Header Ads


TBMM, Kültürel Miras Uzmanlarını Dinledi: Çözüm İçin Kapı Aralandı

Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komisyonu, 4 Ağustos 2025 tarihli ve 11172 sayılı kararıyla, arkeolog, sanat tarihçisi ve müze araştırmacılarının uzun süredir dile getirdiği özlük hakları sorununu resmen kayda geçirdi. Kararda, bu meslek gruplarının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Teknik Hizmetler Sınıfı (c) bendinde tutulmasının, hem ekonomik hem de mesleki yönden mağduriyet yarattığı açıkça ifade edildi. Bu gelişme, kültürel miras uzmanlarının mücadelesi açısından tarihi bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’nin dört bir yanında kültürel mirasın korunması için görev yapan arkeolog, sanat tarihçisi ve müze araştırmacılarının talepleri, TBMM Dilekçe Komisyonu’nda karşılık buldu. Komisyon, konuyu resmen kayda geçirerek yasal düzenleme sürecinin önünü açtı.


Arkeologlar, sanat tarihçileri, müze araştırmacıları ve teknik hizmetler uzmanları, yıllardır süren statü ve maaş adaletsizliğine karşı seslerini yükseltiyor. TBMM Dilekçe Komisyonu, “Hem ekonomik hem de mesleki yönden mağduriyet oluşturduğu görülmektedir” diyerek bu durumu devlet kayıtlarına geçirdi.



Uzun Süredir Beklenen Bir Adım

Arkeolog, sanat tarihçisi ve müze araştırmacıları, yıllardır Devlet Memurları Kanunu’ndaki sınıflandırmadan kaynaklı hak kayıplarıyla mücadele ediyordu. Teknik Hizmetler Sınıfı’nda yer almalarına rağmen “(c) bendi” altında sayılmaları, maaş, tazminat, ek gösterge ve görev tanımlarında ciddi farklar yaratıyordu. Bu durum yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmıyor; mesleğin saygınlığını, kariyer gelişimini ve motivasyonu da olumsuz etkiliyordu.

Yapılan dilekçelerde uzmanlar, “kültürel miras uzmanı” olarak tanımlanmayı ve hak kayıplarının önüne geçmek için 657 sayılı Kanun’un (b) bendine geçirilmek istediklerini belirtti. Bu taleplerin ardından Dilekçe Komisyonu, başvuruları değerlendirerek “mağduriyetin varlığını” tespit etti.


Komisyonun Kararı Ne Diyor?

Komisyon, yaptığı incelemede şu sonuçlara ulaştı:

  • Arkeolog, sanat tarihçisi ve müze araştırmacıları, diğer teknik lisans mezunlarıyla eş değer görevler yürütüyor.
  • Buna rağmen (c) bendinde sayılmaları, ekonomik ve mesleki mağduriyet yaratıyor.
  • Bu mağduriyetin giderilmesi için yeni bir yasal düzenleme gerekiyor.

Kararda ayrıca, Anayasa gereği kanun teklif etme yetkisinin milletvekillerine ait olduğu vurgulandı. Dolayısıyla Komisyon doğrudan düzenleme yapamıyor; ancak dosyayı Meclis Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığına ileterek tüm milletvekillerinin bilgisine sunuyor. Bu yönüyle karar, somut bir çözüm üretmese de, tarihi bir tespit ve resmi kabul anlamı taşıyor.


Resmi Kabul: Hak Mücadelesinde Emsal

Bu karar, kültürel miras uzmanları için bir dönüm noktası. Çünkü ilk kez TBMM’de, devletin en üst organlarından biri tarafından, yaşanan mağduriyet resmen kabul edildi. Bu, ileride yapılacak yasa teklifleri için güçlü bir emsal oluşturuyor. Dernekler, sendikalar ve meslek örgütleri bu belgeyi, basın açıklamalarında, kamuoyu çalışmalarında ve siyasi temaslarda bir dayanak olarak kullanabilecek.


Neden Önemli?

Kültürel miras uzmanlarının hakları yalnızca bir meslek grubunun sorunu değil. Türkiye’nin sahip olduğu arkeolojik, tarihi ve sanatsal mirasın korunması, bu alanda çalışan uzmanların emeğine bağlı. Onların haklarının teslim edilmesi, doğrudan ülkenin kültürel politikalarının gücünü artırır. Bir başka ifadeyle; kültürel mirası koruyanların emeği güvence altına alındığında, toplumun ortak değerleri de güvence altına alınmış olur. Bu nedenle karar, yalnızca meslektaşlar için değil, tüm kamu için önem taşıyor.

TBMM’ye sunulan başvuru, Dilekçe Komisyonu tarafından incelendi ve “Hem ekonomik hem de mesleki yönden mağduriyet oluşturduğu görülmektedir” ifadesiyle resmen kayıt altına alındı. Bu karar, binlerce kamu çalışanının yaşadığı hak kayıplarının devlet belgelerine girmesi açısından tarihi bir adım olarak değerlendiriliyor.

Eşsiz Miras, Görünmeyen Emek

Efes’ten Göbeklitepe’ye, Kapadokya’dan Ani Harabeleri’ne kadar UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki pek çok alan, bu uzmanların görünmeyen emeğiyle korunuyor ve tanıtılıyor. Ancak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda meslek unvanlarının açıkça tanımlanmaması, onları kamu hiyerarşisinde “tanımsız” bir konuma itiyor.

Yıllardır Süren Statü Eşitsizliği

  • 1987: Teknik Hizmetler Sınıfı’na dahil edildiler.

  • 1994: Unvanlar “diğer yükseköğretim mezunları” başlığı altına indirildi.

  • 2023: İç mimar ve peyzaj mimarları 2 basamak yükseltilip 4200 ek göstergeye kavuşurken, kültürel miras uzmanları hâlâ C Grubu’nda, 2800 ek göstergede bırakıldı.

  • Biyologlar A Grubu’na alınırken, aynı fakültelerden mezun kültürel miras uzmanları geride bırakıldı.

Bu tablo, Anayasa’nın eşitlik ve liyakat ilkeleriyle bağdaşmayan, kurumsallaşmış bir adaletsizlik olarak nitelendiriliyor.

2010’da “Denge Bozulur” Denmişti, 2023’te Denge Onlarsız Kuruldu

2010’da TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 3600 ek gösterge talebi “denge bozulur” gerekçesiyle reddedildi. Ancak 2023’te aynı “denge” ilkesi, başka meslek grupları için defalarca göz ardı edildi.

Net Talepler

Kültürel miras uzmanları, arkeologlar, sanat tarihçileri ve müze araştırmacıları;

  • Unvanlarının 657 sayılı Kanun’da açıkça tanımlanmasını,

  • Teknik Hizmetler Sınıfı’nda B Grubu statüsüne alınmalarını,

  • Göreve girişten itibaren 3600 ek gösterge hakkının tanınmasını istiyor.

“2800 Ek Göstergeyle Kültürel Mirasa Değer Biçilemez”

Uzmanlar, bu mücadelenin yalnızca ekonomik bir talep olmadığını vurguluyor: “Özlük haklarındaki eşitsizlik, doğrudan kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması görevimizi etkiliyor.”


Ne İfade Ediyor?

Henüz özlük haklarında bir değişiklik yapılmış değil. Ancak bu karar sayesinde tüm milletvekilleri artık bu mağduriyetten haberdar. Bu görünürlük, sürecin hızlanması için en kritik adım. Bundan sonraki aşama, milletvekillerinin yasa teklifi sunması ve ilgili bakanlıkların düzenleme yapması olacak.

Dolayısıyla karar, doğrudan sonuç doğurmasa da, “gelecek düzenlemelerin kapısını açan bir resmi kabul” olarak tarihe geçti.


TBMM Dilekçe Komisyonu kararları doğrudan yasa çıkarmaz; ancak bu kararlar tüm milletvekillerine dağıtılır. Yani her vekil, artık arkeolog, sanat tarihçisi ve müze araştırmacılarının yaşadığı hak kaybından haberdar. Bu yönüyle karar, bir nevi “Meclis’e topluca hatırlatma” işlevi görüyor.


Toplumsal Dayanışma Çağrısı

Meslek örgütleri, dernekler ve sendikalar, bu tarihi kararı fırsat bilerek kamuoyuna çağrı yapıyor: “Kültürel miras uzmanlarının haklarını teslim edin.” Sosyal medyada #KültürelMirasUzmanları ve #EşitHaklar etiketleriyle kampanyalar planlanıyor. Ayrıca uluslararası kurumlarla iletişim kurulması da gündemde.


Kaynaklar

Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.