Header Ads


GALATLAR HAKKINDA BİLGİLER


M. Ö. 278  yılı Oldukça büyük sayıda Kelt Bithniya Kralının izniyle Orta Anadolu’da yurtluk edinir. 
Galatlar, ani, beklenmedik ve son derece tehlikeli akınlarla Byzantion'u önemli ölçüde zarara uğratmışlardır. Byzantion'lular sonraları her Galat seferinde onlara topraklarını yağmalamamaları için haraç vererek korunma yoluna gitmişler ve nihayet, Galatlara her yıl düzenli olarak 80 talanton vergi vermeye razı olmuşlardır.
Böylece, Byzantion'lular parayla da olsa hem kentlerinin hem de egemenlikleri altında bulunan kırsal alanların güvenliğini sağlamıştır. Bu sırada Luturios ve Leonnorios'un önderliğinde Hellas-pontos'u geçmeye karar veren Galatlar,
M.Ö. 278/277 yılında ilk iş olarak Lysimakheia'yı istilâ etmişlerdir. Lysimakhos Krallığı'nın eski başkenti olan bu kent Hellespontos üzerinde birinci sınıf stratejik bir bölgede kurulmuş olup, karşı kıyıya geçmek için elverişli bir limana sahipti. Fakat hiç gemi ele geçiremedikleri için ve liderler arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden Leonnorios, Hellespontos'u geçmekten umudunu kesmiş, Bithynia Kralı I. Nikomedes'in (M.Ö. 280–242) davetine uyarak aşiretini Byzantion'a sevk etmiştir. Bunun nedeni I. Nikomedes'in kendisine baş kaldıran kardeşi Zipoites'e karşı yardıma muhtaç durumda olmasıydı. Bu yüzdeni. Nikomedes, Leonnorios’u ve yarısı savaşçı olmak üzere20.000 kişiyi gemileriyle Bosporos (= İstanbul Boğazı) üzerinden Küçükasya'ya geçirmeye ikna ederek onları kendi hizmetine almıştır. Kısa bir süre sonra da Luturios, Antipatros'un müzakere etmek için ve müttefiklik gösterisi olarak gönderdiği Makedonyalı elçilerin elindeki iki gemi ve üç trieres'e el koymuştur. Bu gemiler sayesinde, ancak 2–3 km genişliğinde olan Hellespontos'tan gemileri gece gündüz bir kıyıdan öteki kıyıya hiç vakit kaybetmeden yollayarak birkaç gün içinde elindeki askerlerini Troas Bölgesi'ne geçirmiştir. Daha sonra da yağmacı Galatların doğu kolunu oluşturan Trokmi, Tolistobog ve Tektosag'lardan, Luturios ve Leonnorios önderliğindeki Trokmi'ler ve Tolistobog'lar, Küçükasya'da Bithynia Kralı Nikomedes'in hizmetinde, M.Ö. 278/277 yılında tekrar bir araya gelmişlerdir. I. Nikomedes, Galatlarla yaptığı bu ittifak sayesinde Bithynia tahtında gözü olan kardeşi Zipoites'i kolaylıkla bertaraf etmiş ve Bithynia'nın tek hâkimi olmuştur. Nikomedes'in, Galatları isyankâr kardeşi Zipoites'e karşı kullanmak üzere krallığına davet etmesinin asıl sebebini ise, bu sırada bütün Küçükasya'yı kendi egemenliği altında toplamak amacıyla hareket eden Seleukos Kralı I. Antiokhos'un (M.Ö. 281–261), Zipoites'i desteklemesinde aramak daha doğru olur.

Galat Kabilelerinin Küçükasya'daki Konumları ve Galatia'nın Tarihi Coğrafyası
Antikçağ'da Galatia diye adlandırılan bu bölge adını, M.ö. 278/277 yıllarında Küçükasya'ya göç etmiş olan Galatlardan almıştır. Böylelikle, bir zamanlar "Phrygia" diye anılan bu topraklar Galatların buraya yerleşmesinden sonra "Galatia" olarak anılmaya başlanmıştır177. M.ö. III. yüzyılın ilk çeyre¬ğinde ana yurtlarından yola çıkarak Küçükasya'ya giren Galatlar antik kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, başlıca üç kavimden oluşmaktaydı: Tolistobog, Trokmi ve Tekto-sag178. Her üç kabile de aynı dili konuşuyor ve aynı kökten geliyordu. Bunlardan Tektosag'ların adlarını Keltia'daki kabi¬lelerinden almalarına karşılık179, Trokmi ve Tolistobog'lar isimlerini önderlerinden almışlardı180 Daha önce de belirtildiği gibi, M.ö. 278/277 yılında, Luturios ve Leonnorios önderliğindeki Trokmi ve Tolistobog kabileleri Bİthynia Kralı I. Nikomedes'in hizmetinde tekrar bir araya gelmişlerdi.Nikomedes ilk Önce, Seleukos Kralı I. Antiokhos'un desteklediği isyankâr kardeşi Zipoites'i ortadan kaldırmıştır. Fakat şimdi, Seleukos kralıyla karşı karşıya gelmemek ve kendi krallığını korumak için Galatlardan bir tampon bölge oluşturmak istiyordu198. Phrygia'daki egemenlik her ne kadar kâğıt üzerinde Seleukos'ların hâkimiyetinde görünse de, bölgede mutlak bir otorite boşluğu vardı. Bu sırada I. Nikomedes ve I. Mithridates, Galatları Phrygia'ya yerleştirmekle asıl kendilerini güvence altına almış oluyor¬lardı199. Galatların Küçükasya'nın merkezinde oluşturduğu söz konusu tampon bölge (= Galatia) Seleukos'lara karşı bu iki krallığı korumaktaydı200. Pausanias'a201 göre ise, Ankyra kenti, Byzantion'lu Stephanos'a ve onun yararlandığı kaynak¬ların aksine, Galatlar tarafından değil, Phrygia Kralı Midas tarafından kurulmuş olup, bu görüş bölgede yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkan Phryg buluntularıyla da doğrulanmaktadır.
Galatia Bölgesi kurak, ağaçsız platoların oluşturduğu, kışları soğuk, yazları sıcak karasal bir iklime sahiptir. Bölge iklim özelliklerine uygun olarak, doğal bitki örtüsünce çok za¬yıf olup, bozkır karakterindedir202. Bölgede bulunan tek göl, Eskiçağ'da "Tatta" diye anılan Tuz Gölü'dür. Bunun dışında bölge topografyasında ilginç bir tekdüzelik egemen olup, ge¬nelde renkler kavruk ve yanıktır. Göz alabildiğince uzanan düzlükler, ovalar ve platolar kuru tarıma, yani buğday ve arpa ekimine oldukça elverişlidir. Bozkırlardan ve yüksek platolar¬dan ilerlerken ara sıra bir dağ silsilesine yaklaşılır. Bu boş, insan eli değmemiş gibi görünen yerlerde gerçekten de, bir tekdüzelik, bir süreklilik vardır. Galatia Bölgesi Küçük¬asya'nın diğer bölgeleriyle karşılaştırılır sa, onlarda görülen görkeme ve değişik topografik özelliklere sahip değildir.  
Galatia Bölgesi çok sayıda sığır, domuz, at, koyun ve keçi yetiştirmeye elverişli düzlüklerin yanı sıra, ormanlarla kaplıydı. Diğer yandan, bölgede görülmedik derecede saf ve bol tane veren, geniş arpa ve buğday tarlaları özellikle Güney Phrygia boyunca uzanmaktaydı. Doğuştan iyi hayvan yetiştiricisi olan ve et saklamayı bilen Galatlar önceleri yünleri ve sucuklarıyla, tarımcılığı öğrendikten sonra ise, ekmekleri ve biralarıyla ün salmışlardır. Galat yaylalarına çıkmak için her yönden köpüklü sellerin aktığı vadileri aşmak gerekiyordu. Bölgede Karadeniz'e dökülen iki büyük ırmak vardır: Batıda, Phrygia yaylasının vahşî tepelerinden doğan, kutsal Gallos Irmağı'mn birleştiği Pessinus kentinden itibaren gemilerin geçmesine elverişli, "bol balıklı" Sakarya'yla (= Sangarios) doğuda, "Yukarı Fırat" (= Euphrates) yakınla¬rındaki yüksek yaylalardan doğup gemilerin geçemeyeceği Ölçüde dar boğazlardan akan, bulanık sulu, "balıksız" Kızılır¬mak (= Halys). Bu iki ırmağın güney kolları arasında kalan ovalar ve yaylalar ise Ionia'ya doğru, Lykaonia'daki Tuz Gölü'nün (= Tatta) oluşturduğu büyük bir tuz çölüyle korun¬maktadır. Bu insanı az; fakat korunmaya çok elverişli yerlerin anlaşılmaz bir çekiciliği vardır. Olağanüstü stratejik konumu nedeniyle Batı Anadolu ve Byzantion'a giden bütün ticaret yolları da bu bölgeden geçmektedir".
Phrygia Bölgesi'nin Galatların Küçükasya'ya yerleştikleri çağda şimdikinden daha çok orman, çayır ve tarlaya sahip olduğu kolayca tahmin edilebilir. Buna karşılık, bozkırlar da, daha da az olmalıydı. Ankyra civarında şimdiki kurak tepelerin olduğu yerde geniş ormanlar uzanıyordu. Burada Filistin, Lübnan ve Asya'nın birçok bölgesinde olduğu gibi, zamanla bir ağaçsızlaşma ve kuraklaşma söz konusudur. Kuzeyde doğu-batı yönünde, Galatların pek sevdikleri gürgen,  meşe ve çam ormanları genellikle Bithynia, Mysia, Pontos ve Kafkasya'ya doğru uzanan dağlar üzerinde bulunmaktaydı Galatia Bölgesinde sakız yapımı için elverişli, yapraklan açık ve koyu renkli olabilen dikenli akasya ağaçları bulunurdu. Nitelik bakımından ikinci kalitede sakız veren bu ağacın suyu çok koyu renklidir. Bazıları tarafından "Apoilinaris"; Romalılar tarafından "Altercum"; Hellenler tarafından İse, "Hyoskyamos" olarak adlandırılan ve Hercules'e atfedilen bir bitki, Galatia'da bulunmakladır. Değişik türlere sahip bu bitkinin siyah tohumlu, mor çiçekli, dikenli bir çanağa sahip türleri, özellikle Galatia Bölgesi'nde yetişmektedir. "Acoron" (Acorus calamus L. = Eğrelti Otu); "Iris"in (= iris pse-udacorus L. = Bataklık Süseni) yapraklarına sahiptir; kısa fakat uzun bir sapı olanların en iyileri Galatia'mn Daspetos kentinde üretilir
Sonuç olarak, Galatların, alışık oldukları Avrupa'nın yağışlı, ormanlık bölgelerinden çıkıp Küçükasya'da yerleşebile¬cek çok daha elverişli yerler varken, bu bölgeyi seçmelerinin nedeni ancak şu şekilde açıklanabilmektedir:
* Tarımdan ziyade hayvancılığa önem verdiklerinden, Küçükasya’nın söz konusu bölgesinin hayvancılık açısından el¬verişli koşullar sunan platolara sahip olması212
* Hayatlarını hayvancilığm213 yanı sıra, yağma, şantaj ve
paralı askerlik yaparak kazandıkları için, Küçükasya’nın mer¬kezi konumunda bulunan Phrygia'ya yerleşerek, oradan iste¬dikleri bölgelere rahatça yağma seferleri düzenleme düşün¬cesi
* Yerleştikleri bölgede bir otorite boşluğunun bulunması215
* Bölgenin otokton halkı olan Phrygia'hların elde edilmesi ve
yönetilmesi kolay bir halk olması
* Bölgenin coğrafi ( stratejik ) konumunun uygunluğu
* Kuzey sınırında Bithynia ve Pontos müttefik krallıklarının
bulunması
* Güneyde Tatta Gölü'nün oluşturduğu, içine girilmesi zor
bir tuz çölünün varlığı
* Doğuda Halys, batıda Sangarios ırmaklarının doğal birer
sınır oluşturmaları
* Bölgenin Batı Anadolu'yla en kolay ulaşım yolları üzerinde
yer alması
Böylece, kendi aralarında üç ana kabileye bölünen Galat¬lar, Paphlagonia'lıların güneyine ve Phrygia'ya yerleşmişlerdir. Orta Anadolu'da yer alan bu bölge, batıdan Phrygia Epiktetos; kuzeybatıdan Bithynia; kuzeyden Paphlagonia; ku¬zeydoğudan Pontos; güneyden Lykaonia, Pisidia ve Mygdonia; güneydoğuda ve doğudan ise Kappadokia bölgeleriyle çevrilidir. Galatia aynı zamanda Pamphylia'daki Kabalia'ya ve Baris'in yukarısındaki Milyas'a sınır olmasının yanı sıra, Kyllanikon'a ve Pisidia'daki Oroanda Bölgesi'ne ve Lykaonia'-ııın bir parçası olan Obizene'ye de sınırdır. Yaklaşık 350 km uzunluk ve 160 km genişlikteki 

Galatia Bölgesi, genel olarak Halys (= Kızılırmak), Sangarios (= Sakarya), Gallos (= İnegöl/Bedre Deresi), Thymbros  (= Porsuk Çayı) ve Kalys'ün bir kolu olan Kappadoks (= Delice Çay) ırmaklarıyla ayrıca çeşitli karstik kaynak suları tarafından sulanmaktadır. Dindymon, Olympos, Agdistis, Adoreos, Magaba, Korniaspa ve Bolegassos dağları da bölge sınırları içinde yer almaktadır. 

Halys Irmağı’nın doğusunda,  Pontos ve Kappadokia bölgelerindeki, hayvancılığa ve tarıma elverişli topraklara yerleşen Trokmi'ler üç surla tahkim edilmiş garnizonlarda yaşayan Galatların en güçlü kolunu oluşturuyorlardı. Trokmi kabilesi Tavion (= Tavium [= Büyük Nefes Köyü]) kasabası civarında, büyük bir ihtimalle I.Mithridates'in bağışladığı topraklara yerleşmiştir. Pontos ve Kappadokia'nın birleştiği alandaki bu topraklar, çıplak tepelerin bulunduğu, yol alınması ve hareket edilmesi güç, sert törelere sahip insanların yaşadığı dağlık bir yöreydi. 
Galatların diğer iki kolu ise, Halys Irmağı'nın batısında, Sangarios Irmağı'na kadar olan topraklara yerleşmişlerdir. Bunlardan Tektosag'lar, Ankyra, Gordion (= Polatlı) ve Pessinus (= Ballıhisar [= eski Bâlâhisar]); 
Tolistobog'lar ise, Phrygia yerli halkıyla Hellenlerin kaynaşmış olduğu, dağlık Bithynia ve Phrygia Epiktetos diye adlandırılan bölgede oturmuşlardır.
 Böylece Phrygia'nın büyük bir bölümüyle Kappa¬dokia'nın bir bölümüne, yani Sangarios Irmağı'yla Halys Irmağı arasındaki alana yerleşen Galatlar, bu bölgeye kendi adlarını vermişlerdir. Trokmi, Hellespontos; Tolistobog, Aiolis ve Ionia; Tektosag kabilesi ise, Phrygia ve Lydia Bölgesi'ne egemen olup, her kabile kendi bölgesinde yağma yapıyor ve haraç topluyordu. Haraç bölgesi Batı Anadolu'yla sınırlıydı. Diğer bölgeler ise, ya bizzat Galatların ya da müttefiklerin egemenliği altında bulunan, fakir çiftçilerin yaşadığı alanlardı.

Arkeoloji ile ilgili her şey...
Arkeoloji.Biz

Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.