Ortadoğu’da Bitmeyen Yazgı: Mitlerden Manşetlere

Bir toz zerresi havalanır; iki avuç toprak birbirine çarpar. Ortadoğu’da tarih, çoğu zaman böyle başlar: bir eşikte durursunuz—bir kapı, bir vadi, bir kıyı. Kapının ötesi “kutsal toprak”; vadinin dibi “yeraltı”. Kimi için vadedilmiş yurt, kimi için sınır taşı; kimi için cennet bahçesi, kimi için kaosun kuyusu. Bu yazı, o eski kapılardan bugünün manşetlerine uzanan bir yolculuk: neden bunca çatışma “bir türlü bitmiyor” sorusuna, akeolojik bilgiler doğrultusunda sıkmadan ama hafif de bırakmadan verilen bir yanıt.

1. Eşikler ve Ritüeller

İnanna’nın yeraltına inişi, Çinvat Köprüsü, Marduk’un kaosu bağlaması—hepsi bir geçişin bedelini anlatır. Bugün İran–İsrail gerilimi, Gazze çatışmaları gibi olaylar bu eşiklerin modern versiyonlarıdır.

Eşik: Kapılar, Köprüler ve Yeraltının İlk Haritaları

Sümer metinlerinde ölüler diyarına “kapılardan” inilir; kapıların bekçisi Neti’dir, geri dönmek için bedel şarttır. “İnanna’nın Yeraltına İnişi”nde tanrıça her eşiğe bir süsünü bırakır; aşağı inmek kolaydır, dönüşün bir karşılığı vardır. Yer—yani “yukarı dünya”—paylaşılır; gök An’a, yeryüzü Enki’ye, yeraltı Ereşkigal’e verilir.

Bu kadim harita bize şunu fısıldar: bu coğrafyada her giriş bir ritüeldir; toprağa sahip olmak, bir dizi eşiği geçmektir.

Mezopotamya’nın yaratılış anlatılarında Marduk, Tiamat’ın gövdesinden gök ve yeri biçer; düzenin bedeli kaosun bağlanmasıdır. Dicle–Fırat’a can veren su mitleri, hem bereketin hem sınırın hikâyesidir. Yer ve yeraltı, yalnız mekân değil; düzen ile düzensizliğin ezeli çekişmesi için sahnedir.

Zerdüştlükte bu çekişme, Çinvat Köprüsü’nde somutlaşır: iyilik tarafını tutanlar köprüyü geçer, kötülük Ehrimen’in çukuruna düşer. Yeraltı yalnız ceza yeri değil, kaosun merkezidir; ama arınma fikri de vardır—ceza ebedî değildir. Bu dil, bugün bile siyasî ve ahlakî tartışmalarda duyduğumuz “eşik/imtihan/arayış” kelimelerinin kadim yankısıdır.

Ortadoğu’da toprak, yalnız “arazi” değil, ritüeldir; her kapının bir bedeli, her dönüşün bir hesabı vardır.

2. Kutsal Mekân ve Hafıza

Kudüs gibi şehirler, harita koordinatından fazlasıdır; kolektif hafızanın sinir uçlarıdır. Sykes–Picot sonrası sınır çizimleri, bu hafızayla çakışmadığında siyaset “dikiş yerlerinden” atar.

Kutsal Mekân, Kırılgan Barış

“Yer” ve “yeraltı”nın dinî anlamlarla örülmesi, üç büyük İbrahimî dinde kutsal mekânı merkezileştirir—vaatler, antlar, mabedler. “Kutsal olanın yerde karşılığı” fikri güçlendikçe, sınır çizgileri daha keskin, kopuşlar daha derin olabilir. Bu yüzden kutsal şehirler, bir harita koordinatından ibaret kalmaz; kolektif hafızanın sinir uçlarıdır.

Modern çağda bu hafızayı en sert biçimde yaralayanlardan biri, Birinci Dünya Savaşı’nın ardından gelen paylaşımlardır. 1916 tarihli Sykes–Picot, Osmanlı vilayetlerini İngiliz–Fransız nüfuz alanlarına böler; daha sonra vekâlet yönetimleri ve mandalarla fiili sınırlar oluşur. Çizgiler, yerel cemaat dokularını gözetmeyen doğrulara dönüşür ve bugün süren pek çok tartışmanın arka planına yerleşir.

Haritalar yalnız cetvelle çizilmez; hafızayla da çizilir.

3. Yeraltı Kaynakları

Su ve enerji, modern çağın görünmez kapılarıdır. Ortadoğu’da su krizi ve enerji hatları, çatışmaların görünmeyen ama belirleyici nedenleri arasında yer alır.

Suyun ve Enerjinin “Yeraltı” Siyaseti

Ortadoğu, tarih boyunca petrol ve gazın (yeraltının) ve suyun (yaşamın) siyasî ekonomisini belirledi. Su, giderek daha sert bir başlık: Dünya Bankası, MENA’yı “dünyanın en su-stresi yüksek” bölgelerinden biri olarak tanımlar; iklim dalgaları, hızlı kentleşme ve kötü yönetim krizi büyütür. Bu tablo, çatışmaların sebebi olmasa da gerilimleri sıklaştıran bir baskı katmanı üretir.

Eşik Dersi: Kaynaklara erişim, modern çağın görünmez kapılarıdır; kimin geçeceğine, çoğu kez topografya değil, güç dengesi karar verir.

4. Manşet Döngüsü

Manşetler Neden Tekrar Ediyor? (Kısa bir 2023–2025 panoraması)

Gazze Savaşı’nın uzun gölgesi: 2023’te başlayan İsrail–Hamas savaşı, ateşkes girişimlerine rağmen defalarca yeniden tırmandı; 2025 içinde de çatışmaların yoğunlaştığı dönemler, kırılgan uzlaşıların ardından geri döndü. Bu döngü, rehineler, siviller ve altyapı etrafında derin bir insani krize dönüştü.

İran–İsrail eşiği aşıldı: Nisan 2024’te İran ilk kez doğrudan İsrail’i drone ve füzelerle vurdu; İsrail’in dikkatli kalibre edilmiş karşı hamlesi, geniş çaplı savaşa dönüşmeden “eşikte” durdu ama tabu kırıldı, risk kalıcılaştı.

Kuzey cephesi ve vekâlet gerilimi: İsrail–Lübnan sınırında 2024–2025 boyunca artan karşı ateş, bölgesel bir yangına dönüşme ihtimalini her an canlı tuttu; ateşkes hamleleri ise hassas bir denge oyunu olarak kaldı.

Kızıldeniz’de yeni “dar boğaz”: Yemen’deki Husilerin 2023 sonundan itibaren gemilere saldırıları, 2024’te can kaybı ve batırma vakalarına uzandı; 2025’te de tehdit seyri deniz ticaretini ciddi biçimde etkiledi.

5. Mitlerin Modern Yankısı

Mitlerin Fısıldadığı Beş Neden (ve Bugünün Dilinde Karşılıkları)

Kutsal mekânın ağırlığı: Tapınak, kabir, türbe, mabed—hepsi “yerde bir gök” fikrini diri tutar. Bu yüzden bir tepenin adı, bazen bir devletin başkentinden ağır gelir.

Eşik siyaseti: Kapılar ve köprüler (İnanna’nın kapıları, Çinvat’ın sınavı) bugün sınır kapılarında, geçiş rejimlerinde yaşıyor; kim geçer, kim kalır sorusu modern bir liturjiye dönüştü.

Kaosun bağlanması: Marduk–Tiamat anlatısındaki “kaosu bağlama” miti, devletlerin güvenlik söyleminde yankılanır: düzen kurmak için “fazla gücü” dizginlemek gerektiği anlatısı.

Kaynakların yeraltı hikâyesi: Su ve enerji akışları, savaş haritalarının görünmeyen katmanlarıdır; kriz anında adeta kader gibi okunur.

Harita ile hafıza arasındaki uçurum: Sykes–Picot gibi dışarıdan çizilen çizgiler, içerideki cemaat hafızasıyla çakışmayınca, siyaset “dikiş yerlerinden” atar.

MitGüncel KarşılıkSonuç
İnanna’nın KapılarıSınır geçiş rejimleriGöç ve güvenlik politikaları
Marduk’un KaosuGüvenlik söylemiGüç meşruiyeti
Çinvat Köprüsüİyilik/kötülük ayrımıDiplomatik eşikler

6. Çıkış Yolu

Mitleri diplomasiye tercüme etmek: mikro düzenlemeler, ortak denetim, kaynak diplomasisi ve eşzamanlı de-eskalasyon. Barış, mitlerin ritüelini ciddiye alan bir diplomasiyle mümkün.

Çıkış Yolu: İki Avuç Toprağı Hafifletmek

Mitler, çıkışı da tarif eder aslında. İnanna’nın geri dönüşü, paylaşılmış bir bedelle olur; Çinvat’ı geçmek için iyilik tarafını tutmak gerekir. Bu mecazları bugüne tercüme edelim:

Harita–hafıza uyumu: Sınır tartışmalarında teknik pazarlık kadar hafızayı tanıyan mikro-düzenlemeler (statü, idari paylaşım, koruma rejimleri) şart.

Kutsal hassasiyetler için kurumsal “eşikler”: Mabed ve kutsal yerlerin yönetimine, şeffaf ve ortak denetimli modeller.

Kaynak diplomasisi: Su ve enerji için ortak havza otoriteleri, şeffaf veri ve kriz anında otomatik devreye giren paylaşım protokolleri—yani “yeraltı için üst-kat anlaşması”.

Vekâletin azaltılması: Bölgesel güvenlik mimarisinde eşzamanlı de-eskalasyon şeritleri—denizde (Kızıldeniz), karada (sınır hatları), havada (angajman kuralları)—mitik “kapıların” modern karşılığı.

Son Eşik: Toprağın yükünü hafifleten şey, üstüne konulan beton değil, altından çekilen korkudur.

Ortadoğu’da mitolojik eşikler ve güncel çatışma
Yazar: Serkan Doldur
Kaynaklar: Dünya Bankası, Reuters, Sümer ve Zerdüşt metinleri, Vikipedi.