BURSA İSMİNİN TARİHİ
Uludağ'ın eteklerine kurulan kaplıcalarıyla ünlü ve yeşilin her tonunun görüldüğü Bursa, Türkiye'nin beşinci büyük şehridir. İskit'lerin önünden kaçan tokların bir kolu olan Bithynler M.Ö.VII. yüzyılda bu bölgeye gelip yerleşmişler, bölgeye de bu nedenle Bithynia denmiştir. Bithynler M.Ö.VII. yüzyılın ortalarında Lydia Krallığı'nın hakimiyetinde kalmışlar. Onların M.Ö.546'da Persler'e yenilmesiyle de bütün Anadolu gibi Perslerin egemenliği altına girmişlerdir. M.Ö. 435'e kadar Pers hakimiyetinde kalan Bithynler Doidalses zamanında bir krallık kurmuşlar, M.Ö. 279-250 yılları arasında I.Nikomedes zamanında küçük Asya'nın en kuvvetli krallığı haline gelmişlerdir.
BURSA İSMİNİN TARİHİ
Bithynia Kralı I. Prusias (M.Ö. 229-182) zamanında Bursa'nın kurulduğu, kralın adına izafeten de Prusa dendiği belirtilir. Hatta Romalılara yenilen Kartacalı Hannibal'ın Bithynia'ya kaçtığı, yanındakilerle beraber bir şehir kurarak adına Bithynia Kralı Prusias'a izafeten Prusa dendiği de söylenmektedir. Bu isim zamanımıza Bursa olarak gelmiştir. M.Ö.74 yılında Bithynia Kralı IV.Nikomedes topraklarını Roma'ya bırakmış, böylece Bursa ve çevresi Romalıların eline geçmiştir.
Roma İmparatoru Traian zamanında Bursa'da vali olan Plinius, Çekirge'de hamam, saray ve İznik'te de tiyatro yaptırarak Bursa'nın İmarına çalışmıştır. İmparator Hadrian'ın da bu imar faaliyetlerini sürdürdüğü bilinmektedir.
3l5'de Roma ikiye ayrılınca Bursa, Doğu Roma yani Bizans'ın egemenliği altına girmiştir. Bizans İmparatoru da Çekirge'de saray ve hamamlar yaptırmıştır.
1071 yılında Selçukluların Bizanslıları Malazgirt'te yenmelerinden sonra Anadolu'ya Türkler akın etmeye başlamışlar, Anadolu'nun birçok yerini ele geçirmişler, bunlardan Kayı Aşiretlerinden olan Osmanlılar Bursa'nın yakınındaki Sögüt'e yerleşmişlerdir. Anadolu Selçuklu Devleti yıkılınca birçok beylik özgürlüğüne kavuşmuş, 1299 yılında da başlarında Osman Bey olan Kayı Aşireti'ne bağlı Söğüt'teki Türkler özgürlüklerini ilan etmişlerdir. Önce Bilecik, Yenişehir ve İznik dolayları alınmış,sonra ;Osman Bey'in (1299-1326) ölümüyle başa geçen Orhan Bey, 1326 tarihinde Bursa'yı Bizanslılardan almış, 1330'da da İznik'i alarak Osmanlı Beyliği'nin başkenti yapmıştır. 1335'de ise devletin merkezi Bursa'ya taşınmıştır. Orhan Gazi 1360 yılında ölünce I. Murad (1360-1389) başa geçmiş, Edirne'yi başkent yapmıştır. I. Murad'ın yerine geçen oğlu Yıldırım Bayezid ve onun ölümüyle başa geçen Çelebi Mehmed (1413-1421) dönemlerinde Bursa'da birçok eser yapılmıştır. Bursa, Fatih'in 1453'de İstanbul'u alıp başkent yapmasına kadar önemini korumuş, ancak daha sonra ikinci plana düşmüştür. İçinde birçok tarihî eseri barındıran Bursa'nın önemli eserlerinden burada biraz bahsedelim. Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid (1389-1402) şehrin doğusunda "Yıldırım Semti" denilen tepeye 1399 tarihinde cami, medrese, hamam ve darüşşifadan ibaret bir külliye yaptırmıştır. Yıldırım Bayezid ölünce 1406 tarihinde caminin yanına türbe yapılarak oraya gömülmüştür. Yine Yıldırım Bayezid 1396-1400 yıllarında Osmanlıların ilk büyük camisi olan ve bugün şehrin ortasında yer alan Ulu Cami'yi inşa ettirmiştir. On iki adet fil ayağına oturtulan ve yirmi kubbe ile örtülü olan bu camide dönemin hat sanatını yansıtan en güzel örnekler yer almıştır.
BURSA İSMİNİN TARİHİ
Bithynia Kralı I. Prusias (M.Ö. 229-182) zamanında Bursa'nın kurulduğu, kralın adına izafeten de Prusa dendiği belirtilir. Hatta Romalılara yenilen Kartacalı Hannibal'ın Bithynia'ya kaçtığı, yanındakilerle beraber bir şehir kurarak adına Bithynia Kralı Prusias'a izafeten Prusa dendiği de söylenmektedir. Bu isim zamanımıza Bursa olarak gelmiştir. M.Ö.74 yılında Bithynia Kralı IV.Nikomedes topraklarını Roma'ya bırakmış, böylece Bursa ve çevresi Romalıların eline geçmiştir.
. |
3l5'de Roma ikiye ayrılınca Bursa, Doğu Roma yani Bizans'ın egemenliği altına girmiştir. Bizans İmparatoru da Çekirge'de saray ve hamamlar yaptırmıştır.
Bursa'daki önemli bir eser de Yeşil Semti'nde Çelebi Mehmed tarafından 1419 yılında inşa ettirilen Yeşil Külliyesi'dir. Yeşil Ca-mi'nin süslemeleri ancak 1424 yılında II. Murad döneminde tamamlanabilmiştir. Caminin mimarı Hacı İvaz Paşa'dır. Nakkaşı Ali Bin İlyas Ali, çini ustası ise Mehmed el Mecnun'dur. Dışındaki taş işçiliği ve içindeki çinileriyle bir ahenk oluşturan külliyenin medresesi bugün Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Caminin karşısındaki Yeşil Türbe, 1421 yılında camide çalışan sanatkârlarca inşa edilmiş olup, bugün Bursa'nın sembolü olmuştur. Sekiz köşeli türbenin ortasında üzeri çinilerle kaplı olan Çelebi Mehmed'in sandukası bulunur. Sanduka kabartma ve renkli çinilerle donatılmış olup kitabelidir. Türbenin içinde Çelebi Sultan Mehmed'den başka çocuklarının da sandukaları bulunmaktadır.
Bursa'da kaplıcalar semti olan Çekirge'de I. Murad Hüdavendigar Camisi ve Medresesi bulunmaktadır. 1389'da Kosova'da şehit olan I. Murad buraya getirilerek oğlu Yıldırım Bayezid'in yaptırdığı türbesine gömülmüştür. Birçok Osmanlı padişahı ve şehzadenin türbesinin olduğu Bursa'da bunlardan başka Mevlid yazarı Süleyman Çelebi ve Karagöz'ün mezarı da bulunmaktadır. Birçok tarihî han ve hamam da bugün hâlâ işlerliğini sürdürmektedir. Çekirge'deki eski kaplıca I. Murad dönemindendir. Bursa'nın en eski ve en büyük hamamı ise 1326 tarihli Çekirge Kaplıcası'dır. Bursa'da Çelik Palas'tan Çekirge'ye giderken I. Murad devrine ait Kükürtlü Kaplıcaları gibi daha birçok tarihî kaplıca ve hamam da bulunmaktadır.
Bursa'da Çelik Palas'ın yanındaki Atatürk Köşkü, Kültür Park'ın içindeki Arkeoloji Müzesi ile kayak merkezi olan Uludağ ayrı birer gezi noktasını oluştururlar.
Yorum Bırakmak İster misiniz?