Arkeolojik Bilgiler ile Sporun Tarihine Bakış
Sporun
ilkel köklerine gelirsek insanın çevresiyle ilişkilerinde yaşamını
kolaylaştıracak ve daha üst seviyelere taşıyacak fiziksel mücadeleler şeklinde
bulabiliriz. Dolayısıyla insanın belli hedefler uğruna yaşamaya başlaması kadar
eskiye dayanır. Örneğin avcı-toplayıcı bir toplulukta daha iyi avlanan birinin hızı,
gücü ve keskinliği diğerlerine oranla daha iyi bir seviyededir. Bu kişinin
bedensel yeteneklerinin daha iyi seviyelerde olması, kendi topluluğunda onu
daha önemli bir yere hatta grubun lideri konumuna taşır. İnsanın doğayla
ilişkisinde bedensel faaliyetlerin öncelikli olduğu, iyi olanların sosyal yaşamda
önemsendiği ve öne çıktığı adı konmamış bir rekabetin bir yarışın varlığından
bahsedebiliriz.
Yazımızın
başında da değindiğimiz üzere tarihte
spor oyunları M.Ö. 776 Elis kenti yakınlarındaki
Olimpia’da yapılan organizasyon ile başlamamıştır. Günlük yaşamda tam
olarak neye karşılık geldiği bilinmese de Sümer,
Mısır ve Mezopotamya uygarlıkları devrinde günümüzde yapılan sporlara
benzeyen fiziksel aktivitelerin yapıldığı bilinmektedir. Örneğin boks, güreş (bkz.resim2), binicilik, maraton ve atıcılık gibi Eski Yunan Olimpiyatlarında önemli yer
tutan branşlar daha ham halleriyle Eski Mısır Medeniyetinde karşımıza çıkar.
Spor
günlük yaşamın ve kültürün bir parçası olmuştur. Antik Mısır kültürünün diğer unsurları
gibi spor faaliyetleri de din ile yakından ilgiliydi. Antik
Mısırda spor ile ilgili hiyeroglifler, duvar resimleri, spor
malzemeleri çoğunlukla kralların ve soyluların mezarlarından veya tapınak
anıtlarından gelmektedir. Antik çağ Mısırlıların, Yukarı Mısır'daki Akhmem'de
düzenli olarak uluslararası oyunlar yapılmasına yönelik bir teori
bulunmaktadır. Oyunların Mısırda doğup büyüdüğü ve buradan Yunanistana, Romaya
ve dünyanın geri kalanına yayıldığı söylenir.
Mısır konusunda bilinen en uzman isimlerden biri olan Tarek El-Awadi Antik Mısır’da sporun iki kategoride ele alındığını göstermiştir. Birincisi eğlence için yapılan.cimnastik, akrobasi, avlanma, yüzme ve yüksek atlama gibi özel bir antrenman veya fazla bir çaba gerektirmeyen spor dallarıydı. İkinci kategori ise savaşçıların ve kralların vücutlarını geliştiren mücadeleye dayalı sporlardı. Askeri görevlilerin ya da rahiplerin düzenleyebildikleri bu yarışlar gençlerin kaslarını güçlendirirken savaşlar için de daha sağlıklı ve dinç olmalarını sağlıyordu. Genç erkeklerin yanı sıra birçok oyunda kızlar ve çocuklar da boy göstermiştir. Antik Yunan olimpiyatlarında uzun yıllar kadınlar oyunlara dâhil edilmemişti. Antik Mısır kayıtlarından anlaşıldığı üzere ise kızların jimnastik, akrobasi, dans ve top oyunları gibi birçok oyunda yer aldıkları görülür. Çocuklar da kendilerine ayrılan alanlarda atletizm, güreş gibi birçok oyuna dâhil olmuşlardır. Kısaca erkek, kadın, genç, çocukların hepsi bir bütün olarak oyunlara katılım sağlamıştır.
Antik Mısır için maraton yarışları önemli bir yer tutardı. Bizzat firavun tarafından kendi piramidi ya da mezar yapıları etrafında maraton koşusu organize edilirdi. Maratonun yanı sıra boks, güreş, binicilik, atıcılık, jimnastik, halat çekme, dağcılık, tırmanma, dans gösterileri, yoga, akrobasi ve top oyunları gibi birçok kategoride oyunlar düzenlenmekte idi. Halat çekmenin bugün hala Mısır’ın belli bölgelerinde oynandığı bilinmektedir. Dans etmek sınıf atlamak için önemli bir fırsattı. İyi dansçılar kralların farklı bölgelerde düzenledikleri festivallere gider ve oralarda özel gösteriler yaparlardı. Günümüzde oynanan hokey, hentbol, bowling gibi sporlara referans oluşturabilecek top oyunları yapılmıştır. Hatta Beni Hassan’da ele geçen bir duvar resmi sahnesinde kızlar ayakları ile birbirlerine pas verip topa vururken betimlenmiştir. Günümüzde oynanan futbolun bilinen en erken betimlemeleridir. Yapılan sportif etkinlikler krallar için halklarına kendilerinin güçlü olduklarını gösterdikleri bir organizasyondur. Zaten antik dönem uygarlıklarında hiçbir faaliyet halk için değildir. Sanat, spor, tarım, eğitim akla gelebilecek her şey tanrı ve iktidar içindir. Sporun daha çok Mısır Medeniyetinde şekillendiği ve oyunların buradan Anadolu ve Yunanistan’a yayılım gösterdiğini söylemek çok yanlış olmayacaktır. Matematik, astronomi, kimya, tıp, sanat ve mimari gibi birçok alanda gelişmiş bir medeniyetin spor ve eğlence açısından geride kalması düşünülemezdi. Günümüz olimpiyatlarında en çok madalya kazanan ülkelere baktığınızda bu ülkelerin birçok açıdan gelişmiş olduklarını gözleriz. Bu yüzden günümüzde bir ülke bilim, sanat, ekonomi, insan hakları gibi konularda belli bir seviyeyi yakalayamıyorsa o ülkenin spor karnesi de pek parlak olmayacaktır. Dolayısıyla birçok alanda insanlık tarihine kayda değer fayda sağlamış olan Mısır Uygarlığı spor faaliyetlerinin de gelişmesi, uygulanması ve yayılması bakımından önemli bir yere sahiptir.
Bir sonraki yazımız Yunan ve Roma Dönemi olacaktır takipte kalın.
Yorum Bırakmak İster misiniz?