İnsan heykelcikleri, ilk kez Paleolitik Çağ'da inanç sisteminin bir parçası olarak Ana Tanrıça kavramının somut belirteçleri şeklinde ortaya çıkar1 Willendorf Venüs'ü gibi (Lev.I, Res. 1)
Anadolu'da inanç sistemini yansıtan tanrı ve tanrıça heykelciklerine ait en erken örnek, Maraş Döngel mevkiindeki Direkli Mağarası'ndan ele geçmiş olup henüz yayınlanmamış olan bir ana tanrıça heykelciğidir. Neolitik Dönem'de Anadolu'nun hemen hemen her bölgesinden pişmiş
toprak ve taştan yapılmış insan heykelcikleri ele geçmiştir. Örnek olarak, Çatalhöyük, Hacılar, Mezra-Teleilat, Badem Ağacı, gibi yerleşim yerleri verilebilir.2 ( Lev.I Res. 2). İnanç sisteminin ürünü olan bu tanrı ve tanrıça heykelcikleri Kalkolitik Dönem'de de görülmeye devam eder.3
Erken Tunç Çağı Dönemi'nde idoller ve heykelciler taş ve pişmiş toprağın yanı sıra madenden de üretilmeye başlanmıştır. Alacahöyük4 (Lev.II Res. 1). Horoztepe ve Hasanoğlan5 (Lev.II Res.2). heykelcikleri bu dönemin madeni heykelciklerinin en güzel örnekleridir Alacahöyük altın ikiz idolleri ve Göller yöresi gümüş idollü, madeni idollere örnek olarak verilebilir. Erken Tunç Çağı'nın yukarda sözü edilen madeni heykelcikleri Paleolitik Çağ'dan itibaren süre gelen doğurganlığı ve dolayısıyla bereketi simgeleyen abartılı şişman heykelciklerinden doğal görünümleriyle oldukça farklıdır.6
Orta Tunç Çağı'nın başlarında Asurlu tüccarların beraberlerinde Anadolu'ya getirdikleri silindir mühürlerle7 Anadolu, Mezopotamya'nın çok tanrı din sistemiyle tanışmıştır. Hitit Dönemi'nde de varlığını sürdürecek olan Anadolulu bazı tanrı ve tanrıçalar da ilk kez bu dönemde görülür.8 Tanrı ve Tanrıça tasvirleri çoğunlukla bu dönemin silindir ve damga mühürleri üzerinde görülmektedir. Ancak sadece bu döneme özgü olan ve konut kültünde kullanıldığı düşünülen kurşun figürünler9 Anadolu'nun madeni heykelciklerinin gelişmesinde önemlidir (Boğazköy, Kültepe). Bilindiği gibi Asur Ticaret Kolonileri dönemi Hitit Sanatı'nın oluşmasında etkili olmuştur.10
"Hitit Sanatı" kavramı, 19. yüzyıllın son çeyreğinde Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye'de MÖ. 9. ve 8. yüzyıllara tarihlenen hiyeroglifle yazılmış taş anıtların bulunması ve bu anıtlarla ilgili yapılan araştırmalar sonucunda arkeoloji ve dilbilimi literatüründe kullanılmaya başlanmıştır.11
Eski Hitit Dönemi Heykelcilik Sanatı'na ait madenden yapılmış heykelciklerin çok azı günümüze ulaşmıştır. Malzeme bakımından maden kullanılan bu tanrı ve tanrıça heykelcikleri genelde döküm tekniği ile yapılmış olup heykelciklerin ön ve arka kısımları dövme tekniğiyle düzeltilmiştir.12 Bu heykelciklerde insan13 ve hayvan14 tasvirleri kullanılmıştır.
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen adak çivisi şeklindeki tanrı ve tanrıça heykelcikleri ile insanın doğal görünümüne yakın yapılmış tanrı ve tanrıça heykelcikleri de bulunmaktadır. Örnek olarak, Dövlek Heykelciği,15 Konya'da bulunmuş olup Tübingen Üniversitesi Özel Koleksiyonundaki bir heykelcik16 (Lev.III Res. 1) ve Gaziantep Müzesi'nde sergilenmekte olan hayvan üstünde duran tanrı heykelciği verilebilir.17
Adak çivisi şeklindeki heykelciklerin görünümleri yassı olup, üst kısımları stilize insan gövdesi biçiminde, alt kısımları ise bir yere saplamak amaçlı, bir tür kama ya da adak çivisi formunda yapılmıştır.18 Bu tür adak çivisi şeklinde madenden yapılmış olan, tanrı ve tanrıça heykelcikleri ile kötülüklerden korunmak, yapılan yapının tanrılara adandığını ya da tannlarca korunacağı inancıyla kraliyet yapılarının, tapınakların ve diğer önemli yapıların temellerine bırakmak amacıyla yapıldığı düşünülmektedir.
Eski Hitit Dönemi'ne ait adak çivisi şeklindeki heykelciklerin yayılım alanı Hitit ana vatanı olmayıp, Toroslann güneyi ve Güneydoğu Anadolu kökenli olduğu,19 Hitit metinlerinden bilinmektedir. Bu tip yapı-adak çivisi şeklinde yapılmış heykelciklere Mezopotamya'da Er Hanedanlar III Dönemi'nden itibaren rastlanmaktadır.20
A) Adak Çivisi Şeklindeki Tanrı ve Tanrıça Heykelcikleri
a) Tanrı Heykelcikleri
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen adak çivisi şeklindeki tanrı heykelcikleri 9.1 cm ile 4.2 cm. arasında değişen boyutlarda olup gövdenin altı kısmı adak çivisi şeklinde uzun incedir21 (Lev.III Res.2). Gövdenin üst kısmı ise kalın üçgen vücutlu olan heykelciklerin kollan gövdeden yanlara ve dirsekten bükük durumda öne doğru uzatılmıştır. Bazı heykelciklerin ise kollan dirsekten bükülmüş durumda kann ve göğüste birleşecek şekilde yapılmıştır. Heykelciklerin genelde bacaklan belirtilmemiş olup ince bir çizgiyle belirtilmiş olanlar da vardır. Heykelciklerin elleri belirtilmemiştir. Heykelciklerin boyunu uzun, gözleri yuvarlak nokta gibi ağızlan ise bir çizgi şeklinde çıkıntılı ya da çukurcuk halinde belirtilmiş, burnu ve kulaklan iri şeklinde olup kulaklan yanlardan yanm elips şeklinde çıkıntılıdır. Bazı heykelciklerin başlannda ucu sivri kısa ya da uzun şekilde külaha benzeyen başlık bulunmaktadır. Bazı heykelciklerin ise külah biçimindeki başlıklan paralel çizgilerle bezenmiştir. Heykelciklerin bazılannın baş kısmı yuvarlak şekilde yapılmış olup başlan üzerinde herhangi bir başlık bulunmamaktadır.22
Adak çivisi şeklindeki heykelciklerin bazılarının boyun kısmında kalınca bir telden yapılmış kolye bulunmaktadır.23 Bazı tanrı heykelciklerinin kulaklarında yuvarlak şekilde delik olup ince bir telden küpe bulunmaktadır. Bir tanrı heykelciğinin de baş kısmının arka kısmında yatay çizgilerle muhtemelen saçlan belirtilmiştir.
b) Tek ve Çift Gövdeli Tanrıça Heykelcikleri
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen adak çivisi şeklindeki annça heykelcikleri 8.9cm ile 6.7cm arasında değişen boyutlarda olup tek24 (Lev.IV Res. 1) ve çift25 (Lev.IV Res.2) gövdeli olarak yapılmıştır.
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen tek gövdeli adak çivisi şeklindeki tanrıça heykelciklerinin alt kısmı ince uzun ve silindirik şekilli olup gövdenin üst kısmı kaim, üçgen vücutludur. Kollar gövdeden yanlara doğru açılmış ve dirsekten bükük durumda öne doğru uzanmıştır. Elleri belirtilmemiştir. Başlannda ince uzunca ve kısa basık konik şekilli külaha benzer bir başlık vardır. Başlığın üzeri paralel yivlerle bezenmiştir. Tanrıça heykelciklerinin gözleri yuvarlak, silindirik şekilde çizgilerden ve çukurcuklardan oluşur burunları iri, düz ve kemerlidir. Kulakları yanm elips şeklide çıkıntılı olup kulaklarında muhtemelen küpe için açılmış delikler bulunmaktadır. Ağızlan çukurcuk şeklinde ya da belirtilmemiş olup çeneleri kısadır. Boyunları uzun ince olan tanrıça heykelciklerinin yanı sıra boyunları kısa ve kalın olan tanrıça heykelcikleri de vardır.26
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen çift gövdeli tanrıça heykelciklerini başlan ve gövdelerinin üst kısmı ayn ayn belirtilmiş olup iki gövde, sap kısmına geçişte V şeklinde birleşmiştir. Gövdeleri ince uzun ve düzdür. Gövdelerinin birleştiği kısmın altı heykelciğin bir yere yerleştirildiğini gösteren ince uzun ve düz bir sap şeklinde yapılmıştır. Kollan kalınca olup eleri belirtilmemiştir. Kollan yanlara doğru dümdüz uzatılmıştır. Bazı heykelcikler el ele tutuşmuş durumdadır. Başlannda konik şekilli kısa uçlan sivri olan külaha benzeyen birer başlık bulunur. Bazı çift gövdeli tannça heykelciklerinin sağ gözleri iri ve çıkıntı şeklinde, sol gözleri ise belirtilmemiştir. Burunlan iri ve düzdür. Ağızlan ise çıkıntı ya da çukurcuk şeklinde belirtilmiştir. Kulaklan yanm elips şeklindedir ve ince telden yapılmış küpeler vardır. Örneğin Kahramanmaraş Müzesi env. 2310 heykelciğin kulaklannda ince halka şeklinde ve uçlan ayrık birer küpe bulunmaktadır. Çift gövdeli heykelciklerin boyunlan kalındır.27
B) İnsanın Doğal Görünümündeki Tanrı Heykelcikleri
a) Hayvan Üstünde Duran Tanrı Heykelcikleri
Eski Hitit Dönemi'ne ait olan hayvan üstünde duran tann heykelciği bir boğanın üstünde tanrı ayakta durur şekilde tasvir edilmiştir. Boğaya benzeyen hayvanın üst kısmının arkasında ya da boğanın orta kısmında vücudu hafif arkaya doğru eğik bir şekilde ayakta durmaktadır28 (Lev.V Res.l). Boğa üstündeki tann heykelciklerinin başında konik şekilli kısa ya da uzun külaha benzeyen çıkıntı halinde ucu yuvarlak başlık bulunmaktadır. Hem tann hem de boğanın yüz hatlan fazla belirgin değildir. Tann heykelciklerinin gözleri uzunca ve dikey birer girinti şeklindedir. Burun düz olup ağzı belirgin değildir. Kulaklan yanm elips şeklinde boyunu uzunca ve kalındır. Vücudunun üst kısmı üçgen şekillidir, alt kısmı ise ince, uzun ve silindirik şekillidir. Çok kısa olan kollan yanlara doğru açılmış durumdadır ve elleri belirtilmemiştir. Alt kısmı belirtilmemiş olan bacaklan birbirinde bitişik gibidir ve hatlan belirgin değildir. Tannnın üzerinde durmakta olduğu boğanm kısa ve kaim olan boynuzlannın uçlan sivridir. Yüz hatlan belirgin değildir Burunlan kalmca ya da ucu sivridir. Kuyruğu çok kısa ve kalıncadır boğa heykelciğinin ayaklan birbirine birleşik olup ayn olanlan da bulunmaktadır.29
b) Dövlek Heykelciği
Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen Dövlek Heykelciği Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi koleksiyonunda bulunan Sivas ili, Şarkışla ilçesinin yaklaşık 5 km doğusundaki Dövlek Köyü'nde 1940 yılında bulunan tunç bir heykelciktir30 (Lev.V Res.2). Boyu 12 cm.dir. Giyimi, sivri külahlı başlığı, eteği ve ucu kıvrık ayakkabısından oluşmaktadır. Külahlar hizasında öne doğru kıvnlan bir çift boynuzu olup kulaklan küpelidir. Yüz kısmı fazla zarar gördüğü için, aynntılan çok belirgin değildir. Çehresi oldukça yuvarlak olup çene kısmı dolgun ve sakalsızdır. Ağzı ve göz aynntılan az belirgindir. Yüzünün genel ifadesi ağır ve ciddi bir duruşa sahiptir. Boyuna önden bakıldığı zaman kalın hissini verse de, iki yanda kalan saçlann bu tesiri ortadan kaldırdığı dikkat edilince, anlaşılır. Kitle halinde sırt ortasına kadar inen ve bir üçgen şeklindeki saç, kabartmalannın görülemeyen kısımlan hakkında da bir fikir vermektedir.31
Sol kol dirsekten bükülmüş olarak ileriye uzatılmıştır; eli, üst kısımda ufak bir girinti meydana getirmek üzere kapalıdır. Sol bacak ileride, sağ bacak geridedir. Ayaklan altında bir yere tutturulmasına yarayan sivri çıkıntılar vardır. Hareketine uyan kalça ve bacaklann tasviri heykelciğe canlılık katmıştır. Vücudun belden yukan kısmı sonradan kazınmış ve hırpalanmış olmasına rağmen, giysili hissini vermektedir. Bilhassa mide üstündeki bir düğme vücudun üst kısmının bir kumaşla örtülü olabileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Göğüs ve omuz adaleleri çok kuvvetli bir şekilde belirtilmiştir. Pazılan çok canlı ifade edilmiş olan kollardan birisi (sağ) bir şey atar durumda kaldmlmış ve el bir şey tutmak üzere kapanmıştır.32
Sonuç
Yukarıda bahsetmiş olduğum Eski Hitit Dönemi'ne tarihlenen heykelciklerin birçoğu satın alma yoluyla Müzelere kazandırılmış olup buluntu yerleri hakkında fazla bilgiye sahip değiliz. Bu dönemdeki heykelciklerin tasvirleri inanç sisteminden dolayı genelde birbirine benzemektedir. Heykelciklerin dönemsel özeliklerinden yararlanılarak, heykelcikler Eski Hitit Dönemi'ne tarihlendirilmektedir. Bu döneme tarihlenen bazı heykelcikler ise çeşitli yolarla yurtdışına kaçırılmıştır. Bu döneme özgü heykelcik sanatıyla ilgili bilgilerimiz araştırmaların azlığından sınırlı bilgiye sahibiz, ileride yapılacak olan kazı ve araştırmalar neticesinde yeni verilere ulaşılacaktır.
Onur MERCAN
HATAY MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ Lisans Öğrencisi
KAYNAKÇA
AYDINGÜN, Şengül G, 2005-2006:" Tunç Çağı'nın Gizemli Kadınları", Yapı Kredi Yayınları, 2. Baskı, 1. Cilt, İstanbul, s. 11 -74. DARGA, A.Muhibbe, 1992:" Hitit Sanatı", Akbank Kültür ve Sanat Kitapları, 56, İstanbul, s.26-45.
EKİZ, Halil Hamdi, 1995: " Afyon Müzesi'nde Bulunan Bir Hitit Heykelciği ", Anadolu Medeniyetleri Müze'si 1994 Yıllığı, Ankara, s. 159-163.
EKİZ, Halil Hamdi, 1997: " Ankara Anadolu Medeniyetleri, Çorum, Karaman ve Konya Müzeleri'nde Bulunan Bazı Tanrı Heykelcikleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1996Yıllığı, Ankara, s.161-172.
EKİZ, Halil Hamdi, 1998: " İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde Bulunan Üç Tanrı HeykelciğiEge Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Dergisi V, 1997 İzmir, s. 15-18.
EKİZ, Halil Hamdi, 1998: " Özel Bir Koleksiyonda Bulunan Bir Grup Tanrı Heykelciği ", Anadolu Medeniyetler Müzesi 1997 Yıllığı, Ankara, s.79-93.
EKİZ, Halil Hamdi, 1999: " Gaziantep Müzesi'nde Bulunan Hayvan Üstünde Duran İki Tanrı Heykelciği", Anadolu Medeniyetler Müzesi 1998 Yıllığı, Ankara, s. 130-140.
EKİZ, Halil Hamdi, 2000: " Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde Bulunan Üç Hitit Heykelciği ", Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1999 Yıllığı, Ankara, s.65-75.
EKİZ, Halil Hamdi, 2005: " Adıyaman Müzesi'nde Bulunan Üç Tanrı Heykelciği", Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi sayı 5 Dösim Basımevi, Ankara,
EMRE, Kutluk, 1971:" Anadolu Kurşun Figürünleri ve Taş Kalıplan ", Türk Tarih Kurumu Basımevi, Vl.seri, Ankara, s.41 -50. KULAKOĞLU, Belma, 1992:"Tanrılar ve Tanrıçalar" AnaBasımA.Ş. İstanbul, s.9-12,40,86,90. ÖZGÜÇ, Nimet, 1965:" Kültepe Mühür Baskıları Anadolu Grubu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s.3-29. ÖZGÜÇ,Nimet, 1946:" Dövlek Heykelciği", Türk Arkeoloji Dergisi V, Ankara, s.45-51.
DİPNOTLAR:
1Aydıngün,2005-2006,s. 13
2 Kulaçoğlu, 1992, s. 40, res. 29
3 Kulaçoğlu, 1992,s. 11
4 Kulaçoğlu, 1992,s. 86,res.l00
5Kulaçoğlu, 1992,s.90 res.104
6 Aydıngün,2005-2006,s.35-40
7 Özgüç, 1965, s. 17-21
8 Öz güç, 1965,s.21-29
9 Emre,1971,s.41-50
10 Özgüç, 1965,.s.3
11 Darga, 1992, s. 34
12 Ekiz, 1996,s. 161
13 Ekiz,1996,161-165
14Ekiz, 1998,s. 131-140
15 Özgüç,1946,s.45-51
16 Darga, 1992,s.36,res.
l7 Ekiz,1998,s.131-134
18 Darga, 1992,s.34
19 Darga, 1992,s.34
20 Ekiz, 1996,s. 163
21 Ekiz, 1999,s.74,res.4-5-6
22 Ekiz, 1994-1996-1999,s. 159,161-165,65-69
23Ekiz, 1997,s.80
24 Ekiz,2005,s.59.res.4-5-6
25 Ekiz,1996,s.68-71 res.7-8-9,şkl. 5
26 Ekiz, 1996,s.161-165
27 Ekiz,1996„s. 162
28Ekiz, 1998,s. 138-140,res. 1-2-3
29Ekiz, 1998,s. 131-134
30Kulaçoğlu,s. 118,res. 13 7
31 Özgüç, 1946, s. 45-51
32 Özgüç,1946,s. 45-51
Yorum Bırakmak İster misiniz?