MORDOĞANLI denizcilerin uğrağı olan Kayaburun'un kıyısında, yekpare kayanın üstünde yer alan, nasıl oluştuğu bilinmeyen ve kabul gören herhangi bir açıklaması da bulunmayan dikkat çekici üç yuvarlak çukur; hayatını denizden kazanan, alçakgönüllü insanların yaşamını anlatan bir Öyküye ilham kaynağı oldu. Öyküde yerleşim yeri adı olarak kullanılan Marda sözcüğü ile kişi adları tarihsel sürecin herhangi bir noktasında, herhangi bir coğrafyada kullanılmış olabilir. Ancak öyküde geçen bu isimler hiç bir yerden alıntılanmadı. Mordoğan'ın denizinin tuzunu, rüzgarlı havasını taşıyan bu küçük öykümüz, doğa sevgisi ile bu toprakların kültürel mirasını ortaya koyan tarih ve arkeolojiyi, biraz da mitolojiyi harmanlayarak kaleme alındı.
![]() |
Neşe Uzunkaya Mimas Efsanesi |
MARDA'NIN TANRISI
Denizin üzerindeki sabah sisini aralayıp geçen Güneş Tanrı'nın sarı saçları, ne zaman olduğunu kimsenin hatırlamadığı, bilinmeyen bir zaman olan o ilk günden bu güne binlerce kez tekrarladığı gibi, yine Çelik Yaba'nın can alıcı sivri uçlarını parlatmaya başladı. Bu saat denizlerin hakimi Poseidon'un kudurmuş su köpeklerini derinlerdeki mağaralara hapsettiği saatti. Mardanın cesur avcıları her av sabahında olduğu gibi yine gelip Tanrı'ya fakir sunularını verecek, açılacaklar az sonra. Kaderlerini ve avlarını kovalamak üzere ve sadece Calypso'nun öngörülemez hiddetinden korkarak. Bir önceki avdan dönüşte geç kalan sandallar denizin hırçın bakiresinin çılgınlığından nasibini almıştı. Havayı deniz üstünde kararttıklarında en korktukları başlarına gelmişti o gün de. Güçlü Omeron bir çocuk gibi sandaldan çekilip alınmış ve deniz köpeklerinin kaynaştırdığı köpüklü sulara kızıl kanı karışırken yok olup gitmişti. Denizcilerin hepsi de sessiz çığlıklarını hançerelerine gömüp var güçleriyle küreklere asılmışlardı. Bitkin bir şekilde karaya çıkıp yığıldıklarında kurbanlarının Tanrıyı mutlu edemediğini düşünüyorlardı. Bedel ödeme sırası Omeron evinindi demek ki. Omeron'un İsim verdiği Torakon onüç yaşındaydı artık. Omeron avdayken doğmuş ve babasını yine bir avda kaybetmişti. Marda delikanlılarının yaşam döngüsü buydu zaten. Bu döngü bir kez daha bu kez de Omeron evi için tamamlanmış. Torakon sandalda babasından boşalan yere hak kazanmıştı.
![]() |
Poseidon ve Mimas Efsanesi |
Helissi'nin oğlu için hazırladığı yolluk tatlı kara ekmek, kurutulmuş balık ve sulu sarı meyveydi. Deniz bakışlı güzel dul yüreğinin ateşi henüz taptazeyken bu kez çiçeği burnunda oğlunu gönderiyordu insan yutan denize. Poseidon'un kalbine. Çıkını omuzuna asan Torakon az bir zamanda koydaki sandalın yanına vardı. - Yiğit Omeron'un oğlu! Babanın yerini almaya hazır gibisin, diye seslendi Reis.
- Babamı onurlandırmak istiyorum.