Header Ads


HERMOGENES KİMDİR?

HERMOGENES

Vitruvius'da Hermogenes
Sık sık vurguladığımız gibi, Antik kaynaklardan edindiğimiz bilgiler ve arkeolojik bulgular bize Hellenistik çağın önemli mimarlarından birisinin Hermogenes olduğunu göstermektedir. Bu ününe karşın ne Hermogenes'in doğduğu kenti, ne eserlerinin tam sayısını, ne de yaşadığı tarihleri açık bir şekilde bilmemekteyiz. Hermogenes hakkında bilgi veren iki yazılı kaynak günümüze ulaşmıştır.


Bunlardan ilki Priene'de bulunan ve F. Hiller von Gaertringen tarafından yayınlanan bir adak yazıtıdır. Burada Hermogenes'in adı geçmektedir. Berlin Pergamon (Bergama) Müzesi'nde korunan ve İ.Ö. 2. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenen 207 numaralı söz konusu yazıtta, Harpalos oğlu Hermogenes'den (Ερμογένης Αρπαλου) ve onun tanrıçaya adadığı naosdan söz edilmektedir: "Harpalos oğlu Hermogenes bir [tapınak] adadı ve tapınağın inşasını da üstlendi'. Yazıtta Hermogenes'in nereli olduğu belli değildir. Ancak H. Vollmer'in de vurguladığı gibi, yazıtın Priene'de bulunması, Hermogenes'in Priene’li olabileceğine işaret etmektedir. Buna karşın, diğer bir grup bilim adamı, Vitruvius'un anlatılarından hareketle Hermogenes'in Alabandalı olduğunu savlamışlardır. Öne sürülen bu ikinci olasılık günümüzde artık geçerliliğini kaybetmeye yüz tutmuştur. Çünkü son yıllarda konu üzerinde yapılan çalışmalar, Vitruvius'un kitabının, daha sonraki yüzyıllarda, özellikle Ortaçağ'da, yapılan çoğaltmalar esnasında zaman zaman yanlış yorumlandığını ortaya koymuştur. Örneğin, günümüze ulaşan kopyalardan birisinde, "...sed Magnesiae Dianae Hermogenis Alabandei et Apollinis a Menesthe facta", bir diğerinde ise, "... sed Magnesiae Dianae Hermogenis, Alabandis etiam Apollinis a Menesthe facta" ibaresi vardır. Bu ifadelerden Hermogenes'in Alabanda'lı olduğu kadar olmadığı sonucu da çıkmaktadır. Bu problemin çözümünde en belirleyici etken A. Yaylalı'nın da vurguladığı gibi arkeolojik bulgulardır: "Yapılan kazı ve araştırmalar sonucunda, Magnesia'da bir Apollon tapınağının olmadığı, ama Artemis Tapınağı'nın varlığı, buna karşın Alabanda'da bir Apollon tapınağının bulunduğu belirlenmiştir". Bu sonuç da Vitruvius'un kitabının günümüze ulaşan kopyalarından, Hermogenes'in Alabanda'lı olmadığını gösterenin doğru olduğunu belgelemektedir. Böylece, Hermogenes'in Priene'liliği biraz daha ön plana çıkmaktadır.
Hermogenes hakkında ayrıntılı bir şekilde bilgi veren elimizdeki ikinci yazılı kaynak, kendisi de bir mimar olan Vitruvius'un, İ.Ö. 30 civarında kaleme aldığı "de architectura" adlı kitabıdır. Bu eserin değişik bölümlerinde Hermogenes'den bahsedilmektedir.


Hermogenes ve konumuzu ilgilendiren bölümler sırası ile şöyledir:

" Pseudodipteros, arkada ve önde sekizer, yanlarda ise köşeler de dahil olmak re onbeşer sütun bulunacak şekilde inşa edilir. Sellanın ön ve arka duvarları, Ortadaki dört sütunun tam karşısında olmalıdır. Böylelikle, dış sütun dizisi ve duvarlar arasındaki iki sütun aralığının kalınlığı ve sütun alt çapının toplamı genişliğinde bir mesafe oluşacaktır. Bunun Roma'da örneği yoktur; fakat Magnesia'da Hermogenes'in Diana (Artemis) tapınağında ve Mnesthes'in Alabanda’daki Apollo (Apollon) tapınağında görülebilir' (Vitrivius 3, 2, 6).
"Aşağıda tanımlandığı gibi beş tapınak sınıfı vardır: sütunları birbirine yakın pycnostilos; sütun aralıkları biraz daha açık systilos; daha da açık diastilos; gereğinden fazla açık aralıkları olan araeostilos ve aralıkları doğru olarak düzenlenen eustilos" (Vitruvius 3, 3, 1).
"Şimdi en beğenilen sınıf olan, uygunluk, güzellik ve dayanıklılık ilkeleri gözetilerek düzenlenen eustilos'lar anlatılmalıdır. Sütun aralıkları iki tam ve dörtte bir sütun kalınlığında, fakat ön ve arka ortada bulunan sütunların aralıkları üç sütun kalınlığında olmalıdır. Böyle yapıldığında, tasarımın hoş bir 'etkisi olacak, girişte engel bulunmayacak ve sellanın çevresindeki yürüyüş alanı daha öne çıkacaktır" (Vitruvius 3, 3, 6).

"Roma'da bu türden bir örneğimiz yoktur. Ancak Küçük Asya'da, Teos'da
Bacchus'a (Dionysos) ithaf olunan bir hexastilos bulunmaktadır.
Bu bakışım kuralları, aynı zamanda pseudodipteros octastilos ilkesinin düzenleyicisi olan Hermogenes tarafından saptanmıştır. Hermogenes bunu dipterosun bakışımını oluşturan iç sıralardaki otuz sekiz sütunu kaldırıp, masraf ve işçiliği de azaltarak gerçekleştirmiştir. Böylece, genel görünümden taviz vermeden ve zaten fazlalık oluşturan bir öğenin yokluğunu hissettirmeden, sütunlarla sellanın duvarları arasında daha geniş bir yürüyüş alanı elde edip tüm yapıtın asaletini bu yeni düzenleme ile korumuştur" (Vitruvius 3, 3, 8).
Çünkü, pteroma düşüncesi ve tapınağın etrafındaki sütun düzeni, sütun aralıklarının bir yüksek kabartmanın etkileyici görüntüsünü vermesi amacıyla tasarlanmışlardı. Bunun yanında, çok sayıda yağmura yakalanan olduğunda onların tapınakta ve sellanın çevresinde bekleyebilecekleri geniş bir yer bulunuyordu. Bu düşünceler, daha önce anlattığım gibi pseudo dipteros tapınak düzeninde geliştirilmiştir. Görülüyor ki, Hermogenes, ince bir yaratıcılık gösteren sonuçlar elde ederek ardıllarının öğretici ilkeler edinebilecekleri kaynaklar bırakmıştır" (Vitruvius 3, 3, 9).
"Eski mimarların temel bakışım kurallarından kaynaklanan kusurlar ve uyumsuzluklar nedeni ile Dor düzeninin tapınaklarda kullanılmaması gerektiğini söylerler. Arcesius ve Pytheos'un yanında Hermogenes de böyle demişti. O, örneğin, bir Dor tapınağı yapmak üzere mermer toplandıktan sonra fikir değiştirerek Bacchus Baba için aynı malzemelerle bir İon tapınağı inşa etmiştir. Bunun nedeni, görünüş ve biçimsel soyluluk açısından güzel olmadığından değil, üçüz yiv ve ayna (lacunaria) düzeninin yapıt için bir sıkıntı ve uygunsuzluk yaratmasıdır" (Vitruvius 4, 3, 1).
"Daha sonra Silenus Dor yapılarının oranları; Theodoros, Samos'da bulunan Juno'nun (Hera) Dor Tapınağı; Chersiphron ve Metagenes, Diana'nın (Artemis) Ephesos'daki İon Tapınağı, Pytheos, Minerva'nın (Athena) Priene'deki İon Mabedi; Iktinos ve Carpion, Atina Akropolündeki Dor Minerva Tapınağı; Phokaia'lı Theodorus, Delphi'deki Yuvarlak Yapı; Philo, tapınakların oranları ile Piraeus Limanındaki Tersane; Hermogenes, Magnesia'daki İon düzeninde bir pseudodipteros olan Diana Tapınağı ve Teos'daki Bacchus Baba'nın (Dionysos) Monopteros Tapınağı; Arcesius, Korinth oranları, kendi elleriyle yaptığı söylenen Tralleis’teki İon Aesculapius (Asklepios) Tapınağı ve büyük ve yüksek bir talihe erişen Satyros ile Pytheos ise Mausoleum'un üzerine birer kitap yayınladılar (Vitruvius VII, 12, 140 vd.).
Yukarıdaki bire bir alıntılardan da anlaşılabileceği gibi, Vitruvius kitabında Hermogenes'e oldukça geniş yer ayırarak, uyguladığı teknikler konusunda ayrıntılı bilgiler ve ölçüler vermiştir. Burada altının çizilmesi gereken ilginç diğer bir nokta ise Hermogenes'in başka bir İonia'lı mimar olan Pytheos'dan hemen sonra anılmasıdır.


Vitruvius'un ifadelerine göre Hermogenes; Magnesiae Artemis Tapınağı'nın mimarı, tasarda pseudodipteros planın bulucusu ve mimari düzenlemede eustylosun uygulayıcısıdır. Bu arada Hermogenes'in Dor düzeninde tasarlanmış ve mermer malzemesi hazırlanmış bir tapınağı estetik nedenlerle Ion düzeninde inşa etmiş olduğundan da bahsedilmekte, ancak bu tapınağın yeri konusunda hiçbir bilgi verilmemektedir.
Vitruvius'un kitabının Hermogenes anlatılarını kapsayan bölümünden, tapınağı çeviren sütunların aralarındaki açıklığın sütun alt çapına göre hesaplanarak belirlenmesi esasına dayanan beş ayrı prensibin olduğunu öğreniyoruz:


Pyknostylos Kapalı dizin sütun aralığı: 1 ½ X alt çap
Systylos Dar dizin sütun aralığı: 2 X alt çap
Eustylos Rahat dizin sütun aralığı: 2 ¼ X alt çap
Diastylos Geniş dizin sütun aralığı: 3 X alt çap
Araeostylos Açık dizin sütun aralığı: 3 ½ X alt çap

Yine aynı kaynaktan öğrendiğimize göre Hermogenes, bunlardan iyi görünüşü, sağlamlığı ve oranların oldukça net olması gibi nedenlerle yapıtlarında "eustylos"u tercih etmiştir.
Vitruvius'un pseudodipteros tapınak tasarının bulucusu olarak Hermogenes'i göstermesi, sorunu inceleyen bazı araştırmacıları, bu güne kadar saptanabilmiş Hellenistik döneme ait pseudodipteros tasarlı tapınakların Hermogenes'in Magnesia'daki Artemision'undan etkilenerek inşa edildiği sonucuna götürmüştür. Bu nedenle Vitruvius'un ifadesinin doğruluğu özellikle irdelenmelidir.
Vitruvius'un Hermogenes konusundaki bizce en büyük eksikliği mimarın yaşadığı dönem hakkında bir tarih vermemesidir. Bu durum mimarımızın eserlerini tarihlemede sorun yaratmaktadır. Konu üzerinde çalışan bilim adamları değişik yöntemlerle sonuca ulaşmayı denemişler ve yukarıda gözler önüne sermeye çalıştığımız gibi üzerinde birleşilmiş bir tarihe ulaşamamışlardır.
Arkeoloji ile ilgili her şey...
Arkeoloji.biz

Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.