Header Ads


Philippos II Fetihleri ve Dış Politikası


Philippos II Fetihleri ve Dış Politikası
 
Perdikkas, Ptolemey’in yerine vekalet ederken İ.Ö. 365 yılında Ptolemey ‘in ölmesinden sonra onun yerini aldı ve Atina’nın saldırılarından Amphipolis kentini korumayı başarabildiği gibi Makedonia limanlarını yeniden organize ettirir. Ancak İ.Ö. 359 yılında İlliryalı Kral Bardylis ile yapılan savaşta 4000 askeri ile birlikte öldükten sonra yeni Makedonia kralı Philippos II olur[1].
Büyük İskender'in babası Philippos II 



Philippos II tahta geçtikten sonra İlk yaptığı iş yıkılmak üzere olan bir devleti yeniden ayağa kaldırmak oldu. Bu bağlamda özellikle mali ve askeri alanda yeniliklere gitti. İllirya karşısında kazandığı kesin zaferden sonra (İ.Ö 358) yukarı Makedonia’da yaşayan bağımsız prenslikleri kendisine bağladı. Daha sonra Balkanlarda ki hakimiyetini sağlamlaştırmak adına birçok siyasi evlilik yaparak burada yaşayan halklarla birleşme yoluna giden Philippos II bu yolla İllirya, Teselya, Nicesipolis ve Kuzey Geta’nın akrabalık yolu ile kendisine bağlamıştır
[2]. Fakat en önemli evliliğini ise kendisine Molossis krallığının bağlanmasını sağlayacağı Olympias ile yapmıştır. 
Philippos’un en önemli icraatlarından birisi ise iyi eğitim almış ve teçhizatlandırılmış yeni bir ordu sistemi oluşturmak oldu.  Ordunun daha rahat manevralar yapabilmesi için birbirine entegre edilebilecek kadar küçük birlikler oluşturmak düşmanı uzaktan etkisiz hale getirebilmek ağır süvarinin daha rahat hareket edebilmesi için yeni zırhlar geliştirme yolun gider.  Stratejik olarak da imha muharebesi sistemini geliştirmiş tahkimli kuleleri de mancınıklar ve hareketli kuleler vasıtasıyla ele geçirmeyi başarmıştır.
Teselya Philippos II için oldukça önemli bir alandır. Çünkü Yunan kent devletlerini bir araya toplayarak başlatmak istediği Doğu seferi için Yunan anakarasına açılan en önemli noktalardan birisi bu bölgedir. Bu kadar önemli bir alanı ele geçirmek için mücadele veren Philippos II ilk olarak Makedonia’ya yakınlık kurmak için Larisa kenti ile akrabalık ilişkileri içerisine girmiştir. Daha sonra İ.Ö 353 yılında Teselya birliği ile Pharae Krallığı arasında çıkan savaşa müdahale etmiş ve Pharaelileri yendikten sonra Teselya birliğinin archon’u ilan edilmiştir[3].
Philippos’un Trakya bölgesinde ki politikası yine çok farklı değildir. İ.Ö. 342 – 341 yılları arasında düzenlediği Trakya seferinde Philippos bugünkü Bulgaristan’ın ortalarında bulunan Hebros vadisinde ki Odrysia’yı fethetti[4]. Daha sonra Philippos buralarda bölgesel kontrol sağlamak amacıyla yeni yerleşimler kurar. Bunlardan en önemlileri Philippopolis (Plodiv) ve Cabyle kentleridir. Makedonya krallığının desteğine ihtiyaç duyan yeni yerleşimciler burada yabancı yerleşimleri oluşturdular[5]. Philippos II Makedonia tahtına geçtiği sırada Yunan ana karasının en güçlü devletleri sayılan, Thebes, Atina ve Sparta bir takım karışıklıklar içersinde bulunmaktadır.
Sparta için durum İ.Ö. 371 ve 370 yıllarında Messenia bölgesinin kaybedilmesi ile başladı. Bundan sonra zaten gücünün büyük bir kısmını kaybetmiş olan Sparta elindeki kaynaklarla Messenia bölgesini geri almaya çalışmaktaydı[6]. Bu dönem içerisinde Sparta gücünü genelde Messenia bölgesinin yeniden kontrol altına alınması için ayırmak zorunda kalmıştır. Bu sırada İ.Ö. 355 yılında Magalopolis’lilerin Atina tarafından desteklenmesi ve müttefikleri ile birlikte kuzey batı Arkadia bölgesindeki Orneia’da  Spartalıların büyük gücüne  karşı bir zafer elde etmişlerdir. Ancak İ.Ö. 352 de Phokislilerin Sparta’ya yaptıkları moral ve finansal destek ile Sparta’nın Pelepnessos’da ki konumu yeniden güçlenmiş ve ve daha büyük bir savaş İ.Ö. 352’de Argos ve Megalopolis’e karşı yapılmıştır[7]. Tabii bu savaş bölgenin büyük güç kaybetmesine ve yıpranmasına neden olmuştur. Bu durumdan faydalanmak isteyen Philippos II Argos, Messenia ve Megalopolis kentinin önde gelen ailelerinin desteğini ve dostluğunu kazanır. Bu yolla kurulan ilişkiler meyvelerini İ.Ö. 338’ d verdi Philippos II’nin para, moral ve asker desteği sayesinde Sparta Messenia, Arkadia ve Argos arasında paylaşılır[8].
Bu dönem içerisinde en karışık durumda bulunan kent devleti ise Atina’dır. İkinci Atina Birliği İ.Ö. 357 – 355 yılları arasında cereyan eden Sosyal Savaş sonrasında tamamen dağılmış ve Atina nerdeyse bütün gücünü kaybetmiştir[9]. Thebes İ.Ö. 355 – 346 yılları arasında Kutsal savaş ile meşguldür. Phokaia’nın Thebes’in yayılmacı politikasına karşı giriştiği bu savaşta Phokaia’lıların İ.Ö. 356 yılında Delphoi tapınağını işgal etmelerine ve Apollon Tapınağının hazineleri ile kurmuş oldukları paralı orduları ile mücadele edecek gücü kalmamıştı. Thebes’in bu durumda bulunması Philippos II’nin İ.Ö. 346 yılında Phokaia ordusunu orta Yunanistan’da mağlup etmesi ile birlikte Tehebes Boiotia konfederasyonuna bağlanır. Bu gelişmelerden sonra Philippos Yunan siyasetinin içerisine girerek söz sahibi olma hakkını elde etmiş bulunuyordu. Çünkü Artık Delphoi amphiktiyonisinin lideri konumunda idi ve kutsal savaşı sona erdiren büyük gücün sahibi olarak bulunuyordu.
Philippos II bundan sonra Atina’nın desteklediği Kalkidike yarım adasında ki kentlerin yardım talepleri ve Demosthenesin halk içerisindeki ateşli konuşmaları ile Philippos’un Atina ile düzgün bir siyaset gütmeye çalışmasına rağmen ki burada atineyı gerekirse müttefik olarak yanında bulundurmayı düşünüyordu en önemli rolü de 350 gemilik büyük donanmasından faydalanmayı amaçlamaktaydı. Bu oyunun farkında olan perseler bazı karşı görüşlü yunan kentlerini maddi olarak destekleyerek buna karşı bir girişim yapmış bulunmaktaydı ancak dönemin özellikle baskın gücü olan Atina’nın siyasi durumu içerisinde İsokrates ve Demosthenes gibi iki önemli hatipin bulunması ve İsokrates’in Makedonya’yı Demosthenes’inde Perslerden yardım alarak Makedonyanın karşısında durduğu görülmektedir. Philippos İ.Ö. 340 yılında gözünü boğazlara dikmesi ve Atina’nın buna karşı gelmesiyle boğazlarda bir yenilgiye uğramıştır. Ancak Kutsal savaşın tekrar patlak vermesi ile birlikte Birliğin lideri olarak yeniden Yunanistanın iç işlerine karışmaya başlamıştır. Bu dönemde Philip Termopilai geçidinden geçerek Chaironeia da yapılan savaştan sonra bütün Yunanistanın hakimi olmuştur. Atina’nın mağlup olmasından sonra Philippos’un Atina’lılara karşı ılımlı politika izlemesi daha sonra alexandros’un da aynı politikayı izlemesini sağlayacaktır. Philippos’un sonraki işi Korinth Birliği adı altında yeni bir Helen birliği kurmak ve bu birliğe katılan devletlerinde askeri gücünü de kullanarak doğuya yapacağı seferi düzenlemek olmuştur.


[1] Hornblower 1983, 239
[2] Bosworth 2005, 19
[3] Bosworth 2005, 24
[4] Bosworth 2005, 27
[5] Bosworth 2005, 27
[6] Bosworth 2005, 27
[7] Hornblower 1983, 245
[8] Bosworth 2005, 27
[9] Bosworth 2005, 28
A.B. Bosworth, Conquest and Empire – The Reign of Alexander the Great, 1988, Cambridge

A.B. Bosworth, Büyük İskender’in Yaşamı ve Fetihleri – Fetih ve İmparatorluk, 2005, Ankara

S. Hornblower, The Greek World 479 – 323 BC, 1983, London-New York 


2 yorum

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Arkeoloji.Biz dedi ki...

Merhaba böyle bir yorum yapmışsınız"Kaç bin nüfuslu kentlerden bahsediyoruz farkında mısınız? Bu kadar karıștırmaya ne gerek var, yoksa siz II.Fhilipi sevmiyor musunuz?¿" ama yazıda bir karalama veya kötüleme yok sevip sevmeme de durumu olamaz zaten. Bilimsel bir arkeoloji ile ilgli makale:)

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.