Header Ads


ANTIOKHİEA ANTAKYA'NIN COĞRAFİ KONUMU



ANTIOKHİEA ANTAKYA'NIN COĞRAFİ KONUMU

Antakya, Anadolu'nun güneyinde, Akdeniz Bölgesi'nin doğu ucundadır. Güneyden kuzeye doğru denize paralel uzanan Ensariye Dağlan'nın uzantısı olan Keldağ'ın kuzey ucundaki Habib-i Neccar (Silpius) Dağ'nın eteklerinden Orontes (Asi) nehri'nin kıyılarına kadar yayılmıştır. 



THE FOUNDING OF ANTAKYA AND URBAN DEVELOPMENT

Antiocheia is founded by SeleucusI about 300 BC.

Antiocheia erected on eastern bank of the Orontes river and on mount Habib Neccar (Silpius). Acropolis has been on mount Habib Neccar. Old city is settled on the plains across the Orontes river .With its sharp hillsides Acropolis is separated from city centre .Walls of town surrounded both Acropolis and city centre. When the city first built up river and columned way was on Kurtuluş Street .It was designed according to grid plan. It can be seen traces of the old streets from North part of Kurtuluş Street within Orhanlı Town . Streets were directed considering sun and prevailing wind The long streets fit in South -west,North-east direction so as to take the wind come from Asi river in summer. Antioch faced at Hellenistic time and Roman time then Antioch flourished under the Byzantines Later overrun by the Persians, then the Arabs and the Seljuk Turks . it regained importance under the Crusaders then Mamelukes,finally the Ottomans . Even so the city shaped according to Ottoman culture.Intricate narrow roads and dead -end streets took the place of vanished mystery. Residences and commerce are located in different areas.Residences cover nearly one fourth of city.There are back streets ,small mosques and fountains which open into each other spontaneously. Narrow streets limited by high walls .There are tradional houses with its historical Gates.Fruit trees and flowers inside these traditional houses form the green graft of Antiochia. There were 22 towns in 16 century and in 19 century there were 29 towns.

MAİN SİGHTS

With its remarkable history there is much for visitors to see in Antakya.

Antakya Achaeological Museum has the second largest collection of Roman mosaics in the world.

Paleolithic caves: Üç Ağızlı Merdivenli Tıkalı

Tumulus: Tell Atçana

Tell Tayinat

The rock -carved church of st.pierre with its network of refuges and tunnels carved out of the rock, a site of christian pilgrimage.

There are also tombs cut into the rock face at various places along the Orontes valley.

St.pierre is one of the first church in the world.

St.simon monastery

Titus/Vespasianus Tunnel

The first illuminated street in the world is Kurtuluş street which is in Antakya.

The Ottoman Habib-i Neccar camii the oldest mosques in Anatolia.

Vakıflı village is the only Armenian village in Turkey,it is also in Antakya.

The waterfalls at Harbiye/Daphne promenade.

Besikli cave and graves(The antique city of Seleukeia Pierria)

Bakras castle

ANTIOKHİEA ANTAKYA'NIN COĞRAFİ KONUMU

Antakya, Anadolu'nun güneyinde, Akdeniz Bölgesi'nin doğu ucundadır. Güneyden kuzeye doğru denize paralel uzanan Ensariye Dağlan'nın uzantısı olan Keldağ'ın kuzey ucundaki Habib-i Neccar (Silpius) Dağ'nın eteklerinden Orontes (Asi) nehri'nin kıyılarına kadar yayılmıştır. Silpius Dağı üzerinde şehrin Akropolis'i yer almaktadır. (Lev. I res.) Aşağı şehir, Orontes Nehri'nin denize doğru izlediği güzergâha paralel biçimde yerleşmiştir. Antakya'nın Akdeniz'le bağlantısı, kuzeyde Belen Geçidi üzerinden İskenderun Körfezi; güneybatıda Asi Nehri'nin denize döküldüğü yerde, Samandağ Körfezi ile sağlanır.1

ANTAKYA'NIN KURULUŞU VE KENTSEL GELİŞİMİ

Antakya'nın temeli M.Ö. 22 Mayıs 300 tarihinde I. Seleukos Nikator tarafından atılmıştır. Seleukos şehre babası'nın (ya da oğlunun) adına izafeten "Antiokheia" adını vermiştir.2 Kent, ilk kurulduğunda, nehir ile Roma Dönemi'nde "Sütunlu Yol"a dönüşecek olan cadde (bugünkü Kurtuluş Caddesi) arasında kalmaktadır. Hippodamos Izgara Plan'na göre tasarlanmıştır.3 Başkent Antakya hızla gelişip o günün dünyasında önemli bir merkez olarak ün kazandı. I. Seleukos Dönemi'nde su kanalları yapılarak Defne (Harbiye) Çağlayanlarından Antakya'ya su getirildi. Antakya aynı zamanda bir olimpiyatlar şehriydi. İlk olimpiyatlar Antakya'da M.Ö. 195 yılında düzenlenmiştir. Antakya M.Ö. 64 yılında Roma İmparatorluğu'na katıldı ve imparatorluğun Suriye eyaletinin başkenti oldu. M.S. I. yy.'ın ilk yarısında ortaya çıkan Hıristiyanlık Kudüs dışında kırklı yıllarda ilk defa Antakya'da yayıldı. M.S. I. yy.'da Antakya nüfus bakımından Roma İmparatorluğumun, Roma ve İskenderiye'den sonra üçüncü büyük şehriydi. Asi Nehri ağzında bulunan ve eski çağlardan beri kullanılan El Mina Limanı Antakya ve dolayısıyla buraya ticaret yollarıyla bağlı şehirler için çok önemlidir. Ayrıca Seleukeia ve İskenderun gibi limanlar sayesinde hem maddi hem manevi yönden zengin bir şehirdir.


ANTAKYA'NIN TARİHİ DOKUSUNU OLUŞTURAN ÖĞELERİ HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ

Müze Tunus'tan sonra dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşımaktadır. Fransız yönetimi döneminde, bölgede yapılan kazı çalışmaları ile önemli eserlerin ortaya çıkması nedeniyle müze yapılması kararı alınır ve sergilenmesi düşünülen eserlere göre M. Michele Ecosher müze planını çizer. 1934 yılında inşaata başlanır Hatay Devleti zamanında tamamlanan müze 1948 yılında ziyarete açılır. Eserlerin büyük bir kısmı Chicago Oriental Institude British Museum ve Princeton University tarafından yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Müzede Harbiye, Antakya, Atçana, Samandağ ile İskenderun'da ortaya çıkarılan Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Yeni Asur, Hitit, Helen, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler bulunmaktadır.5 Bazı mozaiklere örnek verecek olursak: Oceanus ve Thetis Mozaiği (Lev. I res. 2), Narkissus ve Echo Mozaiği, Dansözler Mozaiği, Zenci Balıkçı Mozaiği, Mutlu Kambur (Kaicy) Mozaiği, Soteria Mozaiği (Lev. III res. 1), Kemgöz (Kaicy) Mozaiği (Lev. III res. 2), Sarhoş Dionysos Mozaiği (Lev. IV res. 1), Mevsimler Mozaiği, Dionysus ve Ariadne (Lev. II res. 1) Mozaiği, Pyscheler'in Kayığı Mozaiği, Büfe Mozaiği(Lev. II res. 2).

ANTAKYA LAHTİ

Sidamara tipi (sütunlu) lahit (Lev. IV res. 2) için Hatay Arkeoloji Müzesi'nde özel salon yapılmıştır. Lahtin uzunluğu 2.47 m. genişliği 1.22 m. yüksekliği 1.20 m.dir. Antakya Lahiti'nin M.S. 265-270 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu tarihlemeyi destekleyen önemli bir delil içinden çıkan Roma İmparatorlarından 2. Gordianus (M.S. 238) ile İmparator Gallienus ve karısı Salonina'nın (M.S. 253-268) altın sikkeleridir. Gallienus sikkes M.S. 260-270 yıllarında Roma'da basılmış olan, Lahtin tarihlenmesinde önemli delildir.6

ST. PIERRE KİLİSESİ

Antakya'nın kuzeydoğusunda, Reyhanlı çıkışının yakınında bulunan bu mağara kilise (Lev. V res. 1), Antakya'da Hıristiyanlığın yayılma döneminden kalan yegâne yapıdır. Hz. İsa'ya inananlara ilk defa burada Hıristiyan adı verildi.7 Hıristiyan alemi için, Kudüs ve Roma gibi kutsal bir yer olması nedeniyle, Papalık tarafından 1963 yılında, bir "hac yeri" olarak kabul edilen ve Petrus'un Antakya'ya geldiğinde vaaz verdiği yer olarak Hıristiyanlığın ilk mabedlerinden sayılan bugünkü adıyla "St. Pierre Kilisesi"nde (Aziz Petrus Grottosu), her yıl 29 Haziran günü, İstanbul'dan ve çevre illerden gelen çok sayıda din adamı ve Hıristiyan cemaatinin katıldığı bir ayin yapılır. Döşemesinde, 5. yy'a ait mozaik parçalan ile sunağın sağındaki duvarda bir zamanlar duvarın tamamını kaplayan fresklerden izler bulunmaktadır.8

HABİB-İ NECCAR CAMİİ

Camii Roma Dönemi'ne ait bir Pagan tapmağının üzerine inşa edilmiştir Günümüzdeki cami Osmanlı Dönemi eseridir. Caminin kuzeydoğu köşesinde İsa'nın havarilerinden Yunus (Yuhanna) ve Yahya (Pavlos) ile onlara ilk inanan ve şehit edilen ilk kişi olan Antakyalı Habib-i Neccar'ın türbesi bulunur.9

TELL ATÇANA HÖYÜĞÜ

Aççana Höyüğü, Asi Nehri'nin kıvrımına yakın bir mevkide, en güney ilimiz Hatay, Amik Ovası'nın orta kesiminde yer alır. Teli Atçana, 750x325 m boyutlarında ve 9 m yüksekliğinde büyük bir höyüktür.10 Aççana Höyük (antik Alalakh) ilk olarak University of Chicago Oriental Institute Robert J. Braidwood tarafından 1930'lu yıllarda yürütülen Amik Ovası yüzey araştırması sırasında 136 numaralı yerleşme olarak tespit edilmiştir. Orta ve Geç Tunç Çağlar'a tarihlenen arşivler Mukiş Krallığı'nın başkenti, Alalakh olarak tanımlamıştır. Akatça, Hunice ve Hitit/Luvice yazılan belgeler Alalakh'm 2. binyılm başında Halep'tekiYamhad Krallığı'na bağlı olduğu anlaşılıyor. 2. binyılın ortasında, Hurro-Mitanni Kralların müteffıkleri olarak tanımlanıyor ve Hitit Büyük Kral Supililiumas zamanında veyahemen sonra Hitit İmparatorluğu'na dahil oluyor. M.Ö. 1200'de yanarak sona eriyor.11 Aslıhan Yener, 2003 yılından bu yana TC Kültür Bakanlığı ve Mustafa Kemal Üniversitesi desteğiyle kazı çalışmalarına devam etmektedir. Bu höyükte 17 saray katmanı tespit edilmiş, bugüne değin ulaşılan 7 adet saraydan Orta ve Geç Tunç Çağı kalıntıları ortaya çıkarılmıştır.12

TELL TAYİNAT HÖYÜĞÜ

Teli Tayinat, Asi Nehri üzerindeki Demirköprü'nün 1. 5 km. doğusunda, nehrin batıya dönerek Amik Ovası'nın güney yakasını çevrelediği yerde bulunan, deniz seviyesine yakın, büyük bir höyüktür. ,lk olarak 1930'larda Şikago Üniversitesi heyetinin araştırmaları sayesinde de anlaşıldığı gibi Tayinat'ta Neo-Hitit/Luwia başkenti Kunulua'nın geniş kalıntılar bulunmaktadır.13 Günümüzde Kanada, Toronto Üniversitesi'nden Timothy Harrison tarafından kazılar yapılmaktadır. Tayinat, Halep'ten Hatay'a kadar uzanan Padasatini Krallığı'nın başkenti konumundadır. Atçana Höyüğü ile benzerlik göstermekte ve bağlan bulmaktadır. Kazılardan çıkacak sonuçların, Hititler konusunda tüm bilinmeyenleri açıklığa kavuşturması ve ilk kentsel toplumların geliştirdikleri sosyal, ekonomik ve politik kurumların araştırılarak, karanlık çağı aydınlatması beklenmektedir.14
1 Mo.org.tr/smgm
2 Tekin, 2008, s.311
3 Mo.org.tr/smgm
4 Tekin, 2008, s.311-312
5 Mo. org. tr/smgm
6 Antakyarehberi.com
7 Tekin, 2008, s.312
8 Mo. org. tr/smgm
9 Mo. org. tr/smgm
10 26. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2004, s.45-47
11 26. Kazı Sonuçları Toplantısı, 2004, s.45-47


Hiç yorum yok

www.arkeoloji.biz. Blogger tarafından desteklenmektedir.