini, bu son evrede yapılan ve kullanı- lan taş aletlerin, daha çok kemik aletlerin biçimlendirilmesinde kullanıldığını biliyor musunuz? Anadolu’nun en eski prehistorik (tarih öncesi) mağarası olarak kabul edilen Karain Mağarasında elde edilen çok sayıda taştan yapılma aletlerin yanında Musterien Çağ’da yaşamış olan Neanderthal tipinde bir insan dişi ile mağara ayısı ve mağara aslanı dişlerinin bulunmasının, mağaraya dünya çapında ün sağladığını ve onu bir ilgi odağı haline getirdiğini biliyor musunuz? Mağaranın değişik katmanlarını oluşturan dolgular içinde Neanderthal adam dişine ilaveten, Orta Paleolitik dönem dolguları arasından çıkartılan bir çocuk azıdişi ve kafatası parçasının da bulunmuş olmasının Neanderthal insanının Anadolu’da da ya- şamış olduğuna dair daha sağlam bir kanıt oluşturduğunu biliyor musunuz? Karain mağarasının, Batı Akdeniz Bölgesinde yer alan Öküzini, Çakırini mağaraları ile birlikte Beldibi, Belbaşı kaya sığınaklarından oluşan bir bütün içinde tek başına bile önemli bir yeri olduğunu, Bunun nedeninin de Karain mağarasının Paleolitik Çağ’dan başlayarak taa Demir Çağı’na kadar iskan edilmesinden kaynaklandığını, hatta Grek ve Roma dönemlerinde de dinsel bir merkez olarak kullanıldı- ğını gösteren ve mağara duvarlarında eski Grekçe yazıtlar yer almasından anlaşıldığını, ayrıca mağara içinde adak yeri (adaklık) ya da mumluk olarak kullanılan nişler bulunduğunu, Kazılar sırasında en üst dolgulardan çıkan çanak çömlek ve kandil parçalarının da bulunduğunu, bunların da mağaranın önemi konusunda birer belirleyici olduğunu biliyor musunuz? Karain mağarasının, çevrede yer alan ve adları yukarda zikredilen diğer mağaralarla birlikte taşıdıkları doğal, tarihi ve kültürel benzersiz nitelikler nedeniyle uzmanlar tarafından bir karma sit alanı olarak Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmeye çalışıldığını, biliyor musunuz? Mağaradaki kazı çalışmalarının günümüzde Profesör Doktor Işın Yalçınkaya baş- kanlığında bir kazı heyeti tarafından belirli zaman aralıkları ile devam ettiğini, Karain Mağarasının turizme açık tutulan bir ma- ğara olduğunu, iskan görmüş mağaralar içinde özgün yeri ile bir lokomotif görevi gördüğünü biliyor musunuz? Kazı alanında bulunan eserlerin, mağaranın hemen yakınında bulunan küçük bir müzede ve Antalya Arkeoloji Müzesi’nde sergilendiğini, Mağaraya körü körüne gitmek yerine bir rehber eşliğinde gitmenin daha uygun olacağını biliyor musunuz?
Yorum Bırakmak İster misiniz?