28 Aralık 2022 Çarşamba

Arkeolojik Bilgelerle Zeka - Bilgi- Dikkat Sorusu

  Twitter da sorulan zeka testi sorusunun Arkeolojik bilgilerle zeka, iq, dikkat testi sorusuna çevrilmiş  görseli ve cevabı. 

Matematik işlem kurallarını bilen herkesin 15 saniyede çözebileceği bir zeka testini Roma imparatorlarının portre ve heykel görselleri ile hazırladık.  Augustus (Prima Porta), Tiberius, Caligula olarak sunulan bu soru Roma İmparatorluğunun ilk üç imparatorlarıdır. Bir yandan zeka, bilgi ve dikkatinizi ölçerken bir yandan da arkeoloji öğrencileri için kafa karıştırıcı olan bu imparatorları daha kolay hafızalarına yerleştirme düşüncesiyle hazırlanmıştır.

 İlginç Zeka Testleri ve Çözümlerine Farklı Bakış

Bu zeka-dikkat- bilgi sorusu, aslında matematik dersinde öğretilen ve çok önemli olan işlem sırasını bilmeyle alakalı bir iq (zeka-dikkat) test sorusu. Zeka ve bilgi ile çözülebilecek bir zeka testi sorusu olması yanı sıra dikkat eksikliği olan çocuklar ve yetişkinler içinde yararlıdır. Orjinal görsele buradan ulaşabilirsiniz? Bu tip sorular ile bilgi varsa ve sonuç yanlış çıkıyorsa dikkat eksikliği yüzünden cevap yanlış çıkmaktadır. 

CALIGULA: HOLLYWOOD DELİ KRALLARININ İLHAM PERİSİ - ARKEOLOJİ.BİZ Arkeoloji İle İlgili Her şey. yazımızda ilginizi çekebilir.

Arkeolojik bilgilerle zeka, iq, dikkat testi soru

Dikkat Eksikliğine Dikkat

Dikkat eksikliği çocuklarda erken yaşta fark edildiğinde ve doğru yönlendirildiğinde çocuklar  yetişkinlik çağına geldiklerinde başarı oranları çok yükselmektedir. Bu tür soruları işlem bilgisi olduğu halde kısa zamanda çözemeyen veya yanlış cevap veren yetişkinler yaptıkları işlerde de basit dikkat eksiklikleri yüzünden yanlış karar verme nedeni olarak çocukluktan kalma dikkat eksikliği olduğunu bilmemektedir.


Sorunun cevabı: 15 Tiberius (5*10) 150'ye eşit 5 Tiberius 8 (2*4) Augustus (Prima Porta), 58'e 6 (2*3)  Augustus (Prima Porta), 30 (6*5) Caligula 36'ya eşit olduğu durumda; 5 Tiberius 6  Augustus (Prima Porta), çarpım 6 Caligula kaç eder? 

Eksik Bilgi Yanlış Yaptırır


Aşağıda ki cevap görselinde bile işlem önceliğini bilenler içindir. Bilmeyen bir insan cevabı 1380 olarak bulacaktır. Tiberius ve Augustus toplayacak sonra 6 Caligula ile çarpacak hatta çarpamayıp hesap makinesi kullanacak  ve sonucu 1380 bulacaktır. Ancak işlem önceliği veya sırasına göre yapmayı bilen insan sonucu 36 olarak bulacaktır. 

Verilen bilgilere göre, 15 Tiberius (5*10) 150'ye eşit, 5 Tiberius 8 (2*2*2) Augustus (Prima Porta), 58'e eşit, 6 (2*3) Augustus (Prima Porta), 30 (6*5) Caligula 36'ya eşit olduğu durumda, 5 Tiberius (6 Augustus (Prima Porta), çarpım 6 Caligula) değerini bulmaya çalışılmaktadır. Bu değerin bulunabilmesi için, Tiberius, Augustus ve Caligula'nın isimlerinin yanında yazılı olan sayıların anlamlarını öğrenmemiz gerekti. Bu sayıların anlamlarını aşağıdaki gibi tespit ettik:

Tiberius'un isminin yanındaki sayının değeri:     5*10=150 (her bir Tiberius 10 ile çarpılıyor)
Augustus'un isminin yanındaki sayının değeri:   3*2  =    6 (her bir Augustus 2 ile çarpılıyor)
Caligula'nın isminin yanındaki sayının değeri:    6*5  =  30 (her bir Caligula 5 ile çarpılıyor)

Arkeolojik bilgilerle zeka, iq, dikkat testi cevabı

50+(6*30)=230

50+(180)

230

Hayata ve arkeolojiye daha farklı bakmanızı sağlaması dileğiyle... 


26 Aralık 2022 Pazartesi

TÜRKİYE'DE Kİ BÜTÜN MÜZELER VE MÜZEKART İLE İLGİLİ BİLGİLER

 Türkiye'de arkeolojik ören yerlerini ve tüm müzeleri ziyaret etmek için neler gereklidir, ne kadar bir bütçe ayırmalayız üzerine hazırladığımız yazımızı sizlerle paylaşıyoruz.

Öncelikle istatistiki verilere bakmak gerekirse:

Müze sayısının 2021 yılında bir önceki yıla göre  %5,1 arttığını tüik verilerinden alıyoruz. Türkiye'de  Müzelerin 210 tanesi Kültür ve Turizm Bakanlığına, 309 tanesi ise özel müzecilik kategorisinde yer aldı. Türkiye'de  Ören yeri sayısı ise 143 oldu. Detaylı bilgiye buraya tıklayarak Türkiye İstatistik Kurumu sayfasından ulaşabilirsiniz. 21.11.2022 tarihi itibariyle ise Kültür ve Turizm Bakanlığına ait sitede sayının 357 olduğu belirtilmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığına ait müzelerden maalesef 50 tanesi bakım onarım ve çeşitli sebeplerden dolayı kapalıdır. Detaylı listeye buradan ulaşabilirsiniz. Türkiye'de bulunan 81 ilin 9 tanesinde ise bakanlığa bağlı herhangi bir müze bulanmamaktadır.  Artvin, Bingöl, Erzincan, Hakkari, Siirt, Bayburt, Şırnak, Ardahan, Iğdır, Türkiye'de bulunan 81 ilin 26'sında maalesef özel müzecilik kavramı yok. Özel müzesi olmayan illerimiz: Adıyaman, Ağrı, Artvin, Bingöl, Bitlis, Bolu, Burdur, Çankırı, Denizli, Elazığ, Giresun, Gümüşhane, Kırklareli, Kırşehir, Muş, Ordu, Siirt, Tekirdağ, Tunceli, Van, Yozgat, Karaman, Batman, Şırnak, Ardahan, Kilis'tir. Özel müzecilik genelde belediyeler tarafından oluşturulan müzeler olmasına rağmen bu illerimizde ki belediyeler müzelere ihtiyaç duymamışlar. Dikkatimizi çeken kısım ise Tekirdağ, Ordu, Denizli, Van büyükşehir olmasına ve üniversiteleri bulunmasına rağmen özel müze yok. Bütün özel müzelere buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Artvin, Bingöl, Siirt, Şırnak, Ardahan illerimizde ise ne özel ne de kamuya ait bir müze olmadığı görülmektedir.

2021 yılı Dünya Örgütü (UNWTO) verilerine göre ziyaretçi sayısı, toplam ve kişi başına turizm geliri 

Özel müzelerin çoğunluğu üniversite, belediye bünyelerinde kurulduğu için büyük kısmı ücretsiz olarak ziyaret edilebilir. Vakıf, dernek veya kişilerce kurulan özel müzelerde ise genelde bütçeye uygun ücretlendirmeler olmakla beraber bazı özel müzeler pek bütçe dostu sayılmazlar. O yüzden herhangi bir şaşırma durumu yaşamamak adına gitmeyi planladığınız özel müzelerin güncel ücret tariflerini öğrenmekte fayda var. 

Müze Kart Bir günde kaç defa kullanılır?

Yapılan düzenlemelere göre, müze kart ile giriş hakkı ikidir. Yani bakanlığa bağlı bir müzeye en fazla iki kere giriş hakkı tanınmaktadır.16 Tem 2022


Müzekart nedir? Nasıl alınır?

Türkiye'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'na ait müze ve ören yerlerinde ise  2022 yılı ücreti ile 60 Türk Lira'sına alınabilecek MüzeKArt ile aşağıda ki yerler haricinde:

Topkapı Sarayı içerisinde bulunan Harem Dairesi, Aya İrini Anıtı, Beykoz Cam Müzesi, Efes Örenyeri içerisinde bulunan Yamaçevler , Göreme Açıkhava Müzesi içerisinde bulunan Karanlık Kilise, Sedir Adası, İstanbul Sinema Müzesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi içersinde bulunan Serçe Limanı Cam Batığı Sergi Salonu bölümünde geçerli değildir. Belirtilen bu yerler için ayrıca bilet almanız gerekmektedir.

geriye kalan bütün müze ve ören yerlerini müze kartla gezebilirsiniz. Müze kartınız yok ve almak istiyorsanız ziyaret etmeyi düşündüğünüz müze veya ören yerini   MüzeKart satış noktalarına sorgulatmak için tıklayınız. Diğer bir kolaylık ise artık Müzekart'ınızı online olarak alabiliyor ve Türkiye'nin Müzeleri uygulaması ile üyelik oluşturarak, müze ve örenyeri girişinde oluşturacağınız kod ile kartınızı anında kullanmaya başlayabilirsiniz. Üyelik oluşturulmayan durumlarda MüzeKart'ınızın kargo ile size ulaşmasını beklemeniz gerekecektir. Ya da Detaylı bilgi için tıklayınız buradan üye olarak online kartınızı satın alabilir ve Türkiye'nin Müzeleri Uygulaması indirerek müze kartınız yanınızda olmasa bile uygulamayı kullanarak giriş yapabilirsiniz. 

Satın alacağınız Müze Kart'ınızı Türkiye'nin Müzeleri mobil uygulaması ile hemen kullanabilmek için buraya tıklayarak üye olmanız gerekmektedir. Türkiye'nin Müzeleri Uygulaması indirdikten sonra ise ziyaret ettiğiniz müze veya ören yerinin gişelerine yakın bir alanda uygulamayı açarak karekod simgesine tıklayıp mobil ürünlerim sekmesine geldikten sonra barkod oluştura tıklamanız gerekecektir. ardından çıkan barkodu gişede ki yetkili kişiye okutarak ziyaretinize başlayabilirsiniz. Bu yöntemle bile almak için uzun kuyruklarda beklemenize gerek kalmadığı gibi kağıt tüketimi yapmadığınız içinde bir nebze de olsa doğanın kirlenmemesi adına katkıda bulunmuş oluyorsunuz. Eğer daha önceden aldığınız ve süresi geçmemiş olan müzekartınız varsa o kartınızın numarasını ekleyerek mevcut müze kartınızı kullanabiliyorsunuz.

Sonuç olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerine ücretsiz girebilecekler ise gerekli  kimliklerini göstererek ücretsiz olarak giriş yapabilirler.


Milli Eğitim Bakanlığına bağlı öğretmenlere, 18 yaş ve altındaki T.C. vatandaşlarına ve çocuklara, 65 yaş üstü vatandaşlara, Er ve erbaşlara, Üniversitelerin sanat tarihi, arkeoloji ve müzecilik bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere, Engelli vatandaşlara ve bir refakatçisine 8 yaş ve altındaki yabancı uyruklu çocuklara Yerli ve yabancı basın kimlik kartı sahiplerine  Seyahat acentesi sahip veya sorumlu müdürlerine Köy ve Mahalle Muhtarlarına… vb. ÜCRETSİZ. bu durumda olmayanlar ise bütçeye uygun bir ücretle kültürel mirasımızı tanımak için tek yapmaları gereken şey müzelerimizi ve ören yerlerimizi gezi planlarına dahil etmek. Zaman zaman özellikle gençler için yapılan ücretsiz müze kart kampanyaları veya diğer kültürel etkinliklere katılmak için Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hayata geçirilmiş, gençlere kültür, sanat, spor, seyahat fırsatlarını sunmak ve gençlerin sosyalleşmelerine destek sağlamak için oluşturulmuş bir platform olan gençnesever'i takip edebilirsiniz.

Ören yerlerini ziyaret ederken nelere dikkat etmeliyiz konusunu da TEOS ANTİK KENTİ GEZİ TAVSİYESİ - ARKEOLOJİ.BİZ Arkeoloji İle İlgili Her şey. yazımızda bulabilirsiniz.


23 Aralık 2022 Cuma

İZMİR'İN ARKEOLOJİK MİRASI ULUSAL FOTOĞRAF YARIŞMASI SONUÇLANDI

 

İzmir’in Arkeolojik Mirası” ulusal fotoğraf yarışmasına başvurular başladı

Objektifler bu kez İzmir arkeolojisine çevrilecek

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı tarafından geçtiğimiz yıl Kemeraltı’ndanKadifekale’ye İzmir Tarihi Kent Merkezi adıyla düzenlenen ulusal yarışmanın ikincisinin konusu bu kez “İzmir’in Arkeolojik Mirası” olacak. Fotoğraf sanatına ve kent belleğine katkı koymak amacıyla düzenlenen yarışmaya 18 yaş üstü profesyonel ve amatör fotoğrafçılar ile 18 yaş altı gençler katılabilecek. 18 yaş üstü kategoride birincilik ödülü 10 bin, 18 yaş altı kategoride ise birincilik ödülü 4 bin TL olacak. Ayrıca sergilemeye değer bulunan 20 fotoğraf 500 TL ile ödüllendirilecek.

“İzmir’in Arkeolojik Mirası” Yarışma Sonuç (tfsfonayliyarismalar.org) yayınladı.

Fotoğrafçı Gözüyle İzmir’in Arkeolojik Mirası Birincilik ödülü 
Hakan YARALI Polio su kemeri


2021 Birincilik Ödülü Nurten ERDAL bulutların dansı İzmir Agora

Augustus Prima Porta Heykeli Artırılmış Gerçeklik Deneyimi


Augustus Prima Porta Heykeli (İtalyanca: Augusto di Prima Porta), Roma İmparatorluğu'nun ilk imparatoru Augustus Caesar'ın tam boy portre heykelidir. Mermer heykel 2.08 metre boyunda ve 1.ton ağırlığındadır. 

Heykel, 20 Nisan 1863'te Augustus'un üçüncü ve son eşi Livia Drusilla'nın Prima Porta'daki Villa of Livia'daki arkeolojik kazılar sırasında keşfedildi. 


 Augustus Prima Porta Heykeli renklendirilmiş haliyle birlikte

Heykel, görünüşe göre çeşitli ve canlı renklerde boyanmış olan zengin bir şekilde dekore edilmiş cuirass kabartması ile ünlüdür. Sahneler hem mitolojik hem de tarihsel bir temele sahiptir ve İmparator Augustus'un politikasının özü ve başarıları hakkında güçlü bir ideolojik mesaj taşır.
Onlara daha yakından bakalım:

Augustus Prima Porta Heykeli Cuirass kabartması
Görsel: Augustus of Prima Porta gerçek renkler: "3D TARİHİ" rekonstrüksiyonu - 3D Tarih (relivehistoryin3d.com)

1 – Bir Part (Persli) (sakallı ve bol kıyafetler içinde, kaybolan standartları Roma ordusunun bir temsilcisine (Mars, Augustus veya Tiberius) iade eder.
2 – Kelt kabilelerinin temsilcisi 
3 – Hispania veya Galya'nın temsilcisi (?)
4 – Güneş tanrısı Sol, dört atlı savaş arabasında
5 – Aurora, Şafak'ın kanatlı tanrıçası
6 – Sabah Yıldızı olarak anılan, meşaleyi taşıyan Venüs Aurora
7 – Caelus, gökyüzü tanrısı
8 – Kanatlı bir grifona binen Apollon 
9 – Diana arka tarafına biniyor
10 – Bereketli Dünya'yı temsil eden Tellus'un uzanmış figürü

Yunan heykeltıraşlar tarafından oyulmuş olan heykelin, Roma'da sergilenen kayıp bir bronz orijinalin kopyası olduğu varsayılıyor. Prima Porta'nın Augustus'u şimdi Vatikan Müzeleri'nin Braccio Nuovo'sunda (Yeni Kol) sergileniyor. Keşfedildiği günden bu yana Augustus'un portrelerinin en bilineni ve antik dünyanın en ünlü heykellerinden biri haline geldi. 

Augustus Prima Porta Heykeli artırılmış gerçeklik ile çalışma masamızda

 Augustus Prima Porta Heykeli'nin artırılmış gerçeklik ile odanızda veya bulunduğunuz alanda görüntüleyebilir, videosunu ve fotoğrafını çekebilirsiniz. 

Roma İmparatorluk Tarihi - ve Augustus hakkında daha detaylı bilgi almak için sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. Roma İmparatorluk Tarihi - ARKEOLOJİ.BİZ Arkeoloji İle İlgili Her şey.

 Augustus Prima Porta Heykeli 3D artırılmış gerçeklik modeli ilk yüklenmesi internet hızınıza bağlı olarak bir süre alabilir. Dosya boyutu yaklaşık 80 mb'dir.  İnternet kotanız sınırlıysa bu değerleri göz önüne alınız.

ATATÜRK VE CHARLES TEXİER: ANKARA NEDEN BAŞKENT OLDU? - yazımızda ilginizi çekebilir.

Bilgisayardan bu sayfaya bakıyorsanız: Farenizin imlecini heykelin üzerine getirdikten sonra farenizin sol tuşuna basılı tutarak heykeli istediğiniz yöne döndürme hareketi yapabilirsiniz. Farenizin sağ tuşuna basılı tutarak ise hareket ettirebilirsiniz. Farenizin tekerlek tuşuyla ise heykeli istediğiniz boyutta ölçeklendirebilirsiniz.

 Augustus Prima Porta Heykeli 3D artırılmış gerçeklik modeli

Roma Plastiği(Roma İmparatorlugunda Heykel Sanati Augustus Heykelleri) - Düşünmek ve Paylaşmak (dusunmekvepaylasmak.blogspot.com) daha detaylı bilgiler için ilginizi çekebilir.

Cep telefonundan bu sayfaya bakıyorsanız: Küp resmine dokunun. Açılan alanda yönergeleri takip edin. Boyutlandırmak için heykelin üzerindeyken iki parmağınızı açarak büyütebilir, kapatarak küçültebilirsiniz. Parmağınızla heykele basılı tuttuğunuzda telefonla istediğiniz yere konumlandırabilirsiniz. altında çıkan beyaz çerçeveli dikdörtgen alan belirleyiciye basılı tuttuğunuzda istediğiniz yöne çevirebilirsiniz.

 




21 Aralık 2022 Çarşamba

Eratosthenes: Binlerce Yıl önce Yapılan İnanılmaz Keşifler.

 2200 yıl önce Dünya'nın çevresini çok az bir farkla hesaplayan Eratosthenes'in nasıl o zamanlarda böyle bir hesaplama yaptığını merak ediyor musunuz?

Arkeologların en çok karşılaştığı sorulardandır. Piramitler nasıl inşa edildi? Devasa sütunlar, tapınaklar, heykeller nasıl yapıldı? 

O dönemin teknolojisi bunların yapılabilmesini özellikle neredeyse kusursuz yapılabilmesine akıl sır erdirilemiyor haliyle de uzaylılardan tutunda  Mitolojik Atlantis'e kadar ileri medeniyetlerin işi olduğu düşünülmektedir. İnsanların aklına gelip de kabul edemediği şey ise; boş vakit, gözlem, biraz maddi güç ve yetenek hepsi o kadar inanılmaz geliyor değil mi?

İnsanların gözlem yeteneği doğada olan her şeyi aslına yakın ya da aynısını yapabilme özelliğine sahip kılıyor. Bu sayede mikro yani küçük modelden makro büyük modele kusursuz geçebiliyor. Düşünsenize gerekli zamana, gözleme ve maddi güce ve araştırmacı yeteneğe sahip bir insan 40.075 km çevresi olan bir Dünyayı sadece 800 km'lik bir mesafe ile neredeyse sıfır hata ile ölçebiliyor. Eratosthenes'in ihtiyacı olan bilgileri bu yolla elde ettikten sonra tek yapması gereken modelleme yapmasıydı. Hepsi o kadar.



Eratosthenes Yunanlı filozof
Eratosthenes Kimdir?

Eratosthenes, eski Mısır'da yaşamış olan bir bilim adamıdır ve dünyanın çevresini hesaplamak için çok önemli bir çalışma yapmıştır. Eratosthenes, dünyanın çevresini hesaplamak için aşağıdaki adımları izlemiştir:

Kütüphanede, Mısır’ın Aswan kentinde yazın en uzun gününde öğle vakti, güneşin su kuyularının içine tam olarak yansıdığını okuyunca etkilendi. Öğle saatinde dikili taşların gölgesinin kaybolduğunu da okuyunca, ışığın kuzey ve güney kentlerine farklı açılarla geldiğini anladı. güneş batımından önce güneş ışınlarının tamamının güneye doğru düştüğünü biliyordu. Bu, güneyde bulunan bir şehirde güneş ışınlarının dikey olarak düştüğü anlamına gelmektedir.

Eratosthenes, İskenderiye ve Aswan kentleri arasındaki uzaklığın 5000 stadia yani 900 kilometre olduğunu firavunun katiplerinden öğrenmişti.


Haziran ayını bekledi ve en uzun gün olan 21 Haziran’da öğle vakti diktiği çubuğun gölgesini ve yüksekliğini ölçerek güneş ışınlarının geliş açısını hesapladı. Açı 7 derece 12 dakika çıktı.
Eratosthenes’in ölçümü

Eratosthenes, dünyanın yarıçapını hesaplamak için aşağıdaki formülü kullandı: Yarıçap = mesafe / açı. Eratosthenes’in ölçtüğü açıya eşitti. Dünya’nın merkezinden İskenderiye ve Aswan kentlerini gören açı 360 derecenin 50’de biri olduğu için iki kent arasındaki uzaklık 50 ile çarpılırsa, Eratosthenes’in ölçümüne göre Dünya’nın çevresi 900x50 yani 45.000 kilometre çıkar. Dünya’nın çevresi ekvatorda 40.075, kutuplarda 40.008 kilometredir. Eratosthenes’in yaptığı ölçüm stadia birimine göreydi. Atina’da kullanılan stadia, Mısır’dakinden kısaydı. Eratosthenes Mısır yerine Atina’nın uzunluk birimini kullanmış ise Dünya’nın çevresi 40 bin kilometre çıkar. Ancak hangisini kullandığı bilinmiyor.


Geçmişte Dünya’nın Tepsi Gibi Düz Olduğuna İnanılırdı. 
Babilliler, Dünya’nın düz olduğuna inanırdı. Gökyüzünde, üzerlerine gök cisimlerinin yapışık olduğu yedi kristal katman olduğu fikri yaygındı. Tanrıların da en üst katlarda olduğuna inanılır ve gök kubbe kutsal sayılırdı. Babilliler, Ay, gezegen ve yıldızlar hakkındaki bilgilerini M.Ö. 1860’ta yazıya döktü. İlk yıldız kataloğunu M.Ö. 1200’de kil tablete kaydettiler. Sayı sistemleri 60 tabanına dayalıydı. Dairenin açısının 360 derece, saat ve dakikanın 60’ın katları oluşu Babil matematiğine dayanır. Babilli matematikçiler yıl içinde, gündüz ve gecenin uzayıp kısalmasını kil tabletlere aktardı. Venüs’ün doğuşu ve batışındaki farklılıkları 21 yıl boyunca kaydettiler. Gezegen ve burçları izleyip, bazı insanların hala inandığı yıldız falını tasarladılar. Takımyıldızlarını tanrılara benzetip burçlara isim verdiler ve fal baktılar. Babilliler; Merkür’e Nabu, Venüs’e İştar, Mars’a Nargal, Jüpiter’e Marduk ve Satürn’e Ninurta diyerek gezegenlere kendi tanrılarının adlarını verdiler. Takvimlerini Ay’a göre yaptılar ve ayların adını burçlarla ilişkilendirdiler. Nisan ayının adı “Nisanu” ve Temmuz ayının adı da “Dammuzi” idi. Babilliler, astronomi alanında uzman oldukları halde Dünya’nın düz olmadığını anlayamadı.

Arkeologların en çok karşılaştığı sorulardandır. Piramitler nasıl inşa edildi? Devasa sütunlar, tapınaklar, heykeller nasıl yapıldı? 

Gönül isterdi ki Uzaylılar yardım etmiş olsun ya da Atlantis gerçek olsun ama en güzel cevap İnsan isterse ve dikkat ederse her şeyi yapabilecek güçtedir. Bu yüzden gözlemek, araştırmak ve kendi imkanlarınızın biraz üstüne çıkarak deneyler yaparak çoğu insan Dünya'nın gizemli görünen olaylarını çözebilir. 

Marie Antoinette nasıl öldü?

 

Marie Antoinette, Fransa kraliçesi ve Louis XVI'ın eşidir ve 1793 yılında giyotinle idam edilmiştir. O, Fransız Devrimi sırasında kendisi ve kraliyet ailesi için çok az destek bulmuş ve halk tarafından özellikle de popüler bir şahsiyet olmamıştır. Marie Antoinette, yüksek harcamaları, lüks yaşam tarzı ve Fransız halkının yoksulluğuna duyarsız tavırları nedeniyle eleştirilmiştir. Bu yüzden, onu giyotinle idam etme kararı alınmıştır. Marie Antoinette, 10 Ekim 1793'te giyotinle idam edilmiştir ve Fransız Devrimi sırasında çok sayıda aristokrat ve burjuva da aynı şekilde idam edilmiştir.

Marie Antoinette Tuval Portresi





Marie Antoinette'in "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" sözü,

Marie Antoinette'in "Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" sözü, onun Fransız halkının yoksulluğuna ve sıkıntılarına duyarsız olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ancak bu sözün gerçekte ne zaman ve nasıl söylendiği konusunda farklı görüşler vardır. Bu söz, Marie Antoinette'in Fransız Devrimi sırasında yaptığı bir çok açıklamadan biridir ve onun halka karşı tutumunu yansıtmaktadır.

Giyotin, 1792 yılında Fransa'da bir doktor olan Joseph-Ignace Guillotin tarafından önerilen bir idam aletidir. Giyotin, Fransız Devrimi sırasında kullanılmaya başlandı ve özellikle de burjuva ve aristokratların idamında kullanıldı. Giyotin, idamı daha insani hale getirme amacıyla tasarlandı ve önceki idam yöntemlerine göre daha acısız olması beklenmekteydi. Giyotinin ilk kullanımı, 25 Aralık 1792 tarihinde, yasa dışı borsa işlemleri yaptığı için idam edilen Nicholas Pelletier adlı bir suçlu için gerçekleştirilmiştir. Giyotin, Fransa'da idam edilenlerin çoğunluğunun idamında kullanılmıştır ve Fransız Devrimi sırasında çok sayıda insan giyotinle idam edilmiştir. Giyotin, daha sonra diğer ülkelerde de kullanılmış ve hala birçok ülkede idam yöntemi olarak kullanılmaktadır.


Marie Antoinette  biz onu Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler sözünü  söylemesinden çok onun giyotine giderken düşündükleri ile giyotinin düşüşü ve kesilen başın sepete düştüğü anda ki düşüncesi aynı mıydı? Sorusu üzerine bu yazıyı ele aldık. Derler ki insanlar büyük korku, heyecan, sevgi gibi duygu yoğunluklarında salgılanan adrenalin yüzünden bilinç kaybı yaşarlarmış, hani kessen bir tarafını kan akmaz deyimi gibi..

  İnsanlığın ilk zamanlarından bu zamana çeşitli idam etme yöntemleri ve ölüm çeşitleri vardır. Bunlardan en bilineni ise bir insanın başının vücuttan ayrılması yöntemiyle yapılan idam uygulamasıdır. İşte bu idam etme yöntemi ve daha sonrasında idam edilip kafası vücudundan ayrılarak öldürülen kişinin aklından geçen son düşünceler döndü dolaştı benim aklıma takıldı. Bu kafa karıştıran hikayelerden birisi de Babil'in Persler tarafından ele geçirilişi hikayesini de ilginç bulabilirsiniz.

Bir insanın canını almanın binlerce yolu vardır ama iş devlet eliyle yapıldığında işin içine insan hakları girer, yaşamak kadar doğal bir hak varken, yapılan bir suç diye tarif edilen olaydan sonra ölüm cezası ve bu ceza uygulandığında en az ve en hızlı şekilde infazın yerine getirilmesi için devletlerin bulduğu idam yöntemleri. Bir insanı öldürürken insaflı olmak sanırım böyle bir şey.

          Peki Bu Marie Antoinette Kimdir?

Marie Antoinette, Giyotine doğru ilerlerken Fransız devriminin yeni taraftarları ve galip halkı büyük bir coşku içinde onun idam edilmesini bekliyordu. Concorde (Devrim) meydanı hınca hınç doluydu. Marie, Concorde meydanına gelmeden önce Conciergerie Hapishanesinde saçları kesilmiş ve elleri arkadan bağlanmıştı. Hapishaneden çıkışı ve Devrim meydanına gelişi 1 saatlik Paris turu sonucunda gerçekleşmiştir. Hapisaneden çıkışı Pont Neuf(Yeni Köprü) üzerinden Seine(Sen) Nehrini geçip Concorde Meydanına doğru yol alan sıradan bir römork ile yapılmıştır. Adı yeni ama 776 km uzunluğunda ki Seine nehrinin üzerinde ayakta duran en eski köprü olan Pont Neuf bu olaya tanıklık  yapmıştır. Suç ve Ticaretin birleştirici merkezi yine ona yüklenen ağır bir görevi yerine getirmişti. Seine nehri hızlı sanayileşme arkasından köyden kente göçlerle birlikte oluşan çarpık kentleşme sonucunda kirliliği artmış ve isyanı koku olarak etrafa yayılmıştı. Keskin koku Marie'nin genzini yakmıştı ama sona giderken aklından geçen bu keskin koku değildi.  

Marie Antoinette'nin Hayatı

Marie Antoinette nereli?

Marie Antoinette, 14 yaşında Avusturya Arşidüşes'i iken Fransa veliahdı XVI. Louis ile nişanlandırılmıştı. 1770 yılında ise kıtlıkla mücadele eden Fransa'da gösterişli bir düğünle evlendirilmişti. 1774 yılı Mayıs ayında XV. Louis'in çiçek hastalığından ölmesi sonucunda Kraliçe olmuştu.

Marie Antoinette Kimin karısı?

Fransız Kraliçesi olmasına olmuştu ama XVI. Louis ona  hala dokunmamıştı bile.  Bu yıllarda kendisini kumara ve Saray tarafından seçilmiş arkadaşlarına kaptırmış, gereksiz harcamaları ile ün salmıştı. Adı bir kere çıkmıştı dokuza ve ölümünden sonra bile inmeyecekti sekize. Bir sabah ansızın Kutsal Roma İmparatoru olan ağabeyi II. Joseph  kendisini ziyarete gelmiş ve yaşadığı hayatın gereksizliği ile yıllar geçmesine rağmen bir çocuk veremeyişi üzerine konuştuğu söylenmektedir. ne ilginçtir ki bu konuşmadan 1 yıl sonra Marie anne olmuştur ve ilk çocuğu erkektir. yıllar içerisinde bir kaç çocuğu daha olmuştur. İlk acı kaybını ise adını dokuza sabitleyecek olan Elmas Gerdanlık olayı sonrası girdiği sıkıntıdan sonra erken doğum  yaparak doğurduğu kızını bir iki hafta geçmeden kaybetmesidir.
Marie Antoinette, kraliyet kuyumcusu tarafından kendisi için yapılan muhteşem bir elmas gerdanlık
Marie Antoinette Elmas Gerdanlık çizim
 
Marie Antoinette, kraliyet kuyumcusu tarafından kendisi için yapılan muhteşem bir elmas gerdanlığı satın almak istemedi. Gerekçesi de çok pahalı olması ve kraliyet deniz kuvvetlerinin paraya ihtiyacı olmasıydı. Israr eden kraliyet kuyumcusunu da şu sözlerle azarladı: " Ben size mücevher ısmarlamadım, daha da ötesi, elmas koleksiyonuma bir karat daha eklemek istemediğimi defalarca söyledim. Ben satın almak istemeyince kral satın almak istedi ama hediye olarak da kabul etmeyeceğimi belirttim. Lütfen tekrar sormayınız." Motte kontesi, Rohan kardinali Louis'yi, Marie Antoinette'in çok samimi bir 
arkadaşı olduğuna inandırdı. Marie Antoinette'in aslında bu elmas gerdanlığı gizliden gizliye çok istediğini söyledi. Kardinal, gerdanlığı kraliçeye götüreceğini düşünerek kontese bir miktar para verdi. Ödemeyi taksitle yapacaktı. Kraliyet kuyumcusu da parasının sonradan ödeneceğini düşünerek 1.6 milyon livrelik gerdanlığı teslim etti (500 kg. altın veya 24 Ekim 2006 kuruna göre 93 milyon dolara denk). Motte kontesinin kocası elmas kolyeyi alarak kayıplara karıştı. Ancak ödeme günü gelince gerçek ortaya çıktı. Olayla ilgili olarak birçok kişi tutuklandı. Kardinal aklandı. Kontes kırbaçlandı, vesikalandı ve fahişeler hapishanesine atıldı. Kontesin kocası, gıyabında kürek cezasına mahkûm edildi. Marie Antoinette, her ne kadar skandalla alakası olmadığını söylediyse de halkın gözündeki imajının biraz daha zedelenmesine engel olamadı. Bu olay, Fransız Devrimi'ne giden yolda, halkın gözündeki monarşinin kokuşmuşluğu inancını pekiştirdi. Olayın yaşattığı stres nedeniyle kraliçe erken sancılandı ve ikinci kızı Sophie Hélène Béatrix'i birkaç hafta erken doğurdu. http://tr.wikipedia.org/wiki/Marie_Antoinette

  

Bu olayların arkasına ise İlk çocuğu tüberküloz'dan kaybetti  Öldüğü ana kadar kucağından ayırmadığı oğlunu bir sabah vakti cansız bedeni ile Versay Sarayında ki odasında bıraktı. Artık bütün acılar peşi sıra gelmeye başlıyordu. Birkaç gün sonra Yeni çağı bitirip Yakın Çağ'ı başlatacak olan Fransız ihtilalinin zamanı olan 1789 yılının 14 Temmuz'unda halk Bastil Hapisanesi'ni ele geçirmişti ve  ayaklanma bir halk hareketine dönmüştü. Fransız ihtilalinden sonra Marie Sarayı terk ettirmemiş ve bu kararı ile ailesinin sonu getirmiştir. AKIL KURCALAYAN HİKAYELER:Kral Kandaules ve Karısı 

16 Louis neden öldü? Marie Antoniette ne zaman öldü?

17 Ocak 1793 yılında Halk ile beraber Kocası olan 16. Louis'in idam edilişine kendi gözleri ile tanık oldu ve artık sona geldiğinin farkındaydı. 16 Ekim 1793 yılında saatlerin 12:15'i göstermesini beklemeye başladı. 

Marie Antoniette giyotine doğru giderken, celladının ayağına basmış ve ondan bu hareketi bilerek yapmadığına dair özür dilediği söylenmektedir. Bu özürü ise celladıyla dalga geçildiğine kanaat getirilerek giyotine geçirilmeden önce çırılçıplak soyuldu ve infazın öyle gerçekleştirildiği yazmaktadır. 
Biz gelelim son ana, Giyotin'in düşüş anı ve bir kaç saniye öncesi ile sonrası sırasında ki düşüncelere. 

Marie artık acılarından kurtuluyorsun, büyük bir coşku ile geldiğin gibi büyük bir coşku ile gidiyorsun da bu nefreti kazanacak ne yaptım ben? O sırada Marie Antoinette diye bir ses yükselir ardından işlediği suçlar birer birer halka okunur:

Bir kısım kişiler tarafından cumhuriyetin harici düşmanlarıyla ve yabancı güçlerle iletişim kurup ve ortak hareket ederek cumhuriyete zarar vermek. Bu iletişim ve ortaklık, onlara para yardımı yapılmasını, Fransız topraklarına girme izni verilmesini ve ordularının ilerleyişine imkân sağlanması sonucunda binlerce masum insanın öldürülmesi Büyük Fransa'yı acı ve kederle dolu büyük sıkıntılara sokmak.

En acısı ise onun beyninde yankılanan suçlamaydı. Kendi öz oğluna cinsel taciz'de bulunmak suçlaması,bile yapılmıştı mahkeme sırasında. O ise suçlamayı sessizce karşılamıştı. Sessiz kalan Marie Antoinette, yanıtlaması için bu sefer de baskı yapıldığında, "Eğer yanıt vermediysem bu, bir anneye yapılan böyle bir suçlamayı, doğanın kendisinin bile yanıtlamayacağındandır" demişti.

Marie Antoinette nasıl öldü?

Giyotin aletinin bir diğer ismi ise ulusal jilet veya madam giyotin'dir.
Giyotin ilk icat edildiğinde acısız ve daha insani bir ölüm aracı olarak tasarlanmıştı. Adını mucidi Joseph-Ignace Guillotin'den alır. Bir doktor olan Guillotin daha sonra böyle bir icat ile anılan soy adını değiştirmiştir.

 Madam Antoniette'nin başı artık Madam Giyotin'in bacak arasındaydı. Çıplak bedeni hareket etmesini engelleyecek şekilde tasarlanmış giyotin sehpasına uzatılmış ve deri kemerlerle sıkıca bağlanmıştı. kemerlerin soğuk metal tokaları vücudunda ürpermeye yol açmıştı. ölümün soğukluğu vücuduna yavaş yavaş işliyordu.

Marie Antoinette yargılanırken çizilen resmi

 

Saray'da lakabı, Madam Antoinette olan Marie şimdi Madam Giyotin'in bacakları arasında son nefesini veriyordu. Madam Giyotin, jiletini celladın ipi kesmesiyle Madam Antoinette'in cılız boynuna düşürdü. Marie göğe yükseldiğini gördü ardından boynundan kesik kesik fışkıran kanı ve onu yuhalayan halkı gördüğünde ise her yer kararmıştı. Alıntı: https://dusunmekvepaylasmak.blogspot.com/2013/04/marie-antoniette-giyotin-madam-idam.html

16 Aralık 2022 Cuma

NETFLİX DİZİSİ "WEDNESDAY" Üzerinden Edgar Allen Poe ve Arkeoloji

Netflix'te yayınlanan "Wednesday" dizisini seyrederken dizi içerisinde geçen mitolojik karakterler ve Edgar Allen Poe'dan bahsedilince Edgar Allen Poe'nun arkeoloji ile ilgili bir çalışması veya bilgisi var mı yok mu üzerine bir araştırma yaparak sizlerle paylaşmak istedik. 

Edgar Allen Poe Heykeli sağ elinde açık kitap sol elinde tünemiş Kuzgun




Son zamanlarda antik kaynaklar ve mitoloji üzerinden arkeolojinin araştırma konularıyla dolu olan yapımları popüler kültürün bir parçası haline getiren Amerikan Sineması ve Hollywood, kapalı devre televizyon platformlarıyla daha fazla kitleye ulaştırmaya başladı. Avrupalı sinemacılar ve yapımcılarında ki Türk yapımcıları da dahil olmak üzere arkeolojinin araştırma konularıyla dolu film ve dizileri çok popüler olmaya başladı. Bizlerde fırsat buldukça ve denk geldikçe bu yapımlarda geçen antik dönem temalarının kökenini arkeolojik veriler eşliğinde açıklamaya çalışacağız.

Bize  Edgar Allen Poe hakkında bilgi 
Edgar Allen Poe'nun tahminen 1849 yılına ait bir siyah beyaz fotoğrafı



Edgar Allan Poe, 19. yüzyılın ünlü Amerikan şairlerinden biridir. Onun en tanınan şiirleri arasında "The Raven" (Kuzgun), "The Tell-Tale Heart" (Gammaz Yürek, Geveze Yürek ya da Geveze Kalp,) ve "Annabel Lee" bulunur. Poe, ayrıca ünlü hikâyeleri ve öyküleriyle de tanınır, bunlar arasında "The Fall of the House of Usher" (Usher Ailesinin Çöküşü), "The Murders in the Rue Morgue" (Rue Morgue Cinayetleri) ve "The Masque of the Red Death" (Kızıl Ölümün Maskesi) yer alır.

Poe, aynı zamanda ilk Amerikan detektifi yaratan yazar olarak da bilinir. Onun hikâyelerinde, bir çözümleme için ipuçları verilir ve bir cinayeti çözmeye çalışan bir kahraman bulunur. Bu türün öncülerinden biri olarak, Poe, modern polisiye türünün önemli bir etkisi olmuştur.

Poe, ayrıca 19. yüzyıl Amerika'sında popüler olan gotik edebiyat akımının da önemli bir temsilcisidir. Gotik edebiyat, karanlık, mistik ve korku dolu hikâyeler anlatan bir türdür ve Poe'nun yazılarında bu öğeler sıkça yer alır.

Poe, ömrünün çoğunu yazarlık yaparak geçirdi ve çalışmalarının önemli bir kısmı, gazetelerde yayımlanan şiirler ve hikâyelerden oluşur. Ölümünden sonra, onun eserleri Amerika ve Avrupa'da büyük popülerlik kazandı ve hâlâ popüler olarak kabul edilir.


Edgar Allen Poe ve Arkeoloji arasında bir bağ kurulabilir mi?

Edgar Allan Poe, Amerikan şair, yazar ve editördür ve bilinenlerden biri olarak, arkeoloji ile ilgili hiçbir yazısı veya yaptığı açıklamalar yoktur. Bu nedenle, Edgar Allan Poe'nun arkeoloji hakkında ne düşündüğünü tam olarak bilmiyoruz. Arkeolojinin bilim olarak yeni yeni ortaya çıktığı dönemde eserlerini veren Edgar Allan Poe, arkeoloji ile doğrudan ilgilenmese bile antik kaynaklarla haşır neşir olduğunu yazdığı şiirlerden anlamaktayız. 

Özellikle "The Raven" (Kuzgun) adlı şiirinin ilk mısrasında "Bir zamanlar kasvetli bir gece yarısı, unutulmuş eski bilgilerin, Tuhaf ve antika ciltleri üzerine düşünüyordum", mısraları Poe'nun yazılarında ki, doğaüstü olayların ve mistik konuların sıkça ele alınışının antik dönem kaynaklarında okudukları ilham vermiş olabilir. Bu nedenle belki de arkeoloji gibi gerçekçi bilimsel bir alanda ilgi duymayı tercih etmemiş olabilir ancak tarihte bilinen birçok lider, düşünür, sanatçı, bilim insanları gibi antik dünyanın eşsiz bilgi kaynağını yorumladığı aşikardır.
"Wednesday" karakteri (Jenna Ortega) ve Catherine Zeta-Jones, Wednesday’in annesi Morticia Addams 

Edgar Allan Poe'nun Netflix'te yayınlanan Wednesday dizisi ile ilgilisi nedir?

Edgar Allan Poe, 19. yüzyılın başlarında yaşamış bir yazar ve şair olmasına rağmen günümüzde hala eserleri popüler kültürün bir parçasıdır. Özellikle Amerikan Sineması ve Hollywood Edgar Allan Poe'nun karanlık, mistik ve korku dolu hikâyelerinden esinlenerek veya tamamını alarak eserler üretmiştir.  Netflix'te yayınlanan "Wednesday" adlı dizi, Edgar Allan Poe'nun eserlerinden ilham alınarak yapılmış bir dizidir ve bu dizi, Poe'nun hikayelerini, şiirlerini ve hayatını Karikatürist Charles Addams’ın 1938’de yayımlamaya başladığı çizimlere dayan Addams Family' nin (Addams Ailesi) lise çağında olan ve diziye ismi verilen "Wednesday" karakterinin üzerinden yeniden yorumlar. "Wednesday" adlı dizi, Poe'nun eserlerinde betimlediklerini esin kaynağı olarak kullanır ve bu eserlerin etkisini diğer antik dönem mitolojik kaynaklarla beraber gotik temaları günümüz dünyasına uyarlar. "Wednesday'in ve ebeveynlerinin  okuduğu okulun ismi olan "Nevermore" (bir daha asla) yine "The Raven" (Kuzgun) adlı şiirinden alıntıdır diyebiliriz.
Gecenin kıyısından gelen
        Suratsız ve yaşlı kuzgun-

         Gecenin Plutonian kıyısındaki saygıdeğer adın nedir,

        Söyle bana."
Kuzgun dedi ki "bir daha asla."

Netflix'te yayınlanan Wednesday dizisi ile ilgili inceleme yapmış bazı siteleri ilginizi çeker düşüncesiyle paylaşıyoruz. Eğer diziyi seyretmediyseniz Wednesday dizisi ile ilgili inceleme yapılan bu yazılarda bolca spoiler yani diziyle ilgili cevaplar olduğu uyarısını da yapmak zorundayız.








14 Aralık 2022 Çarşamba

Osmanlılar'ın 2. başkenti olan Edirne


Osmanlılar'ın 2. başkenti olan Edirne bu imparatorluğun en büyük eserlerinden biri  olan Selimiye Camii'ni de bünyesinde barındırır.


II. Selim'in 1569-1575 tarihleri arasında Mimar Sinan'a yaptırdığı
Osmanlı'nın en muazzam eseri olan Selimiye Camii'nin görünüşü.
Türkiye'nin Avrupa sınırında yer alan Edirne'nin ilk kurucuları Irakların bir kolu olan Odrislerdir.

Helenistik Mimari



Helenistik Mimari

Batı Anadolu’da pek fazla düzen değişikliği yoktur. En önemli değişiklik Miletos’un persler tarafından tahrip edilmesinden sonra hippodamos kenti yeniden planlanmasıdır. Dor ve ion düzeni klasik dönemde gelişimini Yunanistan anakarasında sürdürmüştür.
Helenistik dönemin en önemli özelliği Dor ion ve Corinth düzeninin bir arada kullanılmasıdır. Bir diğer özelliği Corinth düzeninin iç ve dış mekânlarda yaygın olarak kullanılmasıdır.

ASSOS ANTİK KENTİ


Assos  Antik Kenti: Çanakkale'nin Ayvacık İlçesine bağlı Behramkale Köyü'ndedir. Çanakkale — İzmir asfaltının üzerindeki Ayvacık'tan 19 km.'lik yol bizi görkemli surları hâlâ ayakta olan Assos harabelerine götürür. 

Ünlü düşünür Aristoteles'in 3 yıl boyunca kalıp bir felsefe okulu açtığı Assos , Ege'nin mavi sularına bakan Athena Tapınağı ve güzel doğası ile bugün tam değeri anlaşılmayan turizm merkezidir. 
Assos Manzarası ile Büyülüyor


Assos Antik kentine gelen yerli ve yabancı turistlerin genel olarak hem fikir oldukları konu Assos Athena Tapınağından gün batımı manzarası ve genel manzaranın muhteşemliği üzerine. 

7 Aralık 2022 Çarşamba

Amulet Nedir? Muska, Tılsımlı Taş, Nazarlık Hakkında İlginç Bilgiler

Amulet bizim kültürümüzde ki adı ile muska. 

Tarihi bilmeyenler din adına yaptıklarının aslında tek tanrılı dinlerden çok önce olduğunu bilseler sanırız bütün inançları sarsılır. Muska yazdırmak Müslümanım diyen birçok kişi tarafından kullanılır ama kimse bilmez bu muskaların aslında çok tanrılı dönemlerden geldiğini namı diğer putlar döneminden. 


İnsanlık binlerce yıldır yaratıcı bir güce inanma ihtiyacını duymuştur çünkü kendisini doğa olayları karşısında hep aciz hissetmiş bu acizliği korkuya dönmüştür. Çünkü bilmediği o kadar çok olay vardır ki bu yüzden de onu koruyacak, kollayacak bir güze sığınma ihtiyacı duymuştur. İşin kötü tarafı ise insanların bu doğal ihtiyacını kullanmayı öğrenenler inanmak isteyenleri çeşitli yalanlarla kendi çıkarları için kullanmaya başlamıştır. 


İşte size tek tanrılı dinlerden çok önce korunmak, sağlıklı, huzurlu ve refah dolu bir yaşam için kullanılan Amuletler hakkında bilimsel bir yazı


DUAYEN ARKEOLOGLAR: OSCAR WHITE MUSCARELLA "GORDİON ARKEOLOJİK KAZILARI"

 Oscar White Muscarella 26 Mart 1931 New York doğumludur. 27 Kasım 2022'de vefat etmiştir.  Oscar White Muscarella, Amerikalı bir arkeolog 1965'te Pensilvanya Üniversitesi'nden doktora derecesini aldı. Ayrıca 2009 yılında emekli olmadan önce 40 yıldan fazla çalıştığı Metropolitan Sanat Müzesi'nde eski Kıdemli Araştırma Görevlisiydi. Uzmanlık alanı Eski Yakın Doğu arkeolojisi içinde özellikle Eski Pers ve Anadolu üzerineydi.  Oscar White Muscarella, antik alanların yağmalanmasına karşı yorulmak bilmez bir rakipti ve disiplinin vicdanı olarak ün kazandı.  

Oscar White Muscarella Arkeolog

Muscarella, 26 Mart 1931'de New York, Manhattan doğumlu olan Oscar White, bir asansör operatörü olan babası Oscar V. White ve anne  Anna Falkin'in oğlu olarak dünyaya geldi. Oscar Sr. ve Anna, Bronx'ta yaşıyorlardı ve çok fakirdiler. 1936'da Anna, Oscar White'ı terk etti ve Oscar Jr. ile kardeşi Bobby'yi daha sonra 1939'da evleneceği Salvatore "Sam" Muscarella ile yaşamak üzere terk etti. Bir yıl yetimhanede yaşadıktan sonra Oscar Jr. ve Bobby, 1937'de Anna ve Sam ile Manhattan'da yaşamaya başladılar.

Muscarella, Manhattan'da yaşarken Gramercy Boy's Club'a katıldı ve doymak bilmez bir şekilde kulübün kütüphanesinde okumaya başladı. Ortaokulda iyi bir öğrenciydi, birçok dış işte çalışmasına rağmen bir üst dönemde okumaya hak kazandı. Oradaki öğretmenleri , onun kabul edildiği seçkin Stuyvesant Lisesi'ne girebilmek için sınavlara girmesi için onu cesaretlendirdi. Stuyvesant'ta Arkeoloji Kulübü'ne katıldı. Kulübün kütüphanecisi Bayan Jones (Muscarella'ya göre "ilk ve en iyi kütüphanecim" olarak anlatırmış), 2000 tarihli The Lie Became Great: The Forgery of Ancient Near Eastern Cultures adlı kitabını adadığı birkaç kişiden biriydi . Üniversiteye New York Üniversitesi'nde başladı, ancak ikinci yılında gündüz çalışarak New York City College'a transfer oldu . Akşam oturumunda altı yıl geçirdikten sonra 1955'te Tarih bölümünden mezun oldu. 

1953 yazında Muscarella, Colorado'daki bir Pueblo Kızılderili bölgesi olan Mesa Verde'de ilk kazısına çıktı ve bunu Güney Dakota'daki Swan Creek'teki başka bir kazıda yaptı.   Swan Creek'teyken, Pennsylvania Üniversitesi'nden Klasik Arkeoloji Bölümü'nde yüksek lisans eğitimi için bir kabul mektubu aldı ve kaydoldu. Daha sonra arkeoloji ressamı olan yüksek lisans öğrencisi  Grace Freed ile evlendiği 1957' yılında, Türkiye'dek Gordion kazılarını yürüten Pensilvanya Üniversitesi ekibine katıldı. 1958-1959'da Atina'daki Amerikan Klasik Çalışmalar Okulu'nda Fulbright Bursiyeriydi . Muscarella, 1959 ve 1963'te Gordion'da çalışmaya döndü ve İran'da Hasanlu'da arkeolojik kazılar yaptı.1964'te Agrab Tepe'de; ve 1964'te Ziwiye'de . 1964'te Metropolitan Sanat Müzesi Eski Yakın Doğu Sanatı Bölümü'ne katıldı. Doktora derecesi aldı. 1965'te Pensilvanya Üniversitesi'nden doktorasını Gordion'dan Frig fibulaları üzerine yazdı.

Kendi Sfenks'inizi İstediğiniz Yere Götürebileceksiniz. - ARKEOLOJİ.BİZ Artırılmış Gerçeklik ile Tarihi eserler evinizde. yazımız ile Metropolitan Müzesi'nde bulunan Sfenks'i oturduğunuz yerden inceleyebileceksiniz.

Muscarella, Metropolitan Müzesi'nde Küratör Yardımcısı (1964-1969), Yardımcı Küratör (1969-1978) ve ardından Kıdemli Araştırma Görevlisi olarak görev yaptı ve 2009'da emekli oldu. Nush-i Jan ve Sé Girdan; ayrıca önemli Urartu şehri olduğuna inandığı Qalatgah'ı da keşfetti. 1970'in sonlarında ve 1971'in başlarında bölümün başkan vekili olarak atandı ve yakın tarihli UNESCO'nun ışığında müzenin eski eserlerle ilgili satın alma politikaları hakkında açık sözlü oldu. Kasım 1970'te imzaya açılan kongre. 30 Ağustos 1972'de müzeden ilk fesih bildirimini aldı. Bu, Muscarella ve Metropolitan Sanat Müzesi arasında, haksız yere feshedilmesiyle ilgili olarak yıllarca süren bir hukuk savaşı başlattı ve sonunda 1978'de Kıdemli Araştırma Görevlisi olarak tam olarak eski durumuna getirilmesiyle çözüldü .


Eski Eser Ticareti ve Sahteciliğe Karşı Mücadelesi 

Muscarella, yasadışı eski eserlerin kişi ve kurumlar tarafından toplanmasını arkeoloji disiplinine zararlı olarak görüyordu. Yasadışı antika ticaretinin, önemli eserlerin değerini ve bunlara olan talebi artırdığı, bu da sitelerin yağmalanması için teşvikler yarattığı ve sahtecilik üretimini teşvik ettiği artık yaygın olarak kabul edilmektedir. Yağmacılar, bilimsel kazılarda olduğu gibi, yaptıkları kazıları belgelemedikleri için, faaliyetleri ortaya çıkardıkları eserlerin arkeolojik bağlamını yok eder. Kültür tarihinin büyük bölümlerinin bu şekilde yok edildiği iddia ediliyor. Muscarella'ya göre müzeler "onun kaçak kazılara verdiği deyimle "çarşı arkeolojisinin" suç ortağıdır ve uydurma kaynaklara sahiptir .Yasa dışı olarak kazılmış veya toplanmış buluntular için müze Küratörlerinin, koleksiyonlarında sergi için satın alma, bağışlama veya ödünç verme yoluyla elde edilen nesneler hakkında sorular sormaktan genellikle çekindiklerini iddia etti.

Türkiyede ki Eski Eser Ticareti ve Sahteciliğe Karşı Mücadelesi ile ilgili yazımız ilginizi çekebilir.

Sorunlar, Muscarella'nın 1977'de Ziwiye hazinesi üzerine yazdığı "'Ziwiye' ve Ziwiye: Bir Memleket Sahtekarlığı" başlıklı makalesinde ana hatlarıyla belirtilmiştir. "İsnaf edilen objelerin herhangi birinin gerçekte Ziwiye'de bulunduğuna dair nesnel bir bilgi kaynağı olmadığı, ancak bazılarının bulunmuş olması muhtemeldir" sonucuna varıyor ve "buluntuların tarihsel ve arkeolojik bir değeri olmadığı" sonucuna varıyor. 

Muscarella , Metropolitan Museum of Art koleksiyonundakiler de dahil olmak üzere bazı önemli eserlerin sahte olduğunu ortaya çıkarma girişimlerinde biraz ün kazandı. "Yalan Büyük Oldu" adlı kitabı. Antik Yakın Doğu Kültürlerinin Sahtekarlığı'' (2000), modern sahtecilik olduğunu iddia ettiği müzelerde, özel koleksiyonlarda ve sanat piyasasındaki belirli nesnelerin uzun bir kataloğunu içerir. Hatta tüm buluntu kategorilerini sahte olarak değerlendirdi.  Kitap, akademik dergilerdeki eleştirmenler tarafından iyi karşılandı ve birçoğu, alandakiler için "zorunlu" veya "zorunlu" okuma olması gerektiği sonucuna vardı.



Oscar White Muscarella New York Times,10 Şubat 1978 tarihli müzelerde ki sahte eserler hakkında ki  makalesi

Müze dünyasında heyecan uyandıran bir araştırma makalesine göre, Yakın Doğu'dan dünyanın önde gelen antik eser koleksiyonlarına sahte ürünler serpiştirilmiş durumda. Aşağıdaki Seattle Sanat Müzesi'ndeki bir Fars ritonu acaba orijinal değil mi?, Metropolitan Sanat Müzesi'nden Oscar White Muscarella tarafından sorgulanıyor ve onu gerçek bir örnekle karşılaştırıyor. Metropolitan Museum of Art'tan Oscar White Muscarella tarafından yapılan araştırma, koleksiyonlardaki binlerce eser arasından 247 sanat objesini veya obje grubunu şüpheli veya bariz sahtecilik olarak listeliyor. Hepsi eski Yakın Doğu'nun gerçek hazineleri olarak sergilenmiş ve yayınlanmış ve neredeyse tamamı akademisyenler tarafından analiz edilmişti. Sorgulanan müze yetkilileri, nesneler için ne kadar ödediklerini açıklamayı veya satıcıların kimliğini açıklamayı reddetti. Ancak şimdi birkaç yüz bin dolara fiyatlandırılan karşılaştırılabilir parçalarla toplam rakamın milyonlarca doların söz konusu olduğu anlaşılıyor.

2003'te The Times of London'da Peter Watson'ın yazdığı bir hikayede British Museum'daki Oxus Hazinesini "çoğunlukla sahte olarak etiketlediği" bildirildi .  Sonuç olarak, The Times'a yazdığı bir mektupta, o zamanki Metropolitan Sanat Müzesi Müdürü Philippe de Montebello tarafından saldırıya uğradı ve Muscarella'nın uzun süredir müzelerin hoşgörüsünü ve hatta müzeleri yasadışı antika ticaretini teşvik ettiğini eleştiren biri olduğunu söyledi.  De Montebello'nun kendisi tartışmayı bastırmakla eleştirildi  .Oxus Hazinesi üzerine 2003 yılında yayınlanan bir makalede Muscarella, hazinenin varsayılan birliğine ve kökenine ilişkin anlatılara saldırdı ve bazı adak plaketlerinin gerçekliğini sorguladı. 


Oscar White Muscarella Yayınları 

Antik Yakın Doğu'nun Arkeolojisi, Eserleri ve Eski Eserleri: Siteler, Kültürler ve Proveniences. Leiden: Brill, 2013. https://books.google.com/books?id=5AOw0GB0zHsC&dq . ISBN  9004236694

"Luristan Bronzları." Ansiklopedi Iranica. 2004. www.iranicaonline.org.

"Jiroft ve 'Jiroft-Aratta'." Yousef Majidzadeh tarafından yazılan Jiroft: En Eski Doğu Uygarlığı'nın Gözden Geçirilmesi. Asya Enstitüsü Bülteni 15 (2001): 173-98.

Yalan Büyük Oldu: Eski Yakın Doğu Kültürlerinin Sahtekarlığı. Groningen: Styx, 2000. ISBN 90-5693-041-9 

Bronz ve Demir: Metropolitan Sanat Müzesi'ndeki Eski Yakın Doğu Eserleri. New York: Metropolitan Museum of Art, 1988. ISBN 0-87099-525-1 

ed. "Giriiş." Kaynak: Sanat Tarihinden Notlar 7, no. 3/4 (1988). Özel sayı: Frig Sanatı ve Arkeolojisi : 2-4.

"Luristan Bronzlarının Arka Planı." In Bronzeworking Centers of Western Asia C. 1000-539 BC, editör, John Curtis, 33-44. Londra: Kegan Paul, Uluslararası, 1988.

ed. Cennete Merdivenler: İncil Topraklarından Sanat Hazineleri. Exh. Kedi. Toronto: McLelland ve Stuart, 1981.

"Metropolitan Sanat Müzesi'ndeki Surkh Dum: Bir Mini Rapor." Saha Arkeolojisi Dergisi 8, no. 3 (1981): 327-59. doi: https://www.jstor.org/stable/529573 .

İran, Hasanlu'dan Fildişi Kataloğu. Philadelphia: Üniversite Müzesi, Pensilvanya Üniversitesi, 1980.

"Kazı Yapılmamış Nesneler ve Eski Yakın Doğu Sanatı: Ekler." G. Buccellati tarafından düzenlendi. Yakın Doğu Üzerine Ara sıra Makaleler 1, no. 1 (1979): 2-14. ISBN 0-89003-043-X 

"'Ziwiye' ve Ziwiye: Köken Sahtekarlığı." Journal of Field Archaeology 4 (1979): 197-219.

"Urartu Çanları ve Sisam." Journal of the Ancient Near Eastern Society 10 (1978): 61-72.

"MÖ Birinci Binyılda Yunanistan ve İran Arasındaki İlişkilerin Arkeolojik Kanıtları" Journal of the Ancient Near Eastern Society 9, no. 1 (1977): 31-57.

"Kazı Yapılmamış Nesneler ve Eski Yakın Doğu Sanatı." Dağlar ve Ovalar'da: Büyük Mezopotamya Arkeolojisinde Denemeler, Louis D. Levine ve T. Cuyler Young, Jr. tarafından düzenlendi, 153-207. Malibu: Undena Yayınları, 1977.

"Sé Girdan'daki Tümülüsler: İkinci Rapor." Metropolitan Museum Journal 4 (1971): 5-28. doi: 10.2307/1512614.

ed. Antik Sanat: Norbert Schimmel Koleksiyonu. Mainz: Verlag Philipp Von Zabern, 1974.

Gordion'dan Frig Fibulaları. Londra: Quaritch, 1967.

Blogger tarafından desteklenmektedir.