Header Ads


GEÇMİŞİN İZİNDE ULUBURUN


GEÇMİŞİN İZİNDE ULUBURUN

Kaş ilçesinin 8.5 kilometre güneydoğusunda 3 bin 300 yıl önce batan Likya Ticaret gemisi Uluburun, yaklaşık 15 metre boyundadır ve sedir ağacından yapılmıştır. 
Kıç tarafı 44 metre, pruvası ise 52 metrede bulunmaktaydı. Taşımakta olduğu malzeme 61 metre derinliğe kadar yuvarlanmıştır. 1982 yılında Kaptan Ahmet Güntaş'ın teknesinde süngerci olarak çalışan Mehmet Çakır, sünger avlamak için denizin derinliklerine daldığında, sualtı araştırmacılarının bahsetmiş olduğu kulaklı bisküvilere benzeyen, bakır külçeler yığınını fark etti. Kaptan Ahmet Güntaş durumu Bodrum'da Sualtı Araştırmacılığı'na bildirdi. Oğuz Alpözen'in gemiyi tarihlendirmesinden sonra Sualtı Arkeoloji Ensititüsü geminin kazısına başladı. 1984 yılında George Bass ile başlayan kazı
Türk Arkeolog Cemal Pulak başkanlığında 11 yıl devam etti ve batığa 22.500 dalış gerçekleştirdi. Denizin 50 metre derinliğindeki bu sessiz dünyada kazı ekibi yılmadan 11 yıl çalışmıştır.


Uluburun Shipwreck
The Uluburun Shipwreck is a well-documented late 14th century BC shipwreck of the Late Bronze Age period, discovered ofF the south coast of Turkey in the Mediterranean Sea near the city of Kaş in the province of Antalya. Mehmed Çakir a Turkish sponge diver, made the initial discovery in 1982. It was recovered using techniques of underwater excavation in 22,500 dives over 11 consecutive campaigns of 3-4 months duration each from 1984 to 1994. As of 1984 it is the oldest intact shipwreck.

The vessel

*Bodrum Museum of Underwater Archaeology, Bodrum, Turkey

The wreck represents a merchant ship of Near Eastern, probably Cypriot or Levantine, origin.The ship was about 15 m long and could stow ca. 20 tons of cargo. The hull had been badly damaged, but some parts are preserved, partly by the corrosion products of the copper ingots. The hull was made of cedar wood of edge-joined planks (shell-based method of shipbuilding), a technique known from later Phoenician, Greek and Roman ships as well.The ship had at least 24 stone anchors on board, weighting between 120-210 kg, with two smaller ones of only 16-21 kg weight.Some of the anchors seem to have been spares and served to keep the ship balanced as well. Anchors of the single-hole Ulu Burun type are frequent on the Levantine coast, for example in Teli Abu Hawam, Ugarit, and Byblos. Others of similar type have been found at the Cape Gelidonya shipwreck and in Kition on Cyprus.
Excavation

The excavation of the Uluburun wreck was directed by George Bass and Cemal Pulak of the Institute of Nautical Archaeology between 1984 and 1994. The stern of the ship was at 44 m and the bow at 52 m depth. Some of the cargo had been scattered to a depth of över 60 m.

See also:

- Bodrum Museum of Undenvater Archaeology


ULUBURUN-2


Antik Dönem'e ışık tutan dünya'nın en eski gemisi Uluburun'dan hareketle inşa edilmiş Uluburun-2, Doğu Akdeniz'i kapsayan rotadan seyir halindeyken antik döneme ait bir dizi araştırmayı da hayata geçirdi. 14 Mart 2005'de

360 Derece Araştırma Grubu Uluburun-2 teknesini o dönemin teknikleriyle 8 ayda inşa edildi. Araştırma grubunun lideri arkeolog Osman Erkurt, Uluburun 2'nin Tunç Çağı'ndaki (günümüzden 3 bin 300 yıl öncesi) yöntemlerle tamamlandığım, ağaçların ahşap çiviler ile "kavela-zıvana" yöntemiyle birbirine geçirilerek inşa edildiğini, mümkün olduğunca metal çivi kullanılmaktan kaçınıldığını söylemiştir.Uluburun-2 yapımından sonra Osman Erkurt Hoca'nın belirlediği antik rotada ilerlemeye başlamıştır. Bu yolda bir dizi deneysel projeleri devreye soktuğunu eski bir röportajında belirtmiştir ki nitekim bunları gerçekleştirdiğini ve devam ettiğini görmüş bulunmaktayız. Şu an Urla sahilde sergilenen gemimiz yapıldıktan sonra Almanya Bochum Bergbau Müzesi'nde ve New York Metropolitan Müzesi'nde de insanlarla buluşmuştu.

ULUBURUN-3

Likya Ticaret Gemisi Uluburun 360 Derece Tarih Araştırma Çalışma Grubu, Kaş Kaymakamlığı, Kaş Belediyesi ve bölgede bulunan dalış merkezlerinin ortak çalışmasıyla yeniden yaşama döndürülmüştür. 360 Derece Grubu üyeleri ile tekne ustası Hayrullah Kes tarafından 40 günde yapılan ve Uluburun-3 adı verilen ahşap gemi 29 Ekim 2006 tarihinde düzenlenen tören ile Kaş yakınlarında Hidayet Koy mevkiinde deniz dibine indirilmiştir. Uluburun-3 oıjinaline sadık kalınarak yapılmış, kopyası olup 15 metre uzunluğunda ve 5 metre enindedir.

*** Türk Sualtı Arkeolojisi ve Turizmi'ne tanıtım hizmeti vererek, yerli ve yabancı sualtı tutkunları için önemli bir ziyaret noktası halini almıştır.
KAZININ YAPILIŞI

Tesadüf eseri sünger avlamaya çıkan Mehmet Çakır bulduğu bisküvilere benzeyen bakır külçeler, ardından haber verilen Bodrum Sualtı Araştırmacı Gurubu ve devreye giren Oğuz Alpözen ile Uluburun Batığı bulundu. Geminin yüküne 1984 yılında ilk kez George Bass göz atmıştır. Uluburun'a göz atmak için suya ilk dalışının nasıl olduğunu sorulduğunda "batığın kazısını planlamak için 5 dakika, kumdan bir örtünün ve yükün altındaki teknenin konumunu tahmin etmek için 5 dakika, böylesine derin bir batığa ulaştığımda soluk almaktan kaynaklanan derinlik sarhoşluğuyla yavaşlayarak geçirilen 5 dakika. Bilinen en eski batık önümde uzanıyor; küpler, bakır külçeler görüyorum. Etrafımı incelerken hızla kafamda bir harekat planı ve öncelik listesi yaparak su yüzüne çıkmaya koyuldum..." demiştir.


Ardında asistanı Cemal Pulak, Amerikalı meslektaşları Donald Frey ve Jack Kelley ile nasıl kazı yapacaklan, analizler ile güzergah belirleme çalışmaları yapılmaya başlanmıştır. İlk dört sezon, sezon başına bin dalış ile bulunanlar bütün beklentiler ötesinde olmuştur. Dalışlar 20 dakika sürmekteydi. Ayrıca büyük eserleri çıkarmada balondan faydalanmışlardır. Dalgıçlar için telefon sistemi kurmuşlardır; bu sistem oksijen depolanmış odacık şeklindedir, dalgıçlann acil bir durumda yukarıdakiler ile irtibata geçmeleri ve oksijen almaklarında kullanılmıştır. Ekip binlerce ölçümün ve binlerce eserin fotoğrafları yardımıyla, kazı alanının planını çıkardı. Uç sezonda geminin şekli ve bölümlerini şematik düzende, bölümlerinde gördüklerini ayrı renkler ve çıkarma planları ile geçmiştir. Batık daha işin başında hiçbir beklentiyi boşa çıkarmamıştır. INA ve National Geographic Society (Ulusal Bilim Vakfı) araştırmaya 1984'den başlayarak desteğini eksik etmemiştir. Institute for Aegean Prehistorya (Ege Prehistorya Ensitüsü) ve National Endowment For The Humanities (İnsan Bilimleri Ulusal Vakfı)ardından destek verdi. 22.500 den fazla dalış ile bulunan eserler özenle, kullandıkları Virazon Gemi'ye yüklediler. Ardından ilk değerlendirmeler yapıldıktan sonra Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi'ne gönderildi. Eserler üzerindeki çalışmalar hala devam etmektedir. Kesinleşmemiş birçok soru cevabını beklemektedir.


GEMİNİN YÜKÜ

Geminin yükü olasılıkla kral saraylarına yollanmaktaydı. Hammaddeleri ve hazır ürünleri taşıyan ticari amaçlı gemi 10 ton bakır ve 1 ton kalay taşımaktadır.

- 354 bakır külçe öküz gönü biçiminde -121 disk külçe

- Çoğu çam reçine ile doldurulmuş 150 adet Kenan amforası -9 büyük küp

-       175 adet cam külçe -Abanoz, fil dişi, su aygırı dişi

- 3 adet deve kuşu yumurtası

- Altın - gümüş - kurşun

- Mühürler

1-Bakır Külçeler

Gemideki bakır külçeleri iki ana guruptan oluşmaktadır. Birincisi öküz gönü biçimli olarak tanımlanan dörtgen külçeler ve disk külçeler.Bakır yükün büyük bölümü korunagelmiş 348 adet öküz gönü oluşturmaktadır. Öküz gönü külçelerin adının temelinde yanlışlık vardır. Öncelikle bunu düzeltmekle başlamak istiyorum. Öküz gönü denmesindeki sebep bu külçelerin öküz postuna benzetilmesiydi. Bir diğer tanımlama ise parasal değer sistemi ilgili bir kuram oluşturulmuş olmasından kaynaklanıyordu. Ancak bu iki düşüncede tamamen yanlıştır; çünkü külçelerin bu biçimlerini almasında kolay taşınması ve işlevsel olması baz alınarak şekil verilmiştir. Uluburun'da çıkarılan her bir öküz gönü ortalama 25 kg gelmektedir. Külçeler ağırlıklı olarak Akdeniz kökenlidir.

2- Kalay Külçeler

Uluburun Batığı'nda türlerinin en eskisi olan kalay külçeler de çıkarılmıştır.Tuncun ana maddelerinden olan kalay Kıbnsta rastlanmaz.Kalayın olasıklıkla Levant kıyılarında gemiler ile nakledildiği tahmin edilmektedir.Bulunan kalay külçelerin bazısı biçimlerini korumuş,bazısı ise diş macunu kıvamında amorf yumrulara dönüşmüştür.Gemiden 1 tona yakın kalay çıkarılmıştır ancak ne kadar kalay var sorusuna net bir cevap verilememektedir



KURŞUN, ALTIN, GÜMÜŞ

Uluburun Gemisi'nde kurşun külçe bulunmuyordu. Buluntular doğrultusunda kurşun levhalardan balık ağı ağırlığı olarak yararlanıldığını görmekteyiz. 100 ağ ağırlından alınan örneklerin kurşun izotop analizleri izotop parmak izlerinin çoğunun Yunanistan-Attika'daki Laurion kurşun madeni izleriyle uyuştuğunu gösteriyor. Bazı kurşun oranlan olasılıkla Sıphnos ve Khalkikiki ile Troas Bölgesi'nden gelmektedir. Bu sonuç Uluburun'un kurşun ağırlığının hammaddesinin farklı madenlerden geldiğini işaret eder. Kurşun bozulması zor ve tekrar kullanılabilen bir malzeme olduğundan bu durum şaşırtıcı görünmez. Demir atılan farklı limanlardan farklı kökenlere sahip ağırlıklar alınmış olduğunu düşünebiliriz. Madenin bir kısmı Kara Yunanistan, Kuzey Ege ya da Anadolu'dan yola çıkarak Levant Kıyılan'na ve olasılıkla Kıbrıs'a erişmişti. Buradan yola çıkarak Geç Tunç Çağı'nda kurşunun Akdeniz'in hem doğusu hem batısı ulaştığı anlaşılmaktayız.
Peyman Fulya Aksoy
Uluburun batığı buluntuları


Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.