Header Ads


EN KÖTÜ DİN DİNSİZLİKTEN İYİDİR.


BİLİNMEZLİK YOLCULUĞUNUN CAZİBESİ YA DA ÖLÜM KORKUSU

İlk insandan itibaren tüm canlılarda olduğu gibi ölümden sakınma için kısaca ölüm korkusuyla örülü yaşamda kalabilmek için geliştirilen kültürler teknolojiler ve uygarlıklar ölüme çare bulamamıştır. Sonsuz yaşam yerine avuntular geliştirmiş yaşamını uzatabilmek ve konforlu yaşam uğruna doğaya ihanet etmiş ve stokçuluk yapmıştır. Korunma ve ölmeme uğruna yapılan hiç bir çaba ölümün önüne geçememiştir. Çünkü her şey geriye alınamayan yavaşlatılamayan doğanın saatine bağlıdır. Tik-Tak Tik-Tak.







Platon ilkçağ doğa filozofu Platon'un 'Ruh Göçü' dediği kavram yeniden moda olmuş bir avuntu gibi görünüyor.

İnsan Öleceğini Bile Bile Yaşayan Tek Canlıdır. Neden? Ölüm ve Sonrası konusunda en çok merak edilenler

Ölümü bir türlü kabullenemeyen insan tek çareyi öldükten sonra başka bir yaşamı hayal etmekte bulmuş öyle avunmaya başlamıştır. Yaşadığı coğrafya ve iklimin doğal güçlerini yer şekillerini duygu ve düşüncelerini kutsallaştırıp hayatına ve ömrüne etki eden tüm kavram ve eşyayı tanrılaştırmış bunların her birine tapmış ve korkmuştur. 

Bu sırada ölümler devam ederken bilgiyi biriktirip kuşaklar boyu aktaran insanla birlikte bu eski tanrıları da ölmeye devam etmiştir. Bir arkeoloğa sorarsanız insanların hayallerinde yaşamış ve onlar gibi ölmüş kaç tane tanrı olduğunu öğrenebilirsiniz. Kısaca bir hesap yapalım Antik Mısır'da üç bin tanrı vardı. Sümer Hitit Antik Yunan Hint Çin İskandinav Asur... çarpı tüm dünyada güne kadar bu kadar doğa üstü varlık. Hepsi de öldü. 

Hiç biri insanın ömür yakarışına olumlu cevap veremedi. İnsan da bu uzun bin yıllarda ölümden sonra yaşam çözümüyle avundu. Krallar ve firavunlar ölünce ve zaten yaşarken tanrı oldukları için bu sorun sadece sıradan insanın derdiydi.


Mumyalanmış firavunun tanrı tarafından öbür dünya yolculuğuna hazırlanması

Hala günümüzde yaşayan Avrupa aristokratlarının ataları olan krallar tanrı soyundan gelmedir. O nedenle hiç bir çaba sarfetmelerine gerek kalmadan bir inanca göre örneklersek bu dünyadan göçtüklerinde gökyüzündeki büyük ateşin çevresinde oturan atalarının yanında yerleri hazırdır. 

Sıradan insanın ise çok çaba sarfetmesi iyi kul olması vergi ödemesi dua ve ibadetle geçen bir ömür sonunda hoşnut edebilirse tanrılarını bir şansı olacaktır öbür dünyadaki yaşam için. Ama önce günahlarının bedelini ateşte yanarak ödemek gerek.

Platon'un 'Ruh Göçü' Reenkarnasyon olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dünyadan göçmek toprağa girmektir. Ancak bununla birlikte günümüzde moda olan reenkarnasyon yani öldükten sonra yeniden doğma kavramının kökleri M.Ö. 7. yy'a kadar uzanır. Platon'un 'Ruh Göçü' dediği kavram yeniden moda olmuş bir avuntu gibi görünüyor. Antik dünyanın doğa filozoflarının öğretilerinde gördüğümüz ve yeni şekillenen inanç ikliminde modaya dönüşen kavramlar, halen etkin olarak inanılan dinlere ait öğretilerin kendisine hitap etmemesi ile biriken mantık bilgisiyle kopuş yaşayan ve duygusal boşluğa düşen insanın tutunmaya çalıştığı yeni inanç sistemlerine dönüşerek geri dönmeye başladı.


Annunakiler Sümer Mitolojisinde Kader Yazıcı tanrılar. 


Kader Dokuyucuları,yazıcıları Annunaki Sümer Tanrıları

İlk kez köken kültür Sümer'de sonra Asur'da ve daha sonraki antik uygarlıklarda gördüğümüz 'Annunaki' yani insanların kaderlerini yazan tanrılar yeni bir inancın ana maddesi olarak geri dönmüş durumda. Bin yıllarını yerde ve gökte bulunup dünyayı yöneten tanrılara tapınmakla geçiren insan artık dünya bilgisindeki bilinmezlik cazibesini kaybedince gözünü uzaya çevirip uzayda ve zavallı insanın ulaşamayacağı boyutta ve ulaşamayacağı bilgiye sahip Göksel Tanrılar olan varlıklarla Sümerden çıkıp nasıl beş bin yıl sonra oraya gittilerse Annunakilerin dünyayı yönettiğine karar vermişler. 

Tabii ki son semavi din olan İslam Dini engel olduğundan henüz inanç akımları olarak karşılaştığımız bu ve benzeri iddialar zaten uzaylı olan ve bilinmezliklerle örülü evrenin cazibesi ile gözü kamaşan ve ölümden sonra yaşamı arayan insana çok cazip geliyor olsa gerektir. 

                                       Ne demiş eskiler ''En Kötü Din Dinsizlikten İyidir.''

Bununla birlikte doğa filozoflarının her birinin öğretisinin ana unsuru olan ve hepsinin öğretilerinin toplamında insana ait erdemleri işaret eden felsefe yavan geldiği ve ömrü uzatmak yerine zorlaştırdığı için hiç sözü edilmeyen ve mümkünse engel teşkil etmemesi için uzak durulan yavan kavramlar olarak kalmıştır. 

Kolaydan yaşamak kısa yoldan ölümsüzlüğe kavuşmak ve hem bu dünyada mutlu olup hem ölümden sonraki yaşamı kotarıp cebe atmak isteyen insan yolunu yokuşa çevirip çıkmaz sokakta bitiren erdemlerden mümkünse kaçmalıdır. Hele Göksel Tanrılara hizmet edip ölünce uzayda zamansız şekilde uçup gezebilecekse bu dünya sadece otobüs durağı olmuyor mu?

Hep ilk günkü bilgilere mitolojik öykülerle oluşturulmuş öğretilere dönerek yeni inanç akımları oluşturulmaya devam ediliyor. Yukarıda verdiğimiz sadece tek bir örnek.

Tüm inanç sistemleri 'Doktrin'dir. Değiştirilemez geliştirilemez ve ihmal edilemez kurallar bütünü olan dinlerin ölüm sebebi de zaten budur. Bilgi ile dönen dünyada her doktrin eskimeye mahkumdur. Gelişime açık olmayan ya da bir başka deyişle demokratik olmayan hiç bir siyasi kültürel dinsel düşünsel sistemin ilanihaye (sonu gelmeyecek bir zamana değin, sonsuza değin.) yaşamasını beklemek saflıktır.

Kolay olan seçtiğiniz bir sistemin hizmetlisi olarak yaşayıp ölüm sonrası vaadettiklerine ulaşarak artık terk etmemek üzere yola devam etmek, zor ve yavan gelen ise mantık duygu dengesi gözeterek erdemli bir yaşam sonrası her dünyalı canlı gibi daha sonra doğanlara dünyada yer açmak üzere dönüp doğaya karışmayı kabul etmektir.


Yeni Doctor Who Ncuti Gatwa

Bir dizi film karakteri olan Doctor Who zamansız ve mekansız olarak evreni dolaşırken herhalde tüm hayallere karşılık gelen bir iş yapıyor. Zaman zaman sarfettiği arkeologlara nazire yapan sözleri ise sıradışı olarak gelişme imkanı bulmuş bir bilinci işaret etmek için olsa gerek. Doctor Who'nun Arkeoloji Aşkı!!! yazısı da ilginizi çekebilir.


Her şeye rağmen ve sonuç olarak zamanın gereği olan sosyal bilgiler ve hayat bilgisi konularını da içeren sistemler hala en makul görünenler herhalde ve tabii ki maddi kazançlara engel değilse. İnsan yaşam ve düşünce yolunda devam ediyor. Tabii ki hayalleri artık dünyayı aşmış şekilde.

Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.