Bayraklı’da Smyrna Kazısının Mühürlenmesi: Bilim, Siyaset ve Hukuk

Eski Smyrna Höyüğü’nde yaklaşık bir asırdır süren kazı çalışmaları, 2025 yılı Eylül ayında Cumhurbaşkanlığı kararıyla ani bir şekilde durdurularak alan mühürlendi. Arkeologların çalışmaları askıya alınırken kazı envanterlerine de el konulduğu bildirildi.
![]() |
Eski Smyrna Höyüğü hava fotosu |
Tarihsel ve Kültürel Arka Plan
Eski Smyrna (modern Bayraklı) kenti, Anadolu’nun batı kıyısındaki en eski yerleşimlerden birini temsil eder. İlk kazı girişimleri 1927’de başlamış, 1950’lerden itibaren düzenli kazı programlarıyla bölgenin tarih öncesi ve proto-geometrik dönem izleri gün yüzüne çıkartılmıştır.
2014’ten bu yana Ege Üniversitesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Cumhur Tanrıver’in yönetiminde sürdürülen projeyle Helenistik, Roma ve geç antik dönem katmanları bir arada inceleniyordu.
2025 Mühürleme Kararı: Neler Yaşandı?
Cumhurbaşkanlığı kararıyla kazı alanı ve depolardaki bütün envanterler mühürlendi.
Resmi kararda ne kazı başkanının görevden alınmasına ne de çalışmanın durdurulma gerekçesine dair bilgi yer almadı.
Arkeologların saha ve depo erişimi tamamen engellendi, yürütülmekte olan tüm analizler kesintiye uğradı.
Hukuki Çerçeve
Kazıların yönetimi ve sit alanlarının korunması, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na tabidir.
Buna göre:
Kesin durdurma ve alanın mühürlenmesi, bilimsel, güvenlik veya kamu yararı gerekçesiyle yapılabilir.
İdari kararlar gerekçeli hazırlanmak ve ilgili taraflara bildirilmek zorundadır.
Şuan için gerekçeler kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılmadığı için durumun ne olduğunu bilmemekteyiz.
Kararın Arkasındaki Motivasyonlar ve Spekülasyonlar
Siyasi Sembolizm: Smyrna, ulusal kimlik anlatısının simgelerinden. Böyle kritik bir alanın doğrudan Cumhurbaşkanlığı tarafından mühürlenmesi, bölgeyi siyasi bir araç olarak kullanma ihtimalini akıllara getiriyor.
Akademik Gerilimler: Son yıllarda idari merciiler tarafından gerekçesiz görevden almalar hız kazandı. Prof. Dr. Tanrıver’in Beştepe’deki uluslararası sempozyuma katılımı, kararın retoriğinin ötesinde merkezi bir hamle olarak yorumlanmasına yol açtı. Şeffalık olmadığı için akla gelebilecek Motivasyonlar ve Spekülasyonlar hemen arkeoloji dünyasında fısıltı gazetesi yoluyla ilerlemeye başladı. Bu yüzdendir ki verilen her karar şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır ki: Kimse zan altında bırakılmamalıdır.
Bilimsel ve Toplumsal Etkiler
Yüz yılı aşkın birikim: Yarım asırdır süren katman analizleri, kayıtlar ve depolanan buluntular askıda kaldı. Araştırma aksamaları: Katman kaydı, karbon tarihlendirme ve koruma çalışmaları durdu. Ne zaman devam edileceği konusunda bir açıklama yok.
Kamuoyunda güven erozyonu: Akademik projelerin şeffaflığı ve sürekliliği tekrar sorgulanır hale geldi.
Yorum Bırakmak İster misiniz?