RETORİKA İLE HİTABET: YETENEK Mİ? EĞİTİM Mİ? RETORİKA EĞİTİMİ NASIL ALINIR?
HİTABET YETENEĞİ OKULDA KAZANILIR MI? YOKSA DOĞUŞTAN GELEN BİR YETENEK MİDİR? GÜZEL VE ETKİLİ BİR KONUŞMA İÇİN SİSTEMLİ ÇALIŞMA ŞART MI?
Eski eğitim sisteminin Okuma yazma öğrenmek, biraz edebiyat ve müzikle uğraşmak ve idman yapmaktan ibaret olan şekli bu dönemin getirdiği mantıklı düşünme ve etkili dile getirme yetisinin kazanılabilmesi için yetersiz kalır.
Sofist Ne demek? İlk Sofistler Kimdir? |
Sofist Ne demek? İlk Sofistler Kimdir?
İşte bu yeni eğitim sisteminin
yayıcısı olarak söz söylemekteki yetenek ve tartışmadaki ustalıklarına
güvenerek şehirden şehire giden, oralarda genel konferanslar ya da gençlere para
karşılığında ders veren insanlara Atinalılar "sofist" yani
"bilgi üstadı" adını vermişlerdir. Sofist’lerin öğrettikleri şeyleri
bir sistem haline sokmak güçtür. Çünkü sofistler, daha geç dönemlerde bazı
felsefe ekollerinin doğmasına yol açmakla beraber, başlı başına bir ekol
meydana getirmezler.
Sofistler yalnız bir noktada, yani
insanı ilgilendiren problemleri ortaya atıp bunlara çözüm çareleri bulmakta birleşirler.
Sofistler belki de ilk kez bir toplumdaki siyasal ve sosyal karışıklıklar
sonucu yapılanan kültürün eğitimsel sorunları ile uğraşan kişilerdi[1].
Sorulara verdikleri cevaplar ise dogma şeklinde değildi. Sofistler kişilerden
başka siyasal ve sosyal sorunlarla da uğraştıklarından ötürü sosyoloji
biliminin ilk kurucuları da sayılabilirler. Sofistlerin
arasında özellikle Protagoras, Gorgias ve Isokrates gibileri rhetoricayı sistemli,
bir eğitim aracı haline getirmişlerdir.
Sofistler Retorik Sanatı Nasıl Kullandılar?
Sofist eğitimcilerin bilgilerini
aktarım aracı rhetorica sanatıdır. Rhetorica; aristokrasinin genetiksel
ayrıcalığı olarak görülen erdemin, öğretilebilir olduğunu kanıtlamak için
önemli bir araçtır. sofist eğitiminin amacı; öğrencileri sosyal ve siyasal
görevlere hazırlamak ve onlara bilimsel ve edebi açıdan bir pencere açmaktı.
Sofistler retorika sanatına önem
verdiklerinden dil ve gramer ile ilgili incelemelerde bulunmuşlar; özellikle
sözcüklerin tam kullanımı ve sözcük hazinesinin arttırılması üzerinde durmuşlardır.
İleri sürdükleri savları kanıtlamak için eşsesli ve mecaz kullanımlara önem
vermişlerdir[2].sofistlere
göre edebiyat eğitimi; şiirin iyi ya da kötü detaylarını ayırabilmek ve
eleştirilere yanıt verebilmektir. Şiiri önceleri etkili savlar bulmak amacı ile
kullanırlarken teknik ve retorikanın daha da gelişmesi ile birlikte şiir
eleştirisini zihinsel inceleme alanına dönüştürdüler ve eski yunan ile romanın
gramer edebiyat okullarının temelini oluşturacak nitelikte dil ve edebiyat
yöntemi geliştirdiler.
Eski Yunan
da devlet adamlarının söylev vermesi zorunlu hale gelince şiire olan önem
sonraları düz yazıya da geçmiştir. Böylece rhetorica edebiyata da kaymıştır.
Sofistler aracılığıyla düz yazıda eş sesler eğretileme gibi edebiyat
sanatlarıyla bezenerek gösteri söylevinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Rhetoricanın edebiyattaki gelişiminde attika retorları kanonu adlı listede
toplanan Isokrates Demosthenes gibi birçok ismin yazdığı söylevlerin önemli
katkıları olmuştur.
sofistlerin en önemli ve kurucu filozofları kimlerdir?
Protagoras, sofistlerin en önemli ve
kurucu filozoflarındandır. Leukippos'un öğrencisi olarak yetişir(İ.Ö.481–411)başta
Sicilya ve İtalya yarım adası olmak üzere pek çok yunan şehrinde dersler verir.
Eğitim alanında özgün düşünceleri ile yer eden ve eğitimi ücretli hale getiren
ilk sofisttir. Yaşamının büyük bir bölümünü Atina'da geçirir. Düşünceleriyle
döneminin ahlak ve siyaset anlayışını önemli ölçüde etkiler. Sofizmin
sözcülüğünü yaptığı 40 yılı aşkın süre boyunca insanlara günlük yaşamlarında
"erdem"li olmayı öğrettiğini söyler. Ünlü, "insan her şeyin
ölçüsüdür" (anthropos metron panton) önermesiyle algıların (hatta
bazılarına göre yargıların da) göreliliğini dile getirir. Protogoras bu yargı ile
herkes için geçerli bir bilginin olamayacağını belirtmek ister. Öğrencilerine iyi
bir vatandaş olmayı öğretirken, bunun yolunun edebiyattan, toplum önünde
konuşabilmekten geçtiği gibi yurdunun geçmişini ve dinsel bilgilerin de bilinmesinin
gerekliliğini savunurdu.
İlk
kez bilimsel dil çalışmasına giren protagoras doğru dil kullanımı için dildeki
doğru ve yanlış kavramını belirlemek için çalışmış, bunun yanı sıra gramer
incelemelerine de başlamıştır. İsimleri cinslerine göre eril, dişil ve cinssiz
olarak üçe ayırmış, fiilleri zamanlarına ve kiplerine göre sınıflandırmış ve
hitap biçimleri üzerine yoğunlaşmıştır.
Sofist olarak büyük bir ün ve servet
kazanan Protagoras, İtalya'daki Atina kolonisi Thurii'nin yasalarını
hazırlamakla görevlendirilir. Geleneksel ahlak ilkelerini benimsemesine karşın,
Peri Theon (Tanrılar Üzerine) adlı yapıtında tanrılara inanma konusunda
agnostik tutumunu ortaya koyar. Bu yüzden dinsizlikle (asebeia) suçlanır;
kitapları halkın önünde yakılır. Yaklaşık İ.Ö. 415'de sürgün edildiği Atina'ya
bir daha dönmez. Platon erdem konusunu ele aldığı diyaloguna onun adını verir. Protagoras
tanrılar hakkında ve hakikat ve çatışan argümanlar gibi çeşitli eserler bırakır.
Yunan filozofu ve sofisti Leontinoi'da
(Sicilya) doğan Gorgias ise (İ.Ö. 483 – 376) İ.Ö. 424'de Syrakusai'lilere karşı
yardım istemek için elçilik göreviyle Atina'ya gider. Belagatiyle Atinalıları
hayran bırakır. Orada hitabet dersleri verir, Attikalı hatipleri, hatta Thukydides'i
bile büyük ölçüde etkiler. Çeşitli eserler yazar, bu arada her şeyin bir
görüntüden ibaret olduğunu ileri süren Peri Phisoes e Per Tu Me Ontos (Tabiat ve Yokluk
Üzerine) adlı eserini yayınlar.
Gorgias, kendisini bir görecelikle
sınırlamayarak, gerçek bir hiççiliğin ve kuşkuculuğun savunucusu olur. Hiçbir
değerin var olmadığını, bilginin mümkün olmadığını, insanlara ikna yoluyla her
şeyin kabul ettirilebileceğini, zira insanların bilgiden yoksun olduklarını
söyleyen Gorgias, ikna sanatına, sözün terbiye edilip geliştirilmesine büyük
bir önem verir. Gorgias bilginin imkânsızlığını ileri sürer.
Gorgias'ın
Ünlü üçlü argümanı:
1-)Hiç bir şey yoktur.
2-) Olsa bile bunu bilemezdik.
3-)Bilseydik de başkalarına bildiremezdik.
Gorgias’ın gerçekten bu ifadelerimi
kastettiği yoksa bu düşüncelerin sadece hitabet sanatının en uç iddiaların bile
nasıl kabul edilebileceğini göstermek üzere yapılan denemelerin başlangıç
noktasını mı oluşturduğu uzun süre tartışılır.
Gorgias doğru bilginin imkânsızlığını
açık seçik ileri sürmekte ve bu sözleriyle de felsefede Septisizm denilen
öğretinin başlamasına düşünsel ortam hazırlar.
Platon retoriğin özünü ve değerini araştırdığı
Gorgias diyalogunda onun retorikçi yanını över. Gorgias şiire rakip olabilecek
etkili bir düzyazı geliştirmeye çalışmış ve bu amaçla üslup çalışmalarını
retoriğin önemli bir bölümü haline getirmiştir.
RETORİKA İLE İLGİLİ DİĞER YAZILARI VE BU YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
RETORİKA İLE İLGİLİ DİĞER YAZILARI VE BU YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
[1] A.Şenel, Eski Yunanda
Eşitlik ve Eşitsizlik Üzerine, s.315.
[2] S.Usher,a.g.m.,s.346.
Yorum Bırakmak İster misiniz?