31 Mart 2021 Çarşamba

Arkeolojik Bilgiler ile Sporun Tarihine Bakış

  İlk olimpiyat oyunlarının düzenlendiği tarih genel olarak M.Ö. 776 Elis kenti yakınlarındaki Olimpia’da yapılan yarışlar olarak karşımıza çıkar (bkz.resim1). Anlaşıldığı üzere adını da bu bölgeden almıştır.  M.Ö 776’da düzenlenen organizasyon için en doğru tanım ne olabilir? Söz konusu tarihten önce yaşamış olan daha eski topluluklar bu anlamda ne gibi örneklerle karşımıza çıkar?

 Öncelikle şu konuya açıklık getirmek istiyorum. Örneğin tarihin ilk barış antlaşması M.Ö. 13 yy’da Mısır ve Hitit arasında imzalanan Kadeş anlaşmasıdır dersek yanlış bir tanımlama yapmış oluruz. Doğrusu tarihte bilinen ilk barış antlaşması Kadeş antlaşması olmalıdır. Dolayısıyla M.Ö 776’ da Olimpia’da düzenlenen yarışmaların ilk olduğunu söylemek yerine kayıtları elimize geçmiş bilinen en eski tarihli olimpiyatlar demek daha doğru olacaktır.


HELLENİSTİK PLASTİK (İSKENDER DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ)

BÜYÜK İSKENDER DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ


Bu dönemde geniş topraklarda ortak para birimi drahmi ve ortak dil olarak ta Koine Yunancasının kullanılması ilk küreselleşmenin başladığı dönem diyebiliriz.

Böylelikle anlaşma kolaylaşmış ortak dil sayesinde ortak para birimi ile de ekonomi canlanmıştır.

25 Mart 2021 Perşembe

Metropolis, Yunan Savaş Tanrısı Ares’in Koruduğuna İnanılan Kent

 

Metropolis (Küçük Efes)

Küçük Menderes Havzası’nın batı ucunda Antik Gallesion Dağı (Alaman)  yamaçlarına yaslanmış tepede kurulmuş olan bu İon kenti, Ephesos'a 30, İzmir'e ise 40 kilometre uzaklıkta Kaystros (Küçük Menderes) ovasına hâkim konumdadır. Antik Kaystros nehri, günümüzün Küçük Menderes'i yüzyıllardır bu ovaları sulamış, alüvyonlu topraklarıyla ovaların bereketi ve Smyrna-Ephesos arasında ticaret yolu üstündeki konumu Metropolis'i zengin kılmıştır.

Mozaikli Salon Ariadne tasviri, diğer mozaik Satyros maskı  ve  hayvan tasvirleri. (https://www.izmirdergisi.com/tr/dergi-arsivi )

Metropolis Antik Kenti benim için küçük Efes olarak adlandırdığım ören yeridir. Metropolis küçük bir kent olmasına rağmen çevresi, konumu, buluntuları ve yapıları ile oldukça etkileyicidir. Günümüze kadar gelen yapıları bu bölgede yaşayan insanların yaşam tarzları, inanışları ve gündelik yaşamları hakkında bilgi verir. Doğal bir yamaç üzerine kurulan tiyatrosu, bouleuterion (meclis binası), stoa (sütunlu galeri), 2 adet hamam yapısı, paleastra (spor alanı), mozaikli salon, Peristylli ev, dükkanlar, latrina (tuvalet), cadde ve sokaklardan oluşan teraslama şeklinde bir yerleşim yeridir.  Ören yerinin son durağı olan Akropole mutlaka çıkmanızı öneririm çünkü çıkınca o dönem insanların su ihtiyacını karşılayan sarnıç yapılarını ve tüm Torbalı Ovası ve kent çevresini görebileceğiniz muazzam bir tabloyla karşılaşır ve çıkarken zorlandığınız bu alanda durup manzaraya bakarak yorgunluğunuzu atabilirsiniz.

19 Mart 2021 Cuma

Kendini İfade Etme ve Savunma Sanatı

 

Kendini Savunma Güdüsünün Kökenine Dair.


    İnsanın 300 000 yıl önce ortaya çıkmasından bu yana değişik zaman dilimleri içinde İnsan; beraberinde getirdiği yada sonradan kazandığı kişilik özellikleri ile yaşadığı döneme değer kazandırmış, gelişme göstermiş, üretime katkıda bulunup, tüketerek de doğal kaynakların azalmasına sebebiyet vermiştir. Tüm bu tarih boyunca değişmeyen başlıca unsurlardan biri, İnsanın kendi doğrularını karşıdakine kabul ettirebilme çabasıdır. Çoğunlukla şahsi çıkarlarımız yada sevdiğimiz bir durum yada kişi ile ilgili kendi değer yargılarımızı bir kenara bırakıp, nesnel olarak bakıldığında kendimizin dahi yanlış olarak niteleyip, mücadele vereceği bir durumda bile bazen yanlışı savunabiliyoruz maalesef, çünkü insanız ve varoluşumuzda böyle bir kusur var belkide.

    Savunma kavramını kökeni itibariyle, temel olarak sivil ve askeri savunma olarak ayırmak doğru olacaktır kanaatindeyim, bu temel sınıflandırmanın yanı sıra, bu yazıda bahsetmek istediğim; kişinin kendi kendini karşıt bir fikre karşı savunma ve kabul ettirebilme güdüsüdür, ailemizi, sevdiklerimizi ve yurdumuzu fiziki olarak savunmanın yanı sıra ideolojimizi, düşüncelerimizi ve isteklerimizi karşımızdakine kabul ettirebilmek adına yaptığımız konuşmalarda savunmadır aslında, savunma ihtiyacına karşıt görüş yada daha fazlasını isteyen insanın bu uğurda harcadığı çaba neden olmaktadır.


                                                   Resim 1: Akhilleus'un Hektor'u Öldürmesi Sahnesi

    Tarihsel sürece bakacak olursak, MÖ. 1274 yılında Hitit Devleti ile Mısır Devleti arasında tarihteki ilk savaş(Bazı kaynaklarda ilk savaş deniliyor olsa da Ünlü Akad kralı Sargon'un bu tarihten daha erken tarihlerde bir çok savaşa katılarak ilk imparator unvanını aldığı bilgisini vermek yerinde olacaktır.) , ilk barış ve ilk antlaşma yapılmıştır, bu savaş aslında savunma için yapılmış bir savaştır, yani savunma ihtiyacı, savaşı beraberinde getirmiştir. Doğal sınırlarını korumak adına savaşma isteği ortaya çıkmıştır ki aynı durumu insan içinde düşünebiliriz, bizde kendi sınırlarımızı korumak adına çoğu zaman yanlış olsa dahi bencilce davranmıyor muyuz? Bu savaştan hemen sonra Hitit Kraliçesi Puduhepa, Mısır Kralı ve Kraliçesi ile diplomatik ilişkiler yürütmüş ve Kadeş Barış Antlaşmasındaki mührü ile tarihteki yerini almıştır. İnandıklarını ve tarihin de gösterdiği şekli ile doğru olanı savunmuş ve diplomatik bir dille bunu Mısır Kral ve Kraliçesine daha barışçıl bir dünya yaratmak adına kabul ettirmiştir. Bu savaştan sonra; arkeolojik bulgularında ortaya koyduğu üzere yaklaşık 90 yıl sonra Yine Anadolu coğrafyasında bu sefer Troya savaşı baş göstermiştir, konumuz ile ilgili olan kısmı bu savaşta etkin roller üstlenmiş Odysseus ve Alexandros(Paris) karakterleridir, Odysseus hitabet sanatını bilen, çoğu zaman inandığı şeyleri karşısındakine hızlıca kabul ettirebilen bir söz ustasıyken, Troyalı Alexandros istediğini elde etmek adına her yolu mubah gören, yanlışlarını dahi kabul ettirebilme adına bu yanlışları körkütük savunan zayıf bir karakter olarak karşımıza çıkar. Odysseus; Troya Savaşına katılmak istemeyen, bu yüzden kadın kılığına dahi girmiş Akhilleus'u söz sanatlarındaki ustalığı ile ikna etmiştir, Homeros'un yazdığı düşünülen İlyada kitabında Odysseus'un bu yeteneğini birçok bölümde görmekteyiz, Alexandros ise sürekli olarak Helene'i ne kadar çok sevdiğinden dem vurup, bir ulusun ağır acılar çekmesine sebep olmuş ve bu süreçte kendini haklı göstermek adına büyük "Aşkı"ndan bahsedip durmuştur. Fakat yukarıda bahsi geçen iki karakterde istek ve düşüncelerini kabul ettirebilmekte ciddi başarı sağlamışlardır.


                                 Resim 2: Sokrates'in Ölümü Sahnesi (microdestek.com.tr adresinden alınmıştır.)

    Konumuz ile ilgili bir diğer tarihi detay; MÖ. 4 . yy'ın başlarında meydana gelmiş "Sokrates'in Savunması" olayıdır. Bu süreçte Sokrates'e -Gençleri doğru yoldan ayırmak ve devletin tanrılarına inanmayıp, bu tanrıların yerine yeni tanrılar koymak- suçlamaları atfedilmiş, Sokrat'a bu suçu yükleyen özellikle Meletos'un bu savunma yapılırken ki beyanları konumuz ile ilgili çarpıcı bilgiler ortaya koymaktadır, Sokrates'in bir köleye sadece sorular sorarak bir geometri sorusu çözdürdüğünü biliyoruz, ünlü filozofun bu metodolojisine İroni ve Maotik adı verilmektedir, karşısındakine hiçbir şey bilmiyor muşçasına, onun fikirlerini sözlere döküp(İroni), doğru sorular ile cevabı doğurtma(Maotik) yöntemini kullanan Sokrates,savunmasında da bu metodolojiyi kullanmış, Meletos' a sorduğu sorular ile doğruya ulaşmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır, çünkü inançlar üzerinden yürüyen ideolojiler ve bunun yarattığı korku olgusu günümüzde olduğu gibi antik çağlarda da aklın önüne geçmeyi maalesef başarmıştır. Meletos savunduğu fikri yani Sokrates'in suçlu olduğu suçlaması, Sokrates'in savunması sırasında birçok kez çürütülmüştür, fakat Meletos savunduğu yanlış ideolojileri savunmaktan vazgeçmemiştir, nato kafa nato mermerdir çünkü, Sokrates'in Savunması işe yaramamış, baldıran zehri ile öldürülmesine karar verilmiştir sonunda. Tarihin bize gösterdiği haliyle Sokrates iddiaların asılsız olduğunu söylemekten vazgeçmeyip kaçma teklifini de reddedip canından olmuştur. Ölüme rağmen, kaçabilecek durumdayken kaçmayışı erdemli bir davranış olarak tarihteki yerini almıştır.

    Anlattığım üzere İnsanlık tarihi boyunca kendi doğrularını aslolan almış, nesnel düşünmekten uzak insanoğlu, maalesef her dönem var olmuş ve var olmaya da devam edecektir, kendimizi bu zaaftan kurtarmak adına, "Hiç kimse mükemmel değildir" ve Anadolu'da yaygın olarak kullanılan "Hatasız Kul Olmaz" özlü sözlerini benimseyip daha tarafsız bir bakış açısı kazanmamızı umut ediyorum.

17 Mart 2021 Çarşamba

İZMİRLİLER İÇİN SAAT KULESİNİN ANLAMI

İZMİR SAAT KULESİ

Bu nadide yapı kimin hangi şartlarda yaptığından ve tarihsel anlamından çok İzmir denince şehrin adını bilen herkesin tanıyıp bildiği bir simge, Şehirde yaşayanlar için en kolay buluşma noktasıdır.

İzmir'de bulunan 5 adet anıtsal saat kulesi içinde en eski tarihli olanıdır. Bulunduğu alan, yapılış macerası, tarihsel anlamı, mimari ve sanatsal özellikleri, monumental ve eşsiz bir eser oluşu , günümüzde taşıdığı anlam ve önemi ile öne çıkarak simgeleşmiş olan ''Konak Saat Kulesi'' 20. yy'ın hemen başında, modern zamanların başladığını ve bu çağda zamanın ne kadar önemli olduğunu anlatırcasına İzmir'deki yerini almıştır.

İzmir Saat Kulesi gece fotoğrafı. Sağlı sollu iki palmiye yeşil spot ışık ile aydınlatılmış.
Saat Kulesi ve arkasında İzmir Hükümet Konağı gün ışığı spotlarla aydınlatılırken birkaç insan alan içinde dolaşıyor.

15 Mart 2021 Pazartesi

İzmir'in İlk Sakinlerine Ev Sahipliği Yapmış Yeşilova Höyük.

 İzmir Çukurunun İlk Sakinlerinin Yaşadığı Yeşilova Höyük;

    Neolitik Dönem ile artık yerleşik hayata adım atmış ilk İzmirliler; bugünkü İzmir/Bornova/Yeşilova sınırları içinde Karacaoğlan mahallesinde Manda çayının hemen yanında Yeşilova Höyükte yaklaşık 800 sene yaşamışlardır. İzmir şehir merkezinin  prehistorik çağlarından bahsedilmek gerektiğinde Yeşilova yerleşimi, Yassıtepe Höyük ve İpeklikuyu Höyük ile birlikte İzmir Prehistorya'sının üç saç ayağını oluşturmaktadırlar. Şu anki bulgular göz önüne alındığında günümüzden tam 8500 yıl önce ilk İzmirlilerin yaşadığı Yeşilova Höyükte bilimsel arkeolojik kazılar 2005 yılından bu yana, Ege Üniversitesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi ABD.'de görevli Doçent Dr. Zafer Derin Başkanlığında devam etmektedir.


Yeşilova Höyük Ziyaretçi merkezi havadan görünüm. Yeşilova Höyük kazı resimleri arşivi

    Yeşilovayı ayırt edebileceğimiz birçok farklı özellik bulunmaktadır, birbirlerinden bağımsız yapılmış evlerde, üreterek ve ticaret yaparak yaşamını idame ettiren ilk İzmirliler; kum midyesi ve çipura gibi deniz mahsullerini günümüzde olduğu gibi 8500 yıl öncede tüketmişlerdir. Misket üzümü fosillerine rastlanılan Yeşilova Höyükte, günümüzde hala şarap yapımında da kullanılan Bornova Misket, diğer bir adıyla  Muskat üzümünün kökenlerini yine burada buluyoruz.

    Prehistorik Dönemlerde karşımıza çıkan Ana Tanrıça Kültü inanışını da Yeşilova Höyükte ortaya çıkan minimal Ana Tanrıça figürinlerinde görmekteyiz. Sap kısmı Ana Tanrıça bacağını andıran kaşık kullanımı ilk İzmirlilerin de günümüzdeki gibi ne kadar modern olduklarını göstermesi açısından önemlidir. Çanak çömlek, mühür,tunç balta ve iğne gibi eşyalar üretilen Yeşilova Höyükte bu alanda yetiştirilen sonrasında kesilen veya avlanan hayvanların derilerinin de işlendiği,  aynı zamanda bulunan dokuma ağırlık tezgahları ile de dokumacılık da yapıldığını söylemek doğru olacaktır. Kil  topaklarıyla oynarken parmak izini görebildiğimiz çocuklara ilişkin  buluntular günümüzden 8500 yıl önce yaşamış uygarlığın  izlerini görmemiz adına heyecan uyandırmaktadır. 

   Mimari ve konsept olarak birçok ödül  almış Yeşilova höyük; her yıl ağırladığı 25 000 ziyaretçi  ile bölgedeki tek engelsiz,erişilebilir ören yeri ve ziyaretçi merkezidir, aynı zamanda toplumsal farkındalık yaratmak adına geri dönüşüme katkı koyarak giriş ücreti olarak ta bir atık pil istenmektedir. Küçük ziyaretçiler antik dönem şartlarına göre yapılmış minyatür bir köy de uzmanlar eşliğinde buğday hasadı yapıp, avcılık yaparak zamanda  yolculuk yapmaktadırlar, ve bu hali ile Yeşilova Höyük,7 den 70' e her yaş grubu için görülebilir bir kalıcı değer olarak faaliyetlerine devam etmektedir. 

                                                                                                                                         

Blogger tarafından desteklenmektedir.