Header Ads


KIBRIS’TA BULUNAN GOTİK YAPILAR


Kıbrıs'ta bulunan gotik yapılar (Bellapais Manastırı)
Kuzey Kıbrıs’ta, Ortaçağ’dan günümüze kalan eserler arasında, Avrupa’da çok gösterişli örnekleri bulunan Gotik mimariye ait yapılar fazlaca bulunmaktadır.
Coğrafi olarak Avrupa’dan biraz uzak görünen Kıbrıs’ta, Gotik eserleri fazlaca görmek mümkündür. Kıbrıs’ta ki bu yapıların Avrupa’nın ünlü merkezlerindeki önemli olmuş Gotik yapılar kadar etkileyici ve nitelikli olması da Kuzey Kıbrıs’ı bu konuda önemli bir merkez haline getirmiştir. Gotik sanat yapıtlarının tarihi ve sanatsal değerinin yanı sıra estetik kaygının da yüksek olduğu bir sanat biçimi olmasından dolayı, Avrupalılar tarafından ilgi çekici bulunmuştur.
Fransa’da St. Denis, Laon, Amiens, Reims ve ünlü Notre Dame Katedralleri, İngiltere’de Salisbury, Exeter, Winchester Katedralleri, Milano’da Doumo Katedrali ve Almanya’da Köln Katedrali Gotik sanatın mimarideki çarpıcı örnekleridir. Tarihi kalıntılarının zenginliğiyle her zaman gözde olan Kuzey Kibris da Gotik mimarinin en güzel örneklerinin bulunduğu bir yerdir. Kıbrıs’taki katedraller, kiliseler ve manastırlar Gotik sanatın mimariye yansımasındaki uyumuyla bilinmektedirler.

Avrupa’da 12. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında ortaya çıkan Gotik sanat, Rönesans’a dek mimarlıktan, heykele; resimden, vitraya kadar sanatın her dalında sıkça kullanılmıştır. Gotik mimarinin ilk uygulandığı yapı olarak, 12. yüzyıl basında Paris’te inşa edilen St. Denis Manastır kilisesi kabul ediliyor. Sivri çatıları ve kuleleriyle, göğe yükselen Gotik katedraller,  bu yüzyıllarda kentlerin görüntüsünü değiştirmişler ve önemli anıtlar olarak saygı görmüşler. Gotik katedrallere girildiğinde, daha aydınlık bir ortam ve yücelik hissi vermektedir. Sivri kemerler sayesinde yapılan kaburgalı tonoz sistemi ve yapıyı dışardan destekleyen payanda kemerleri, katedrallerin göğe uzanan ince ve sivri görünümünün verilmesini sağlıyor. Gotik yeniliği olan sivri kemerler sayesinde, kemere binen yük aşağıya eşit olarak aktarılmış ve böylece yük azaltılmış. Payanda kemerleri ile destek sağlanınca, gotik katedraller anıtsal ve asil bir görünüme bürünmüşlerdir.

Gotik yapıların cephelerindeki ana giriş üstlerinde yer alan alınlıklardaki işlemeler, tas işçiliğinin Gotik mimaride son derece önemli bir öğe olduğunun kanıtıdır. Gotik mimarinin en önemli özelliklerinden biri olan ve “gül pencere” olarak adlandırılan ana kapı üzerindeki yuvarlak pencere, vitray sanatının en renkli çalışmalarının uygulandığı ve katedrallerin en ilgi çeken bölümleridir. Ana cephenin her iki yanında bulunan yüksek çan kuleleri bu mimarinin en önemli öğesi olmaktadır.

Gotik mimarlık özellikleriyle yapılmış ileri örneklerde heykeller ve kabartmalar da kullanılmış. Yapının daha gösterişli ve ayrıntılı görünmesini sağlayan bu eklentilerle Gotik katedralleri, görsel olarak çok daha fark edilebilir hale gelmişlerdir.

Kuzey Kıbrıs da Avrupa’da ki önemli kentler gibi Gotik mimarlık akımının etkisinde olan yapılarla süslenmiştir. Tüm Akdeniz ülkeleri arasında en önemli yapılar olarak kabul ediliyorlar. Kuzey Kıbrıs’ın Gotik katedralleri arasında Magusa’daki St. Nicholas Katedrali, asırlar sonra kentin genel görünümüne bakıldığında Magusa kentinin adeta sahibi gibidir.  M.S. 13. yüzyılda yapılmış olan katedral, kentin her yerinden görülebilmektedir.

Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.